000 dolar var traducir francés
607 traducción paralela
- Orada 1000 dolar var.
- ll s'agit de 1 000 $.
İşin ucunda 250.000 dolar var.
Il y a 250000 dollars au bout.
Hesaplarımda ödenmeyi bekleyen 100,000 dolar var. Yarın büroma uğra.
J'ai 100 000 dollars dehors.
- Ama burada 25,000 dolar var.
- Mais vous avez 25000 $.
Az önce bir kaza görmüş olmalısın. 50 km kadar ileride tam 350,000 dolar var.
Il y a eu un accident, par là-bas, à environ 30 kilomètres.
Kasanın içinde de 10.000 dolar var, belki daha bile fazlası.
Et dans ce joli coffre-fort, 10000 dollars, peut-être plus.
Benim aklımda 5.000 dolar var. Bu şekilde fitleşiriz.
alors, J'ai calculé 5 000 $, et on sera quitte.
Banka yetkilileri, 750,000 doların üç maskeli adam tarafından çalışanlara zor kullanarak... Hey, burada yalnız 500,000 dolar var.
750 000 dollars ont été volés... par trois hommes masqués... ll n'y a ici que 500 000 $.
Şu arkada duran adam var ya... az önce onun için bin dolar verdi.
Lhomme là-bas vient de lui offrir 1 000 dollars.
Sayman raporuna göre bu yıl 180.000 dolar açık var.
Le trésorier annonce un déficit de 180 000 $ pour l'année en cours. Un déficit?
Jeff Wilson'ın birine 10.000 dolar borcu var.
Jeff Wilson doit 10 000 $.
7500 dolar az değil, ama müşterimin 10.000 dolara ihtiyacı var.
Certes, c'est une coquette somme.
3000 dönümlük bir arazim var. Çöpe atmaya kararlı olduğun... değeri en az 10.000 dolar olan 1.500 büyükbaş hayvanım var.
J'ai un ranch de 1 500 hectares... et 1 500 têtes de bétail qui valent au moins 10 000 $... ça devrait te faire comprendre qu'il faut que tu t'arrêtes.
- 50,000 dolarım var.
- J'ai 50 000 dollars.
Bana bir bilezik vermekle, kargoyla getirtip hiç görmeyeceğin bir heykele 100 bin dolar vermek arasında ne fark var? Hepsi paranın marifeti.
Tu me donnes un bracelet comme 100 000 dollars pour une statue que tu ne regarderas jamais.
Leo'nun arkadaşında 90 bin dolar değerinde Union Pacific tahvili var.
Leo a un ami qui detient 90 000 $ d'obligations de l'Union Pacific.
Yalnızca doğramalarına 60,000 Dolar gitmiş. - Musluklarda sıcak ve soğuk suyu var.
60 000 dollars pour le bois seulement!
Kovac dostum, sana 50 bin dolar borcum var.
- 50 000. Kovac, je vous dois 50 000.
Devam et. Bu pakette beş bin dolar var.
Les 5 000 dollars sont dans le paquet.
- 2.000 dolarım var.
J'ai 2 000 $. Ça nous permettra de survivre jusqu'à la réouverture de la banque.
8.000 doların var mı?
Tu n'aurais pas 8 000 $ sur toi?
- Bay Bailey bir açık var. - 8.000 dolar.
M. Bailey, il y a un déficit.
60,000 doların var, hemen bırakabilirsin.
Tu as 60 000 $, tu peux t'arrêter.
Oynaman için 25,000 dolarım var. - Bu yeter mi?
J'ai $ 25 000 à jouer.
10,000 Dolar. Epey para ama bende var.
C'est un tas de fric, mais je l'ai.
Sana ait nakit para var burada, 200 bin dolar değerinde.
J'ai de la menue monnaie à vous : 200 000 $.
Bizi bekleyen 50 bin dolar var.
50 000 $ nous attendent.
