Çok karanlıktı traducir español
278 traducción paralela
Ama ağaçların altı karanlıktı, çok karanlıktı.
Pero bajo los árboles estaba oscuro.
Çok küçüktü ; çok karanlıktı.
Era tan pequeña, tan críptica.
Çok karanlıktı.
Estaba muy oscuro.
Çok karanlıktı, o korktu.
Estaba muy oscuro y ella tenía miedo.
Lance, şöyle bir düşündüm de aşağısı çok karanlıktı ve belki de o adam Bay Loren değildi.
Lance, estuve pensando. Estaba tan oscuro ahí abajo. Quizás no fue el Sr. Loren.
Çok karanlıktı.
Estaba oscuro.
Çok karanlıktı ve o da oradaydı.
Estaba muy oscuro, y Io vi.
Ama alt kat çok karanlıktı ve kapı da neredeyse...
Sí. Pero estaba tan oscuro aquí abajo, la puerta estaba casi...
Hayır, çok karanlıktı. Sadece...
No, estaba muy oscuro.
Fakat yol çok karanlıktır... Ben sizi bırakayım..
Las calles son oscuras, será mejor que la acompañe.
Beni kimse görmedi bile, sokak çok karanlıktı, Charles olduğumu sandılar.
Aunque me hayan visto estaba tan oscuro que habrían creído que era Charles.
Daha önce de göremezdiniz, çünkü çok karanlıktı.
Y no pudo verla antes porque estaba demasiado oscuro.
6 : 15'ten önce çok karanlıktı.
Antes de las 6 : 15 estaba demasiado oscuro.
- Onu yakından gördün mü? - Çok karanlıktı.
- ¿ Lo miró bien, con calma?
Her neyse, size doğruyu söylüyorum çok karanlıktı ve kimsenin yüzü görünmüyordu.
En cualquier caso, de verdad... estaba tan oscuro que no se podía ver la cara de nadie.
Dün gece görmek için çok karanlıktı.
Anoche estaba demasiado oscuro para ver nada.
Hayır, çok karanlıktı.
No, estaba demasiado oscuro.
Çok karanlıktı, hiçbir şey göremiyordum...
Estaba tan oscuro, que no podíamos ver.
Çok karanlıktı, ellerimi bile göremedim!
¡ Es tan oscuro! ¡ No podía ver mis manos!
Çok karanlıktı. Yüzünü göremedim.
Estaba muy oscuro, no pude ver su cara.
İyi de, gece çok karanlıktır.
Pero la noche es tan oscura.
Çok karanlıktı.
Estaba demasiado oscuro.
Yüzünü görebilmek için çok karanlıktı.
Estaba demasiado oscuro para verle la cara.
Çok karanlıktı.
Estaba obscuro.
Pek iyi göremedim, çünkü çok karanlıktı.
No podía ver muy bien porque estaba oscuro.
Hayır, çok karanlıktı.
No estaba muy oscuro.
Zaten çok karanlıktı.
Era de noche, ¿ no? Estaba oscuro.
Oh, 30 yaşın altınadaydı, bayım, çok karanlıktı, orta boylu, temiz tıraşlı. Aksanı Bay Firmani gibiydi?
Oh, menos de treinta años, señor es de tez oscura altura media de rostro afeitado oh, tiene acento, como el Sr. Firmani.
Olabilir, o gece çok karanlıktı.
Tal vez. Estaba muy oscuro esa noche.
Parmak izlerini silmek istedi, ama çok karanlıktı.
¡ Yo... escogeré 3! ¡ Shiori-chan, Karen-chan y Haruka-chan!
- Çok karanlıktı.
Estaba oscuro.
Hava çok karanlıktı ve o da oğlunun paltosunu giymişti.
Era de noche y se había equivocado de abrigo.
Kümesin içi çok karanlıktı. Tavuklar "gıt gıt gıdak" diyorlardı. Phillip ise "Francie, burası çok karanlık" diyordu.
El gallinero estaba oscuro, con todas esas gallinas parloteando... y Phillip diciendo, "Francie, está oscuro".
İçerisi çok karanlıktı.
Estaba tan oscuro allí.
Oda çok karanlıktı. Ve onu Maris sandım.
Estaba obscuro y pensé que era Maris.
Onu arabasına bıraktığımda çok karanlıktı.
Desde luego estaba oscuro cuando le acompañé a su coche.
Çok karanlıktı kimin kurtardığını söylemek zor.
Estaba tan oscuro, que es dif + ícil decir qui + én rescat + ¦ a qui + én.
Çok karanlıktı.
- Estaba muy oscuro.
Aklım çok karışmıştı, korkmuştum, hiçbir şey yapamayacak durumdaydım. Oda karanlıktı.
La sala estaba a oscuras.
Eylülde günbatımından sonra hava çabucak karardığından, şimdi etraf çok daha karanlıktı.
Ahora estaba más oscuro, pues en septiembre anochece rápidamente después de la puesta del sol.
Aklım çok karışmıştı, korkmuştum, hiçbir şey yapamayacak durumdaydım. Oda karanlıktı.
Todo estaba a oscuras.
Etraf karanlıktı, siz de çok meşguldünüz.
Estaba oscuro, y usted muy ocupada.
Karanlıktı, çok fazla uzaktı, karanlık bir suretten başka bir şey görülmüyordu.
Estaba oscuro, yo estaba muy lejos, no era mas que una figura oscura.
Hava çok karanlıktı...
Estaba demasiado oscuro para ver.
Hava çok ağır, karanlık ve basıktı.
Estaba muy pesado, oscuro y suavemente templado.
Fakat deniz karanlıktır. Görme ve koklama duyuları karada çok işe yararken burada çok işe yaramıyorlar.
La vista y el olfato, que son útiles para los mamíferos de tierra no sirven de mucho aquí.
Karanlıktı. Çok karanlık.
Estaba oscuro, totalmente oscuro.
Kont Drakula, o karanlık ışıkların artık aydınlık olması bizi çok mutlu etti Carfax Abbey uzun süredir kapkaranlıktı.
Conde Drácula, será un alivio ver luces encendidas a través de esas ventanas tristes de la Abadía Carfax una vez más.
Bir gece, çok geçe kalmıştım. Her zamanki gibi tüm camlar karanlıktı. Sadece bir tanesi hariç...
Una noche, era bastante tarde, como siempre, las ventanas estaban todas oscuras.
Karanlıktı ve her şey çok çabuk gerçekleşti.
Estaba oscuro y pasó tan rápido...
Ortalık karanlıktı ve mahlûk camdan çok hızlı kaçtı.
Estaba oscuro y huyó por la ventana.
karanlıktı 48
çok komiksin 151
çok kötüyüm 33
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok küçük 77
çok komiksin 151
çok kötüyüm 33
çok komik 891
çok kibarsın 55
çok kötüsün 99
çok kötü 847
çok kötü bir şey 17
çok korkuyorum 271
çok küçük 77
çok kibar 31
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kısa 47
çok kötü bir şey oldu 27
çok karışık 33
çok kibarsınız 94
çok karanlık 65
çok kötü hissediyorum 33
çok kötü kokuyor 16
çok korktum 176
çok kötü görünüyor 21
çok kısa 47
çok kötü bir şey oldu 27