English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ö ] / Özgürsünüz

Özgürsünüz traducir español

571 traducción paralela
Bay Hardy, özgürsünüz.
Señor Hardy, es usted un hombre libre.
Seni bulamazsam gece yarısından yarın gün doğumuna dek, ikiniz de özgürsünüz.
No les encuentro antes de mañana al salir el sol, les dejaré libres a los dos.
İstediğiniz gibi gelip gitmekte özgürsünüz ve kalmayı da seçebilirsiniz.
Aqui estan ustedes, libres de entrar y salir, y deciden quedarse aqui.
Bir kez daha, hayata atılmak için özgürsünüz dürüstlük için çaba göstermeye, kendinize hakim olmaya, Tanrı korkusu ile yaşamaya.
Ahora que vuelven a ser libres y salen nuevamente al mundo... intenten llevar vidas honestas, sobrias y llenas de devoción.
Gitmekte özgürsünüz, efendim.
Está usted libre, querido señor.
Özgürsünüz.
Así es.
Ölümcül cazibeniz, yavaşça azalınca, gitmekte özgürsünüz.
En cuanto se le pase a ella esa fascinacion, podra irse.
Böyle düşünüyorsanız çekip gitmekte özgürsünüz.
Si así es como se siente, es libre de marcharse.
- İstediğinizi yapmakta özgürsünüz.
- Es libre de hacer lo que quiera.
Özgürsünüz!
¡ Sois libres!
Açıkça konuştum. Neyin doğru olduğuna inanıyorsanız ona göre karar vermekte özgürsünüz.
Yo he hablado libremente y ahora libremente haga lo que tenga que hacer por su propio bien.
- Özgürsünüz?
- ¿ Están libres?
İstediğiniz yeri aramakta özgürsünüz.
Puede buscar donde guste.
İstediğinizi yapmakta özgürsünüz.
Por mí, haced lo que querais.
Hepiniz gitmekte özgürsünüz.
Pueden irse si quieren.
Özgürsünüz.
- Es usted libre.
Gitmekte özgürsünüz.
Es libre de marcharse.
Ve şu anda mesleğinize dönmekte özgürsünüz?
¿ Y ahora vuelve a su profesión?
İlk kez olmak üzere, artık özgürsünüz.
Así que, por el momento, está usted libre.
Özgürsünüz.
Usted es libre.
Sizler yapmak istediğinizde özgürsünüz.
Los demás podéis hacer lo que queráis.
- İstediğiniz kararı almakta özgürsünüz.
Usted decide.
Nasıl özgürsünüz? Burada hapis değil misiniz?
¿ Pero estuvo prisionero?
Özgürsünüz, hanımlar!
Ustedes están en libertad, señoras
Siz de herkes gibi teklif vermekte özgürsünüz.
Tiene libertad para pujar al igual que el resto.
Hepiniz gitmekte özgürsünüz.
Quedarán todos libres.
Dinleyin beni, gitmekte özgürsünüz!
Sois libres de marcharos. Sois libres de marcharos.
Gitmekte özgürsünüz! Gitmekte özgürsünüz!
Sois libres...
Gitmekte özgürsünüz!
Sois libres... Libres...
- Özgürsünüz, Kaptan.
- Está libre, capitán.
Öyle yapmakta özgürsünüz Mr. Spock.
Tiene libertad de hacerlo, señor Spock.
Herkes dışarı, özgürsünüz!
¡ Todo el mundo fuera! ¡ Sois libres, hermanos!
Özgürsünüz.
Son libres.
Siz özgürsünüz, ben özgürüm Bay Yin özgür, ama gene de hiçbirimiz özgür değiliz.
Usted es libre, yo soy libre... el Sr. Yin es libre pero, sin embargo, ninguno lo es.
Neye isterseniz inanmakta özgürsünüz.
Vuestro corazón es libre.
- şimdi, benim yaklaşımıma katılmıyorsan firma ile ilişkinizi kopartmakta tam anlamıyla özgürsünüz.
Si estás en desacuerdo con mi enfoque tienes todo el derecho de concluir tu relación con la empresa.
Önünüzdeki kanıtın gerçekliği su götürmez ise... Troçki'ye yapılan saldırının hazırlanmasına gerçekten yardım etmişsem işte o zaman bu suikast girişimine bizzat dahil olduğuma yönelik her türlü akla yatkın varsayımı yapmakta özgürsünüz.
Sin embargo, si la prueba que tienen ante ustedes es cierta si realmente ayude en la preparación del atentado contra Trotsky entonces tienen todo el derecho a llegar a la lógica conclusión de que tal vez yo esté implicado en un intento de asesinato.
İşte, bayanlar, kuş kadar özgürsünüz.
Ya estas srta, libre como un pajaro
Gidip gelmekte özgürsünüz.
Eres libre de ir y venir.
"Tüttürmekte Özgürsünüz... Seksüel Nevroz."
"Libertad para fumar Neurosis sexual".
Özgürsünüz efendiler.
Es usted libre, caballero.
Kişisel kararları vermekte özgürsünüz.
En lo tocante a su personal queremos dejarle libertad total al Instituto.
Gerek yok lütuflarıma her biriniz özgürsünüz.
Cada uno tiene libertad en su corazón, sin necesitar mi gracia.
Hoşuma gitmese de söylemek zorundayım, görevi reddetmekte özgürsünüz.
No tengo que decir, que tienen la libertad de negarse.
İstediğiniz her yere istediğiniz anda gitmekte özgürsünüz.
Claro que son libres de ir a cualquier parte.
Bana inanıp, inanmamakta özgürsünüz, ama, inanmazsanız o zaman, kurbanların akan kanlarının vebali de, size ait olacaktır. Bana değil.
Puedes creerme o no, pero si no lo haces... la sangre de las víctimas manchará tus manos... no las mías.
Bu yüzden ona adıyla hitap etmekte özgürsünüz.
Así que llámela por su nombre.
Artık hepiniz özgürsünüz!
Sois libres de trabajar en aquello que os plazca.
Özgürsünüz!
¡ Están libres!
Gitmekte özgürsünüz!
Sois libres...
- O zaman gitmekte özgürsünüz.
Entonces podrán irse tan libres como vinieron.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]