Bana bakın traducir francés
3,892 traducción paralela
- Önce bana bakın.
Je sais pas ce que tu as fait.
"Bana bakın, ben gelinim."
"Ooh, regardez moi, je suis la mariée."
Bana bakın!
Regardez!
* Bana bakın, ben Sandra Dee *
Look at me, l'm Sandra Dee
- Bana bakın, nasıl olmuşum.
J'ai pensé à être toi. - Regarde-moi.
Bana bakın.
- Ces jeunes femmes...
Bana bakın, farklı görünmüyor muyum?
Regarde-moi. Ai-je l'air différente?
Sayın Başkan, bana bakın.
M. le président! Regardez-moi.
Bana bakın.
Regardez-moi.
Şimdi gidip iri Carol'a olanları anlatmam gerekecek. O da gözümün içine bakıp bana "Ama intikamını aldın, değil mi?" diyecek.
Donc je vais vous raconter ce qu'il est arrivé à la grosse Carol, et elle va me jeter ce regard.
Bakın, bana gün sonuna kadar müsaade edin.
Je sais. Écoute, laisse moi jusqu'à la fin du service.
Bak, benim için bunu söylemek zor ama Masumiyet Projesi'nin ortaya çıkardığı aleyhine yapılan hataların yanında Shawn'un psişik görüleri bana senin hakkında yanılıp yanılmadığımı merak ettirdi, Thane.
Ecoutez, c'est difficile à dire pour moi, mais, les défauts que le Projet Innocence a trouvé dans l'affaire... ainsi que les visions de Shawn, me font réfléchir sur mon opinion, Thane.
Bak, işini batırmak istiyorsan, ben buna karışamam ama bana karşı biraz daha saygılı konuşabilirsen, bu harika olurdu.
Ecoutes, ce n'est pas mes affaires si tu veux couler ton affaire, mais si tu pouvais si possible me parler avec un peu plus de respect, ca serait génial.
Bunun bana faydası yok tatlım, çünkü bakılmaktan hoşlanmıyorum.
C'est énervant, chéri, car je n'aime pas qu'on s'occupe de moi.
Bak şimdi, burası onu istediğin son yer, biliyorum ama onu rehabilitasyona yazdırmanın ya da Alabama'ya göndermenin yolunu bulana kadar orada, buradakine göre başına daha çok bela açacakmış gibi geliyor bana.
Maintenant regarde, je sais que c'est sûrement le dernier endroit où tu veux la voir mais jusqu'à ce qu'on trouve un moyen de soit l'envoyer en desintox soit de la renvoyer en Alabama, j'ai l'impression qu'elle va causer plus de problème dehors qu'elle le pourrait ici.
Bakın, bu bina on dakika içinde yıkılmazsa, olan bana olur.
Si cet endroit est encore dans cet état dans 10 minutes, c'est moi qui prend.
Eğer bana attığı bakışı görseydin oyumdan daha fazlasını istediğini anlardın.
Et bien, si tu avais pu voir la façon dont il me regardait, il voulait plus de l'action, que mon vote.
Sakın bana Laurie üzüldüğü zaman yaptığın bakışı atma.
Ne t'avise pas de me faire le sourire narquois que tu as quand Laurie s'énerve
- Bak. Orada oturup bunu yapmadığını söyleyerek bana hakaret etme!
- Écoutez, ne vous asseyez pas ici et ne m'insultez pas en disant que vous n'avez rien fait!
Bakın, bana ödeme yaparsanız istediğinizi alırsınız.
Ce mec en est plein. Ecoutez, je suis payé, je vous obtiendrai ce que vous voulez.
Bu konudan bahsediyor olsa da olmasa da bana bakışını gördüğümde, deliye dönmüştü.
Tu sais, je veux dire qu'il en parle ou non, quand je l'ai vu me regarder, il était effrayé.
- Başını çevirip bana bak sadece.
Tourne juste la tête et regarde-moi.
Bak, normalde tüm bu terapi flörtü olayını bana güvenmeyi öğrenene kadar altı ay boyunca sen kanepeme uzanmış bir şekilde minderler hakkında konuşarak yapıp olaya öyle girerdik ama o kadar zamanımız yok.
Ecoute, normalement on pourrait faire toute cette histoire de sessions de thérapie où vous vous asseyez sur mon divan et nous discutons des coussins pendant 6 mois jusqu'à ce que vous appreniez à me faire confiance. et la on irait directement au but, mais nous n'avons pas assez de temps.
Bebekten önce bana hiç bu bakışı yapmamıştın.
Oh, tu n'étais jamais capable de faire ce regard avant le bébé.
Bana bakışını özledim.
Sa façon de me regarder me manque.
Serumuna bakın ve ne olur ne olmaz elektrolit getirin bana.
Vérifiez sa perfusion et trouvez-moi une poche juste au cas où
Son derece sıkıcı olan sosyoloji sınıfı için ders çalışıyordum başımı kaldırdım ve bir kız bana bakıyordu.
Je révisais ce cours de socio trop chiant, j'ai levé la tête, et cette fille me regardait.
* Bir bakın bana *
Look at me
Bana bir bak. Bundan nefret ediyorum. Yapmak istemiyorum ama kardeşinin vampir olmaması gerekiyordu ve bizim ona yardım etmemiz gerek.
Je déteste ça, je ne veux pas faire ça, mais ta soeur n'était pas supposée être un vampire, et nous devons l'aider.
Geçen gün Sheldon'a en davetkar bakışımı attım ama o bana buğdayın nasıl ekildiğini açıkladı.