- Korkarım öyle değil. - Bu işte 50 bin dolar var demiştin.
Tu disais qu'il y en aurait pour 50 000 dollars.
Bud, Rawlins'in cebinde 50 bin dolar var.
Bud, il y a 50 000 dollars dans la poche de Rawlins.
Kaybetmeye dayanamadı. Bana 187,000 dolar borcu var hala ödmedi. - Kabul etmiyorsun.
Ce mauvais perdant me doit 187000 dollars et ne veut pas payer.
Sendikaya kayıtlı, aidat veren 2000 üye var. Yıllık 72.000 dolar yasal kazanç demek bu.
J'ai 2 000 dockers membres cotisants de l'association, au bas mot 72 000.
3.000 dolarım var. Borç verebilirim.
Si tu veux je peux te prêter de l'argent.
Kesemi doldurdum ben. Bir çiftliğim ve bankada 25.000 dolarım var.
Maintenant j'ai un ranch et 25 000 $ à la banque.
Elimde Kraliyet Crown Viski Şirketi'nin 50.000 dolar çeki var.
J'irai droit au but : j'ai un chèque de 50000 $ du whisky Couronne Royale.
seninle ve 5.000 dolar arasında karar vermek zorunda olan bir adam var, Mrs. Lowe.
C'est une sacrée épreuve de devoir choisir entre 5 000 $ et vous, Mme Lowe.
Bana 5.000 dolar borcu olan De Leon diye bir adam var.
Il y a un type, De Leon, qui me doit 5000 $.
Yani üç saattir kapitalistim ve 10 bin dolar borcum mu var?
Cela fait seulement 3 heures que je suis capitaliste... et je dois déjà 10.000 $?
Bir adam 200.000 dolar bağış yaptıysa, tesisleri kullanmaya hakkı var demektir.
Un homme qui donne 200 000 $ a le droit de consommer.
Kocanın 40,000 dolar borcu var, bunun 15,000 doları da benim param çünkü su ürünleri şirketine bu parayı yatırmıştım.
Parce qu'il a perdu 40 000 dollars, dont 15 000 étaient à moi, dans une entreprise qui vend des algues comestibles.
- Bin dolarım var dedim.
- J'ai les 1 000 $.
Evet, peki bizim arabada ne kadar var, 200,000 dolar,... o zaman hepimiz gözümüzü dört açsak iyi olur.
Avec les 200 000 dollars dans le chariot, il faut rester sur le qui-vive.
Sana paranı geri veririm, 10 000 dolarım daha var, görüy...
Je te rendrai ton argent avec 10 000 de plus.
Ve siz en iyisi 10.000 doları hazırlayın çünkü sırada McCord var.
Et vous feriez mieux de ramasser Ies 10,000... parce que Ie prochain sera McCord.
O bankada 16 milyon dolar değerinde altın var tatlım.
16 000 000 $ en barres d'or!
- Ne kadar var orada? - 480.000 Dolar.
- 480.000 $.
5000 dolar borç paraya ihtiyacım var.
J'ai besoin de 5 000 dollars.
Biryerlerde saklı 500.000 doların var ve sana hiçbir yararı olmuyor.
Vous avez 500 000 $ caches quelque part. Et ca vous cause des problemes.
Ee, belki duymamışsınızdır, ama 500.000 bin dolarım var...
Ca vaudrait mieux.
Amerikalı'nın kayıp 300.000 dolarından haberim var.
Je suis au courant pour les 300 000 $ de l'Américain.
Biri gelip, "elimde toz var" dese "3-4 bin dolar yatırırsanız,..." dağıtımdan 50 bin kazanırız " dese karşı koyamazlar.
Mais un jour, on vient leur dire : "J'ai de la drogue et si tu investis 3 à 4 000 dollars, on en raflera 50 000 sur la distribution!" Qui résisterait à ça?
Bir ödül var : 50.000 dolar.
Il y a une récompense. 50000 dollars.