English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ş ] / Şansa bak

Şansa bak traducir español

580 traducción paralela
Şansa bak!
¡ Qué suerte!
Şansa bakın ki arabanın altında kalmışsınız.
Ha sido un trágico accidente.
Şansa bakın ki, kocası da ben de oldukça barışçıl insanlarız.
Pero soy un hombre tranquilo y el marido un hombre educado.
Şansa bak.
Qué oportunidad.
Olamaz, şu şansa bak.
Qué buena oportunidad.
- Şansa bak.
- Mala suerte.
Mac adımı ışıklandırmaya yazdırdı ve şansa bak, en çok görmek istediğim adam çok meşgul.
Mac hace de mí una estrella, y al único al que quiero ver no tiene tiempo.
- Şansa bak.
- ¡ Mala suerte!
Şansa bak, her eli sen mi kazanacaksın?
¡ Esto sí que es increíble!
Şansa bak ki bu fırsatı kaçırdım.
Qué pena que me lo he perdido.
Şansa bak ki Randolph amca, Fransızca en sevdiğim derslerden biri olduğundan Henry ile matmazel arasındaki o harika konuşmayı anlama şansına sahiptim.
Afortunadamente, tío Randolph, francés siempre ha sido una de mis asignaturas preferidas... Fui capaz de entender la increible conversación entre Henry y Mademoiselle.
Ama şansa bak ki, böyle dansçı kızlar konusunda tecrübeliyim.
Pero, afortunadamente, tengo experiencia con coristas.
Sonra şansa bakın ki bir arkadaş yeni bir salon ve orgun olduğu bu işten bahsetti bana.
Por suerte conocí a un tipo que me habló de un trabajo. Un cine nuevo, un órgano nuevo.
Şansa bak!
Somos desafortunados.
Şansa bakın ki anahtar kapının üstünde.
Llegan justo a tiempo, acabo de dejar la llave allí.
Sonra Teallach'ın tepesine çıktık ve şansa bak ki tilkiyi bulduk ve olaya bak ki onu yakaladı!
Subimos hasta Tullock. ¡ Y por Dios que encontró al zorro y por Jesucristo que lo cazó!
Şansa bak ki az önce saatin tam olarak kaç olduğunu sormuştun.
Qué suerte que me hayas preguntado la hora justo antes.
Şansa bak ya!
No hay suerte.
Şansa bak ki Holland'dan daha yetkili birini ikna ettim.
Afortunadamente esto está vendido sin que importe la opinión de Holland.
Şansa bakın, kimse yaralanmadı.
Wow. afortunadamente, Nadie resultó herido.
Şansa bak!
Manda.
Şansa bak ki seni bulabildim.
Qué suerte que te encontré.
4 numaraya geri dönebilirsin. Şansa bak.
- Puedes regresar con él.
Şansa bak.
Flaca como anzuelo.
Şansa bak.
Qué suerte la mía.
Şansa bak, karın bana rastladı.
Por suerte, tu esposa se topó conmigo.
Şansa bak, Hilary Carson'a rastlamışsın, öyle mi?
Qué suerte que te topaste con Hilary Carson, ¿ no?
Şansa bak. Baldan tatlı LaVerne'ü artık tek başına nasipleneceksin!
Ahora tendrás a la suculenta LaVerne para ti solito.
- Şansa bak...
- Como ve, no hay nada de contrabando.
Redakte etmem gereken bazı yazılar var. - Şansa bak.
Tengo exámenes que corregir.
Şansa bak!
No tenemos suerte.
Şu şansa bak!
¡ Qué suerte!
Şansa bakın ki Kirihara'ya yakalanmış.
Kirihara lo encontró.
Şansa bak, üç kızı aradım ama hepsinin de işi varmış.
Ni una sola chica libre.
Şansa bakın! Gözünüze sokabilirdim!
Pude haberle sacado un ojo.
Şansa bak, Noel için birileri geliyor.
Genial, así pasaremos Navidad en compañía.
Şansa bak!
Que infortunio!
Şansa bak.
Buena suerte.
- Şansa bak!
- ¡ Cuánto dinero!
Şansa bak!
¡ Impares!
Şansa bak.
Qué mala suerte.
Genç Cora için kötü bir tecrübe oldu. Şansa bakın ki ben çıkıp geldim.
Es una experiencia desagradable para la joven Cora, pero tuvo suerte que aparecí.
Bir Dilsiz, bendeki şansa bak! .
Justo me viene a tocar un mudo
Şansa bakın buraya geliyor. Mücevhercidir.
Y de joyería.
Şansa bak.
¡ Qué pena!
"Ama şansa bakın, iyi bir arkadaşım burada, komiktir, komik bir adamdır."
"... pero por suerte, un buen amigo mío... "... un tipo muy gracioso... "
Şu şansa bak. Seni görmeyeli çok oldu.
¡ Qué suerte, encontrarnos!
Şansa bak.
Lástima.
Şansa bak.
Qué carga.
Bendeki şansa da bak!
Solo es mi suerte!
- Aman Tanrım, şansa bak!
¡ Un técnico!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]