English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ A ] / Altı gün

Altı gün traducir francés

1,351 traducción paralela
Sonra benimle yattın, sonra altı gün beni aramadın. Benim sözlüğümde bunun karşılığı işkencedir.
Puis, tu couches avec moi et plus de nouvelles.
Şu diğer şirketle birleşme işi olduğunu unutma. Hawai'de altı gün.
Pense au Congrès de la chaîne
Altı gün sonra Quaker'lar Yahudi liderlere katıldı. Hükümete, mülteci derneklerinin ve dini kurumların... ... masraflarını karşılayacağı somut bir kurtarma planı sunuldu.
Six jours plus tard, les Quakers et les instances juives présentèrent un plan de sauvetage financé par des organisations de réfugiés et religieuses.
Bu doğa yürüyüşü altı gün sürdü.
Cette expédition dans la jungle a pris six jours.
Haftada altı gün Anne.
Six jours par semaine.
- Altı gün tutsak kaldılar.
Après seulement six jours de captivité.
Altı gün daha antibiyotik alacağım.
J'ai encore six ours d'antibiotiques.
Dayanabileceği tahmini süre - - Altı gün, 13 saat.
Temps approximatif avant panne : six jours, 13 heures.
Ofisten altı gün uzakta, tamam mı? - Onu bir arada tutmalısın.
Six jours loin de l'introduction sur le marché.
Bakın, altı gün geçti.
Ok, écoutez, c'était il y a 6 jours.
Dört ay, üç hafta altı gün.
Quatre mois, trois semaines et... Six jours.
Altı gün boyunca çok uyuyup bol yemek yiyeceğimi düşünmüştüm.
Je comptais dormir et me gaver pendant six jours.
Rusların geçidi kullanıma son vermesinden altı gün önce ortadan yokoldu.
Il a disparu six jours avant notre intervention pour désactiver la porte russe.
Bir gün de altılı alıp gelmiyorsun.
T'apportes jamais de pack.
Şu son iki gün içinde olan olaylar yüzünden hayatım alt üst oldu.
J'ai... Depuis deux jours, ma vie est toute chamboulée.
- Alt tarafı 2 gün Hanna, sen evde yoksun bile. - Ben ona güvenmiyorum.
Qu'est-ce que c'est que quelques jours?
Yılbaşına 5 gün var. O gün geri gelecekler. Çaktırmadan bu işin altından kalkabilirsek... yaşayabileceğimiz bir felaketin de önüne geçmiş oluruz.
Dans 5 jours, ils reviendront discrètement prendre leurs paquets et on sera tranquilles.
Koca gün güneşin altında tatarcıkların ve sivrisineklerin ısırması hiç hoş değildi ama yine de hoşumuza gidiyordu.
Une journée au soleil quand il y a des bestioles qui vous piquent,.. .. c'est pas agréable,..
Altıncı gün Tanrı, erkeği yarattı.
Le sixième jour, Il créa l'homme.
2 gün önce morali bozukken ben onun evindeydim ve alt kata doğru kaçıyordu.
Il y a deux jours, j'étais chez elle, elle s'est énervée... et s'est précipitée en bas.
Ve dudak parlatıcının altında seni rahatsız eden soru : "O gün zaten gelmedi mi?"
Et la question qui brûle vos lèvres fardées, c'est : "Ce jour est-il arrivé?"
Gün batımı 17 : 47'de, bu da altı dakika önceydi ve gün doğumu 6 : 15'de.
Ie soleil se couche à 1 7h47, c'est-à-dire... il y a 6 min et se lèvera à 6h1 5.
Geçen gün düşünüyordum da, Aamco bana altı yıl önce tamir ettiğim şanzımanlar için şimdi de para ödese çok harika olurdu.
L'autre jour, je me disais que ce serait génial si Aamco me payait pour les boîtes de vitesses réparées il y a six ans.
Eğer ölen annesi olsaydı, onunla beraber geri dönüp altı, yedi gün bekle derdim.
Si c'était sa mère, je te dirais de rentrer et d'attendre peut-être six jours, une semaine.
Onun amiri olarak, onun yanındayım ve her gün, bu dehşet veren şeylerle karşılaşan ama içgüdülerini kontrol altında tutan her polisin yanındayım.
Je suis son capitaine, et je le soutiens. Ainsi que tout bon flic qui affronte ces horreurs au quotidien et réussit quand même à maîtriser ses impulsions.
Bu hareket bana aynı gün içinde bir altın.. .. madalya, makrame ve annenin kalbini kazandırdı.
cet enchainement m'a value une médaille, un pot de fleur en macramé... et le coeur de ta mére tout dans le méme après midi.
Altı tam gün.
Six jours, tout rond.
Yemin edenin Cyrus'un olduğu gün, tapınak altından bir hazineydi.
Le jour Cyrus voué il y avait un trésor sous le bâti de temple.
Kulağını kestiğim gün, altı ay birlikte olacağımız aklıma gelmezdi.
Quand je t'ai coupé l'oreille, je ne pensais pas qu'on passerait six mois ensemble.
Altı üstü iki veya üç gün.
On partirait 2 ou 3 jours.
Ciddi bir insan ilgilenmez bile. Ama bu gün öyle bir oyun oynayacaksınız ki kazanma şansınız altıda bir.
