Şu işe bak traducir español
2,034 traducción paralela
Şu işe bak, haklıymışsın.
¿ Qué tal eso? , tenías razón.
Evet, şu işe bak.
Sí, ¿ qué hay de eso?
Şu işe bak.
Bueno, bueno.
Şu işe bak. Bazı şeyler dermatoloğunla senin aranda kalmalı, değil mi ya?
O sea, Dios, ¿ no hay algunas cosas que deben quedar entre ti y tu dermatólogo?
Şu işe bak.
¿ Cómo lo ves?
Şu işe bak, karı senden de inatçı çıktı.
Dios, es más porfiada que tú.
Çok çılgınca. Şu işe bak.
Es increíble. ¿ Has visto?
Şu işe bak birileri bir anda köpekle ilgili sorular sormaya başladı.
Bueno, mira quién ahora no hace más que preguntar sobre el perro.
Şu işe bak.
Por Dios.
Şu işe bak.
¿ Qué te parece?
Hey, şu işe bak. Tanya fotoğraf çekimi için ulaşım bilgilerini gönderdi.
Tanya recien me ha mandado las especificaciones por el servicio fotográfico.
Şu işe bak. Az önce şirketi dava etmeyeceğini belirten feragat belgesini imzaladın.
Mira, acabas de firmar un abandono de derechos diciendo que no demandarás a la compañía.
Vay canına, şu işe bak.
Vaya, mira esto.
Evet, şu işe bak.
Sí, qué cosas.
Şu işe bak!
¡ Santas bananas!
Şu işe bak.
¿ Cuántas posibilidades hay?
Şu işe bak ki Hank, iyi bir doktor olmak için kovulman gerekmiyor.
Esto solo pasa, Hank, no tienes que ser despedido para ser un buen Médico.
Şu işe bak.
, ¡ Genial!
Şu işe bak.
Eso es insalubre.
Bak şu işe.
Vayamos allá entonces.
Bak şu işe.
Es gracioso.
Bak sen şu işe!
- ¿ Cómo ha pasado?
Bak şu işe.
Acabamos de encontrarlo fertilizando su adorado estanque
Bakın, hayat kalitesi yükselsin diye ona HGH verdim ve işe de yaradı.
Miren, le di la HCH para mejorar su calidad de vida, y lo hizo.
Bak sen şu işe.
Bueno, bueno, bueno.
Şu işe de bakın.
Ho-ho.
Bak sen şu işe, burada ne arıyorsun?
Bien, bien, bien. ¿ Qué demonios estás haciendo aquí?
Şu işe de bakın hele.
- Contigo también. - Bueno, mírate.
Bak şu işe. Ne dersin, Albert?
¿ Cómo anda tu acento aristocrático, Albert?
Tamam dinle bak, maksadım şu işe yarayacak sanırım bu oyun :
- Sí señor, me gustaría saberlo. - Pues, señor, mi fin es éste, y creo que es una treta necesaria.
Bak, artık işe dönmem gerekiyor. Ama şu çorbadan biraz içmek isterim.
Mira, tengo que regresar a trabajar.
Bak şu işe!
¿ Qué tal?
Bak şu işe, bu bir tekne.
A lo lejos hay un barco
Bak şu işe.
Cielos.
Bak şu işe.
Qué raro.
Şu işe bak!
¿ Pueden creerlo?
Ve- - Bakın şu işe.
Y... bueno, adivinen qué.
Bak şu işe?
Bien, tu que sabes?
Bak şu işe? Bizim yarasa kılık değiştirmiş...
Bueno, bueno, aunque un murciélago se vista de seda...
Bak sen şu işe, nerden öğrendin bu yeni hareketleri?
¡ Mira eso! ¿ donde has aprendido esos nuevos movimientos?
Bak sen şu işe!
¡ Cáspita!
Bak şu işe, kiminle konuşuyorum... kimden tavsiye istiyorum, inanamıyorum.
Mira con quién hablo, pidiendo consejo, no me lo creo.
Şu işe bak sen.
¿ Quién diría?
Bakın şu işe, aperatifler gelmiş.
Mira que encontramos. Bien, bien, bien, los aperitivos han llegado.
Bak şu işe, bu uzun süredir görmediğim bir yüz.
Vaya, estoy impresionada.
Bak şu işe, burada.
Mira quién está aquí...
Sokarım böyle işe! Bekle, bekle, şu kadın jüriye bakın!
Esperen, esperen.
Vay... bak şu işe.
¡ Vaya! Bien. Bien, bien, bien, bien...
Bakın şu işe.
Eh, ¡ mirad eso!
Bak sen şu işe.
Bueno, ¿ no es interesante?
Bak şu işe.
Vaya.
şu işe bakın 65
işe bak 97
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
işe bak 97
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30