English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bilmem lazım

Bilmem lazım traducir francés

509 traducción paralela
Bilmem lazım.
II faut que je sache.
Bunu Detroit'ten halledemezsin. Baretto onunla mı, bilmem lazım.
Je dois savoir si Beretto est dans le coup...
Derecesini bilmem lazım.
Il faut que je sache les degrés.
- Durumunuzu bilmem lazım sadece.
J'ai besoin de faire le point.
Onu bir tedaviye sokmadan önce daha fazlasını bilmem lazım.
Je veux en savoir plus avant de la confier à ce genre de soins
Bay Allen, bunların ne işe yaradığını bilmem lazım.
M. Allen, je dois savoir à quoi sert tout ce qu'il y a ici.
Evet, gemide birinci subaydım. Nasıl çalıştığını bilmem lazım.
Oui, comme commandant en second j'ai dû étudier la question.
Kurallarını bilmiyorum. Bilmem lazım.
Je dois apprendre les règles du jeu.
Başarmışsam bilmem lazım.
Je dois savoir si j'ai réussi.
Tony, bir terslik varsa bilmem lazım.
S'il y a du louche, je veux le savoir.
Ben bir imparatorluk kurdum ve devam edeceğini bilmem lazım.
J'ai bâti un empire. Je dois savoir qu'il durera.
Galiba bunları bilmem lazım.
Cela me semble familier.
Sana yardım edebilmek için her şeyi bilmem lazım! Anlat bana Martin.
Pour pouvoir t'aider, il faut que je sache tout.
Çok önemli. Hesabım ne durumda bilmem lazım.
C'est très important, Monsieur Hoareau, il faut queje sache où en est mon compte.
Bilmem lazım, kaç kişi?
Combien, je te demande?
Lütfen, bunu bilmem lazım.
Je vous en prie, j'ai besoin de savoir.
Neden bahsettiğimi bilmem lazım.
Je sais de quoi je cause.
- Bunu bilmem lazımdı.
Ça m'étonne pas.
Sizin gibi bedavacılardan tahsilat yapamayacağımı bilmem lazımdı.
J'aurais dû me douter que je ne reverrais jamais cet argent.
Evet ama, bunu yapabilmem için aradığım şeyin ne olduğunu bilmem lazım.
Pour vous en dire davantage, il faudrait que je sache ce que je cherche.
Hafta sonuna dek bilmem lazım. Bekletmezler.
- Je dois la réserver ce week-end.
Eğer deli bir kadını oynayacaksam, nasıl bir şey bilmem lazım.
Si je dois jouer une folle furieuse, je dois réellement savoir ce qu'il en est.
Ama önce bir şeyi bilmem lazım. Sana uzun süre önce sormam gereken bir şeyi...
Mais avant, je veux savoir j'aurais dû demander avant...
Her şeyi bilmem lazım.
Je dois tout savoir.
Bu konuda nasıl düşünmem gerektiğini bilmem lazım.
Je dois savoir comment je dois interpréter cela.
Bilmem lazım.
Est-ce que... m'as-tu déjà aimé? Il faut que je sache.
Bilmem lazım. Aldınız, değil mi? !
J'ai besoin de savoir!
Bilmem lazım.
Il faut que je sache.
- Gerçekleri bilmem lazım.
- Je veux savoir la vérité.
- Gördün mü? - Bilmem lazım.
Tu vois?
- Sen girmezsin, Dodd. Sen banliyödeki evinde dönersin. - Bilmem lazım.
- Toi, retourne dans ton quartier chic.
Yardım etmek istiyorum ama ne olup bittiğini bilmem lazım.
Je veux t'aider, mais il faut que je sache ce qui se passe.
Bilmem lazım.
Je veux le savoir.
Hedeflerimiz ortaya çıkar çıkmaz Federasyonun ne yapacağını... bilmem lazım.
Je dois savoir ce que fera la Fédération une fois que notre objectif sera clair.
Sana güvenebileceğimi bilmem lazım.
Je dois savoir si je peux te faire confiance.
Oh, Yentl. Bilmem lazımdı.
Yentl, j'aurais dû m'en douter.
Dinle, kirli kahve fincanlar hakkında çok şey biliyorum ve birsürü gerçek biliyorum, ama senin hakkındaki her şeyi bilmem lazım.
Ecoute, j'en connais un rayon sur les tasses de café sales... et je connais beaucoup de faits, mais j'ai besoin de tout savoir sur toi.
- Kullandığını bilmem lazım- -
- J'ai besoin de savoir si tu utilises...
Garak, neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmem lazım. Eğer ne amaçla konulduğunu bana anlatırsan belki çıkarmak için bir yol bulabilirim.
Garak, si vous me dites à quoi il sert, je pourrai peut-être l'enlever.
Ne yaptığımı bilmem lazım.
- Je dois savoir ce que j'ai fait.
NasıI hissettiğimi bilmem lazım.
Faudrait d'abord que je le sache.
Yarına kadar bilmem lazım.
Je dois le savoir demain.
Bilmem. Düşünmem lazım.
Il faut que je réfléchisse.
Valla bilmem ki... Ama bi hediye almam lazım.
Quand on fait un cadeau, il faut qu'il soit beau.
Seni bilmem, Buster, ama benim birşeyler içmem lazım.
Je ne sais pas pour toi, mon gars, mais il me faut un verre.
Kimin babası olup olmadığımı bilmem lazım.
- J'ai dit que j'suis ton père!
Bilmem lazım.
Ça, je le sais.
Josie bilmem lazım.
Je dois savoir. Tu es allée à Seattle?
Ne kadar kötü durumda olduğumuzu bilmem lazım.
Faut que je sache si c'est sérieux.
Avukat lazım ama kadın avukatları bilmem.
Il me faut un avocat. Mais pas une femme.
- Bilmem lazım. - Richie öldüğü zaman...
J'ai besoin de savoir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]