Başka bir şey bilmiyorum traducir francés
204 traducción paralela
Ben de başka bir şey bilmiyorum.
Non, je sais peu de choses sur lui.
O benim kuzenimdi. - Ama onun hakkında başka bir şey bilmiyorum. - Bir kuzen.
C'était mon cousin, mais je ne sais rien de lui.
Başka bir şey bilmiyorum.
Je ne connais rien d'autre.
Dartmoor'da yaşadığınız dışında başka bir şey bilmiyorum... Çantanızdaki Devon County Chronicle gazetenizin üzerinde 14 Temmuz tarihi var.
Je ne sais rien, sauf que vous vivez à Dartmoor et que vous avez là un exemplaire du Devon County Chronicle daté du 14 juin.
- Başka bir şey bilmiyorum.
- Je n'en sais pas plus.
- Başka bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien de plus.
Başka bir şey bilmiyorum.
Vous êtes parti en province.
Başka bir şey bilmiyorum.
J'en sais pas plus.
Başka bir şey bilmiyorum.
C'est tout ce que je sais.
Zengin bir herifle kaçtı işte. Başka bir şey bilmiyorum.
Partie avec un mec plein aux as, voilà!
- Başka bir şey bilmiyorum.
- C'est ma seule qualité.
Henry prostatı hakkında beni görmeğe geldi. Başka bir şey bilmiyorum. İzninizle.
Il m'a vu pour sa prostate, il n'a rien dit d'autre.
Başka bir şey bilmiyorum!
Je ne sais rien de plus.
Ama sahip ve Mingo'dan öğrendiğimden başka bir şey bilmiyorum.
Mais je ne sais rien d'autre que ce que missié... et Mingo m'ont appris.
Aslında, bu yer hakkında "The Carlyle" adından başka bir şey bilmiyorum.
Je ne connais rien de cet endroit, mis à part son nom, le "Carlyle".
Bundan başka bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien de plus.
- Başka bir şey bilmiyorum.
- Je ne sais pas quoi faire d'autre.
Başka bir şey bilmiyorum, yemin ederim!
Je ne sais rien de plus, je le jure!
Seni bu mekiğe getirmeyi başardım. Başka bir şey bilmiyorum.
J'ai pu vous traîner jusqu'à cette navette, mais je n'en sais pas beaucoup plus.
Başka bir şey bilmiyorum.
Je sais rien d'autre!
Başka bir şey bilmiyorum.
II sort et j'apprends qu'iI m'a piqué ma copine.
Hatıralarının arada bir görünmesinden başka bir şey bilmiyorum.
mais je n'ai obtenu que des fragments de ses souvenirs.
Başka bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien de plus.
Başka bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien d'autre.
Başka bir şey bilmiyorum. Köylünün tekiyim.
Je connais rien, je ne suis qu'une Inuit.
Başka bir şey bilmiyorum.
Je n'en sais pas plus.
Bir şey bilmiyorum dedim. Başka diyeceğim yok.
J'ai dit que je ne savais rien, c'est tout...
Bilmiyorum, aklıma başka bir şey gelmiyor.
Je suis à court d'idées.
Ama bu halimle sana yükten başka bir şey değilim ne zaman düzeleceğimi de bilmiyorum.
Mais je ne suis plus qu'un fardeau, et j'ignore quand j'irai mieux.
Şimdi ben bir fahişeyim ve bir erkeğin altına yatmaktan başka... hiçbir şey bilmiyorum.
Et je suis une putain. Je ne fais que me coucher sous les hommes, terrorisée d'attraper la chaude-pisse.
Bilmiyorum. Sadece alkol yüzünden değil. Başka bir şey daha var.
Il n'y avait pas que l'alcool, il y avait autre chose.
Sebebi banyo yapamaması mı ya da başka bir şey miydi bilmiyorum.
Était-ce parce qu'il ne voulait pas se baigner, ou à cause de quelque chose d'autre?
Bilmiyorum. Yerden ve bu salak ayakkabılardan başka bir şey göremiyorum.
Je vois rien à part le sol et ces chaussures débiles.
Başka ne söyleyebileceğimi bilmiyorum. Her şey bir yana onu hala önemsiyorum.
Je ne sais quoi te dire, si ce n'est que, au fond de moi-mìme, je tiens encore á elle.
Kokudan başka bir şey var mı? Evet, bir şey daha var. Bilmiyorum belki de hayal ediyorum.
Non, il y a autre chose. je - je me le suis probablement juste imaginé - dites toujours.
Bilmiyorum, tipografik hata veya başka bir şey.
Je sais pas, une erreur typographique.
Bu da bir başka sorun. Senin için bunca zamandır çalışmama rağmen.. .. onun hakkında hiç bir şey bilmiyorum.
Depuis que je travaille pour toi je sais toujours rien sur ton ex-femme. ll n'y a pas une seule photo d'elle dans la maison.
Ben ne olduğunu bilmiyorum. Sarhoş olabilir, kızgın olabilir veya başka bir şey olabilir.
Je ne sais pas s'il est soûl, en colère, ou s'il a une crise.
Şey, başka ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Müthiş bir partiye benziyor.
Je ne sais pas quoi dire.
Meaney, Eger Sucuya top gelirse, bilmiyorum ne yaparsin. Tekme mi atarsin baska bir sey mi! Onun gecmesini istemiyorum.
S'ils passent le ballon au Waterboy, poignarde-le s'il faut, mais ne le laisse pas filer.
Peki ya bir şey olduysa, burada bir şey olduysa? Bu motel gibi bir yerin varsa neden buradan çıkmazsın ki neden başka bir yerde, yeni bir iş yapmazsın? Bilmiyorum.
Si quelque chose s'est passé, ça s'est passé là?
Bilmiyorum. O gördüğüm kabuslar. Aklına sudaki bir cesedin yanına gitmekten başka bir şey gelmiyor mu?
Je sais pas, tous ces cauchemars que je fais, toi qui vas plonger et fouiller ce cadavre...
Bilmiyorum. Demek istediğim, endişeleniyorsan... Polisi aramaktan başka yapabileceğin bir şey yok.
Si t'es inquiet, la police est là pour ça
Yapabilirlerdi, bilmiyorum, belki asteroid'i yörüngede hareket ettirebiliyorlardır ya da başka bir şey?
Pourraient ils, euh, je n'sais pas, peut-être déplacer l'astéroïde de son orbite ou un truc du genre?
Bilmiyorum. Şu an Prue'dan başka bir şey düşünemiyorum.
Pour l'instant, je ne me préoccupe que de Prue.
- Bilmiyorum başka bir şey olmalı.
- Ça ne peut être que ça.
Arabanın balyalarına ya da başka bir yerine bir şey olmuştur. Bilmiyorum.
C'est les amortisseurs qui se déglinguent.
Ama başka bir şey bilmiyorum.
Je n'en sais pas plus.
Başka bir şey için, bundan vazgeçmeyi düşünür müydün bilmiyorum.
J'imagine que tu n'as jamais songé... à abandonner cette cause pour une autre?
Ama başka bir şey bilmiyorum.
Je ne peux rien dire de plus.
Bilmiyorum... başka bir şey.
Je ne sais pas. C'est autre chose.
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka birini bul 21
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka birini bul 21