Une personne sérieuse n'y pense même pas, mais aujourd'hui... vous avez la possibilité de jouer à un jeu, où les chances de gagner sont de 1 sur 6.
Ama bir gün denizden altın çıkmadı.
Mais un jour, plus or.
Holllywood porno dükkanları Hollywood porno shops ve yenilik dükkanları ve bilim dükkanları arasına sıkıştırılmış altın çağları uzun süren kayıt dükkanları arasında anlaşmaları uzun devam eden üretmemiş sinema yazarları ve hayalleri bir gün son zamanlara kadar kimsenin okumak istemediği romanları yazmanın gerçek bir iş olduğuna inanan Byron Tiller'in olduğu bir denetlemeyi geçmek olan duygularında kötü aktörlein öğretim teknikleri olan başka kötü aktörler.
Blotti entre les sex-shops d'Hollywood, ses boutiques de cadeaux et de scientologie, les studios d'enregistrement tombés dans l'oubli, les scénaristes n'ayant jamais eu un seul film produit, les mauvais acteurs professant leur art à d'autres cabotins rêvant de l'improbable audition, Byron Tiller avait cru jusqu'à tout récemment qu'écrire des romans n'intéressant personne était un vrai métier.
Çıkartmadan üç gün sonra müfrezesi Alman topçu ateşi altında kaldı.
Sa section a été pilonnée par l'artillerie allemande.
- Bir hayalim var. Bir gün diplomanı buraya asacağım. Bu evin efendisi olan İsa'mın resminin altına... ağabeyinin hapishanedeyken aldığı berberlik sertifikasıyla... ablanın biçki dikiş diplomasının yanına.
- J'ai rêvé qu'un jour je mettrais ton diplôme ici, sous mon Jèsus, le maître de cette maison, à côtè du certificat de coiffeur que ton frère a eu en prison et de la maîtrise en tissage de ta soeur.
Seni ilk gördüğüm gün, bu ağacın altına gelmiştim ve ona dua etmiştim. Beni azat etmesi için.
Le jour où je t'ai rencontré, j'étais venue sous cet arbre et je lui ai... demandé de me libérer de son emprise.
İki gün içinde onu üç kere gördüm. Bunu da arabamın altında buldum.
Je l'ai vu trois fois en deux jours, et j'ai trouvé ça sous ma voiture.
On gün önce, bir otel odasında bir ceset bulunmuş, benzer koşullar altında.
- Voilà. Il y a dix jour, un autre corps a été trouvé dans une chambre d'hôtel et dans des circonstances similaires.
Her bir takvim altında, kehanetin varsayılan gününden ileri gidersek 365 günlük takvimimizde çarpanlara ayırırsak ve her yıl için 3 gün fark hesaplarsak...
Si on prend le jour présumé de la prophétie dans chaque calendrier, et si on ajoute les 365 jours de notre calendrier, et un écart de trois jours tous les quatre ans...
Uzun bir cehennem deneyimini atlatmak için bütün gereken altı-yedi gün zaten.
En 6 ou 7 jours, on se remet d'un plongeon dans l'enfer éternel.
Üç gün önce şartlı tahliye olmuş, altı yıl, ülkenin en uç sektör geçişlerinde hizmet etmiş.
Libéré il y a trois jours, après avoir purgé une peine de six ans pour détention de faux laissez-passer. "
Bir süre burada kalmak zorundasın Seni doksan gün müşahede altında tutacaklar.
Il faut que tu restes ici un petit moment. Ils vont te garder pendant 90 jours. Je suis désolée.
İntihara teşebbüs, doksan gün müşahede altında tutulması için iyi bir neden ama...
La garder 90 jours est justifié après une tentative de suicide mais comme tu...
Seni hastaneye yatırmak ve bir gün müşahede altında tutmak istiyorum.
J'aimerais que tu restes la nuit en observation et sous perfusion.
Sizi hastaneye yatıracak, bir, iki gün müşahede altında tutacağız.
Nous allons vous surveiller pendant deux jours.
Altı hafta boyunca her gün.
Pendant 6 semaines.
Sonra... bir kaç gün önce lekeliler iki katına çıkıp beni alt etti.
Et puis, il y a 2 jours solaires, les bons à rien m'ont doublée.
Bu kadın bütün gün kayıt cihazıyla müdürün masasının altında saklamaktan başka bir şey yapmıyor mu?
Cette femme s'ennuie tant qu'elle se cache sous le bureau avec un micro?
Birkaç gün dinlendikten sonra SGC'ye rapor verip SG-17'de Albay Mansfield emri altında çalışmaya başlayabilirsin.
Après quelques jours de repos, vous rentrerez au SGC et serez affecté au SG-17, l'équipe du commandant Mansfield.
Umut ediyorum ki bir gün tekrar güvenini kazanabileceğim O'NeilL ve tekrar sizin emriniz altında olacağım General Hammond.
J'espère un jour pouvoir regagner ta confiance, O'Neill, et être de nouveau à votre service, mon général.
Altı aydır bu odadayım gün doğumunu hiç izleyemedim.
Je suis dans ce bureau depuis six mois, et je n'y ai jamais vu le lever du soleil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]