{ \ pos ( 192,205 ) } Hier, j'ai lancé à Sheldon mon meilleur regard aguicheur, { \ pos ( 192,205 ) } et il m'a expliqué comment on produisait la farine.
Gözlerimin içine bakın ve bana delirmişsin deyin.
Regardez-moi dans les yeux et dites-moi que je suis fou.
Şimdi, eğer suçlu sensen bana bakıp bana resmen söylemek zorundasın aksi takdirde hapsi göze almalısın.
Si tu es un criminel, regarde-moi, légalement, tu dois me le dire, sinon c'est considéré comme incitation au crime.
Internet'te koleksiyonum için harika hayvanlara bakınıyordum beş tıklamadan sonra birisi bana Sibirya Kaplanı satmak istediğini söyledi
Je cherchais sur internet des animaux cool pour ma collection, cinq clics plus tard, il y a quelqu'un qui veut vendre un tigre de Sibérie
Bak, bunları bana telefonla da söyleyebilirsin. - Neden buradasın?
Écoutez, vous auriez pu me dire ça au téléphone.
Dediklerimle bakıcıların kanını bana karşı ısıtınca niteliklerini kontrol ediyorum.
Lorsque j'ai eu les nounous sympathiques, J'ai du vérifier leur qualifications.
Devasa anevrizmama bak ve Thomas'ın bana verdiği armağana gıpta et.
Regarde mon anévrisme géant et émerveille-toi devant le cadeau que Thomas m'a donné.
Henry, kız arkadaşın tatlı, nazik ve güzel biri ama gözlerimin içine bak ve onun bu şehirde başarılı olmak için nelere sahip olman gerektiğini bildiğini söyle bana.
Henry, ta petite amie est douce, gentille et jolie mais regarde-moi dans les yeux et dis moi qu'elle sait ce que cela requiert de réussir dans cette ville.
- Bana bakıcılık yapmak zorunda değilsin.
- et... - Non, tu n'as pas besoin de me surveiller.
Bakın, siz bana bir liste verin, ben Tanrı'ya götüreyim, seçsin birini.
Et si vous me donniez une liste? J'irai demander à Dieu s'il y en a un qui lui plaît.
Bak Mogens, dün bana bu dava hakkında hiç bilgin olmadığını söyledin.
Écoute, Mogens, hier tu m'as dit que tu ignorais tout de cette affaire. - Oui...
Bak, ben senin C.F.O.'num ama yarım milyar doların nereye gittiğini bana söyleyemiyorsun.
Je suis le directeur financier et je ne sais pas où est passé cet argent.
Oh, bakın bakın, kim şimdi bana dikkatini veriyor.
Regardez qui m'écoute maintenant!
Beyler, biriniz bana yöneticinin odasının yerini tarif edebilir mi? Saçmalığa bak.
Messieurs, l'un d'entre vous pourrait m'indiquer la direction du bureau d'administration?
Roadie etrafa bakınıyor, " Neymiş? Kim vurdu bana?
Roadie regarde autour, du genre, " Qu'est-ce que..?
Dedi, "Şey, birkaç saat sonra tekrar bana bakıyordu, " ama sonra havladı ve kafasını yanlara döndürdü, geri çekildi, ve patlama oldu. "
"Quelques heures plus tard, il me regarde encore, mais ensuite il aboie, tourne sa tête sur le côté, fait la grimace, et une explosion arrive."
Bana bak, şimdi biraz canın acıyacak.
Écoute-moi, ça va te faire mal, ça.
Bak, Max, biliyorum dün aramızda bir şeylerin olduğunu düşündün, ama Lynette'ten yeni ayrılmıştın, ve ona karşı olan hislerini bana yönlendirdin.
Ecoute Max, je sais que tu as ressenti comme une connexion hier, mais tu n'étais pas encore remis de ta séparation avec Lynette, et tu penses que c'est de l'amour
Chloe... Şu seksi erkek etine, birinin bayramını mahvetme niyetin olmadan tekrar bak ve hala açsan bana haber ver.
Regarde bien ce mec sexy sans ton intention de gâcher Thanksgiving.
Bakın bana. Sıcak kanlı ve sevimliyim. Ama hayır.
Regardez-moi, si chaleureux et doux.
Bak bana ne yaptırdın?
Maintenant va arranger ça.
Bana bakıyorlar ve tek gördükleri şey TV'deki o kaçık kadın ya da oğulları ve kocalarını rehin tutan adamın karısı oluyor.
Ils me regardent, et tout ce qu'ils voient c'est la femme folle de la télé ou la femme de l'homme qui retient leurs fils et leurs enfants en otages.
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın kim geldi 23
bakın ne buldum 41
bakın hele 21
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın kim geldi 23
bakın ne buldum 41
bakın hele 21
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın şuna 23
bakın işte 18
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın şuna 23
bakın işte 18
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne varmış 17
bakın millet 24
bakın hanımefendi 18
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bakın millet 24
bakın hanımefendi 18
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir bak 53
bana sorarsan 158
bana güvenebilirsin 196
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana yardım eder misiniz 34
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir bak 53
bana sorarsan 158
bana güvenebilirsin 196
bana bir iyilik yapar mısın 207
bana yardım eder misiniz 34
bana bunu verdi 18
bana dokunma 191
bana da 150
bana bakma 153
bana güvenebilirsiniz 80
bana bırak 301
bana bir 30
bana dokunma 191
bana da 150
bana bakma 153
bana güvenebilirsiniz 80
bana bırak 301
bana bir 30