Başka bir yerde traducir francés
2,661 traducción paralela
Başka bir yerde oynamayacak.
C'était le deal.
Ben başka bir yerde bu gücü azaltmak için her şeyi yaptım.
J'ai tout fait pour qu'il soit réduit ailleurs.
Git başka bir yerde hizmet et.
Va te rendre utile ailleurs.
Başka bir yerde, başka şeyler yaptığını sanıyordum.
Je te croyais sur un autre chemin.
Belki özel bir okulda, yaşlı bir ailenin evinde ya da başka bir yerde kütüphane vardır.
C'est peut-être la bibliothèque d'une école, d'une maison de retraite...
Ya başka bir yerde düşersek?
Et si on tombe ailleurs?
Düğmenin yanında değil de... başka bir yerde düşebiliriz.
On ne planifie pas forcément de tomber juste à côté du bouton.
Başka bir yerde buluşalIm.
Allons ailleurs.
- Sağ ol. - Peki ya başka bir yerde dişçi asistanı olsan.
Cherche un autre poste d'assistant dentaire.
- Başka bir yerde konuşabilir miyiz?
- On peut... On peut parler quelque part?
Belki de başka bir yerde hayat vardır.
Il pourrait y avoir de la vie ailleurs.
- Başka bir yerde sonlandırsak olur mu?
Si on allait le prolonger un peu?
Başka bir yerde oynamak istemez misiniz? Hayır.
- Vous êtes sûrs de ne pas vouloir jouer ailleurs?
Amerika'dan başka bir yerde asla yaşayamam.
Je ne peux vivre qu'aux Etats-Unis.
Adama bak. Başka bir yerde yemek yiyeceğiz.
On ira déjeuner ailleurs.
Birinin Kuzey Amerika Yerlisi olup başka bir yerde doğmuş olması oldukça zayıf bir ihtimaldir.
C'est extrêmement rare que quelqu'un avec du sang amérindien... soit né ailleurs.
İnsanların benden sürekli bir şey bulmamı istemeleri, ama asıl hazinenin tamamen başka bir yerde olması harika.
C'est épatant le nombre de fois où on me demande de trouver un truc... et il s'avère que le vrai trésor est ailleurs.
Başka bir yerde kalıyorduysa hâlâ notlarını bulma şansımız var.
Si on trouve sa planque, on trouvera peut-être ses notes.
Ben sadece sana buradan başka bir yerde yaşaman gereken bir hayatın olduğunu söylüyorum ve o hayat Burleson'da.
Je veux juste te dire que tu as une vie ailleurs. Tu dois la vivre, et elle se trouve à Burleson.
Başka bir yerde suikaste uğrayacak mı, bekle ve gör der gibi.
On attend de voir s'il est assassiné ailleurs.
Pekâlâ, buna başka bir yerde devam edelim.
- Et tout l'argent.
Kendimi başka bir yerde sandım.
J'avais la tête ailleurs.
Belki bombayı başka bir yerde hazırlamıştır.
Eh bien, elle a peut-être fabriqué la bombe ailleurs.
Muhtemelen burada öldürüp başka bir yerde parçalara ayırdılar.
Ils ont peut-être été tués ici, mais ils ont sûrement été découpés ailleurs.
- Başka bir yerde yiyelim. - Jeff?
Allons manger ailleurs.
Luger's First ya da başka bir yerde sana bir biftek ısmarlamamı ister misin?
Tu veux que je t'offre un steak à Luger d'abord?
Bu gece başka bir yerde mi çıkacaktı?
Il jouait ailleurs?
Telefonla başka bir yerde konuş.
Il est au téléphone quelque part.
- California veya başka bir yerde mi yaşadın?
- T'as vécu en Californie?
Ne diyebilirim ki? Başka bir yerde olmaktansa, burada olmayı tercih ederim.
Je préfère être ici que n'importe où ailleurs.
Hayır mı? Hiç salonda veya başka bir yerde başlamayı düşünmedin mi?
Vous n'avez pas pensé à un CAP d'esthéticienne?
- Ya da başka bir yerde olduğunu.
- Ou d'alibi. - Et alors?
Başka bir yerde öldürülüp buraya atılmış.
Je dirais qu'il a été tué ailleurs et déposé ici.
Başka bir yerde mutlu olacağını düşünüyorsan, durma git!
Si tu crois que c'est mieux ailleurs, va.
Halkla İlişkiler'le görüş ve bu haberin başka bir yerde yayımlanıp yayımlanmadığını öğrenip beni ara.
Vérifiez si l'info est reprise ailleurs et rappelez-moi.
Devam et. Başka bir yerde olup bitenler her zaman daha önemlidir.
Ce qui se passe ailleurs est toujours plus important.
"Eğer başka bir yerde olduğunu ispatlayabiliyorsan konuş."
Le procureur : "Si vous pouvez le prouver, on vous écoute."
Jesse, başka bir yerde olduğumu ispatlayamam.
Jesse, je ne peux pas prouver que j'étais ailleurs.
Bu davanın benim mahkememde görülmesi çok hoşuma gitse de başka bir yerde görülmesinin daha yararlı olacağını düşündüm.
Bien que j'aimerais avoir cette affaire dans mon tribunal, je pense qu'elle doit se régler ailleurs.
Ama gitmeliyiz ve başka bir yerde yeni bir hayata başlamalıyız.
Nous devrions... nous devrions partir et commencer une nouvelle vie ailleurs. C'est inutile...
Yine de, bir kez daha düşündüm de başka bir yerde olmayı istemezdim.
Mais tout réfléchi, je ne voudrais être nulle part d'autre.
"Aramızda dolaşıyorlar." Başka "Gerçek dışarıda bir yerde" ucubeleri mi?
"Ils sont parmi nous." Alors "la vérité est ailleurs"?
Başka bir yerde yapalım.
Allez, roule-toi un petit pétard.
Köpek başka bir yerde kalıyor. Şimdi de evine gitmek üzere.
D'ailleurs, je vais la ramener.
Öldüğünde pislikten başka bir şeyin olmayacağı yerde. Ne?
- De la saleté quand vous mourez.
Darkseid galakside dünyadan başka bir çok yerde görüldü.
Darkseid a visité plus d'endroits dans la galaxie que la Terre.
Yine de bir dahaki sefere duygularına hâkim olamadığını hissettiğinde, belki başka bir reyona gitsen iyi olur. Pek çok gelen gidenin olduğu dondurma reyonuna değil de mesela Japon yemeklerinin olduğu yerde durabilirsin.
Cependant, je propose, la prochaine fois que les sentiments vous prennent, d'aller dans un autre rayon, un rayon pas aussi fréquenté que celui des glaces où ça circule.
Başka herhangi bir yerde muhasebecilik yapmıyorsunuz, değil mi?
Vous gérez d'autres comptes, - par hasard? - En ce moment?
Hayatıma başka yerde baştan başlamak çok uzun zamanımı aldı,... ve bir cadı avına daha ihtiyacım yok.
Il m'a fallu beaucoup de temps pour recommencer ma vie ailleurs. J'ai pas envie qu'on m'accuse à nouveau.
Hayatıma başka yerde baştan başlamak çok uzun zamanımı aldı,... ve bir cadı avına daha ihtiyacım yok.
Tu es retournée à Las Colinas pour remuer le passé. Il m'a fallu beaucoup de temps pour recommencer ma vie ailleurs.
Her başarısızlığımda ya da ihmalimde ya da bir öncelik belirlediğimde, başka yerde ölen birinin sorumluluğunu taşıyorum.
Chaque fois que j'échoue, omets ou privilégie, quelqu'un meurt ailleurs.
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23