English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bilmiyorduk

Bilmiyorduk traducir francés

1,215 traducción paralela
Biz sana saldırmadık. Seni rüyalarımızda görünceye kadar, senin varolduğunu bile bilmiyorduk.
Nous ignorions votre existence avant de vous voir en rêve.
( düzgün ) Tauri'ye gittiklerini bilmiyorduk.
Nous ne savions pas qu'ils voyageaient vers Tauri.
Kaçtık çünkü orada kaç kişi olduklarını bilmiyorduk, değil mi?
On a fui parce qu'on ne savait pas combien ils étaient, n'est ce pas?
Sizin diliniz çünkü biz geldiğimizde bilmiyorduk.
Si, nous on le parlait pas en débarquant.
- Gösteri yaptığını bilmiyorduk.
Mademoiselle reçoit...
Ne giydiğinizi bilmiyorduk, ve satıcı, çiçek satıcısı, beyazın hepsiyle gideceğini söyledi, o yüzden...
On savait pas ce que vous porteriez. Le fleuriste a dit que le blanc, ça va avec tout.
Bunun ölümcül bir entrika olacağını bilmiyorduk.
Nous ignorions qu'il s'agissait de meurtres.
Ve başka bir seferinde... Koroda bir şarkı çalmamız gerekiyordu ve... şarkıyı bilmiyorduk bile.
Une autre fois, on avait perdu nos partitions on devait jouer un morceau qu'on savait pas.
Neye benzediğimizi bile bilmiyorduk daha.
Nous ne savions même pas à quoi l'autre ressemblait.
- Sanırım ikimiz de ne... ... söyleyeceğimizi bilmiyorduk.
Je crois qu'on ne savait pas quoi dire ni l'une ni l'autre!
Phoebe, bak Piper da ben de büyücüleri belirlemek için şu iğne batırma olayını bilmiyorduk.
Piper et moi ne savions pas que les sorciers ne saignaient pas.
Hayır, onu bilmiyorduk bile.
- Non, on n'était pas au courant.
Nasıl konuşacağımızı bilmiyorduk, Ama bir şekilde iletişim kurduk.
On ne savait pas parler, mais on pouvait communiquer.
- Bilmiyorduk.
- On ne savait pas.
Ne olduğunu bilmiyorduk.
On était plutôt innocents.
Sanki bilmiyorduk.
Tu parles d'une surprise.
Aslında ne istediğimizi bilmiyorduk.
En fait, on savait pas ce qu'on voulait.
Bu kardeşler ilk geldiğinde kılık değiştirerek dünyayı ele geçirmeyi planladıklarını bilmiyorduk. - Tamam, dostum. - Oyun makineleri, TV,
- Quand ils sont arrivé ici, on ne savait pas qu'ils avaient trouvé un système de conversions pour envahir la terre.
- Gelip gelmeyeceğini bile bilmiyorduk.
On t'attendait plus.
Törenin nerede yapılacağını tam olarak bilmiyorduk.
On n'était pas sûr qu'il y ait une cérémonie.
Rusların füzeleri çok yavaş. Bu yüzden çok uzun menzilliler. Biz bunu bilmiyorduk.
Les russes ont des missiles très lents mais ils ont une portée supérieure à ce qu'on pensait.
Neler olacağını bilmiyorduk.
C'est ainsi que nous avons accueilli Kurt.
Birkaç gün sonra bizi Auschwitz'e naklettiler, ancak o zaman sığır vagonlarından oluşan trene bindiğimizde nereye gittiğimizi bilmiyorduk.
Deux jours plus tard, on nous a déportés à Auschwitz. Mais nous ignorions, en montant dans le train composé de wagons à bestiaux, où nous allions.
Neler olduğunu bile bilmiyorduk.
De mon bateau, on ne savait même pas ce qui se passait.
Vallahi bilmiyorduk.
Nous ne savions pas.
Sana ne olduğunu bilmiyorduk.
Nous ne savions pas ce qu'il t'était arrivé.
Çünkü başta, sadece bir ilişki mi, yoksa daha kısa birşey mi olcağını biz de bilmiyorduk.
Au début, nous ignorions si ce serait une aventure... ou une passade.
Hiçbirimiz etkisini bilmiyorduk. Öğrendiğimiz zaman ise iş işten geçmişti.
Quand on s'est rendu compte de l'effet, il était déjà trop tard.
Geleceğini bilmiyorduk.
Je ne vous attendais pas.
Biz bilmiyorduk, güçlerimizin...
On ignorait que nos pouvoirs...
Eve barda tanıştığın bir beceriksizi mi getireceksin, yoksa çıplak halde sokakta bağırarak mı dolaşacaksın, bilmiyorduk.
Ou bien allais-tu courir toute nue dans la rue? - Tu peux me haïr. Tu peux.
Yazım hatası olmuş. Kadının kim olduğunu bilmiyorduk ki!
C'est pas de notre faute.
Bunu neden bu kadar kolay yaptılar bilmiyorduk. Umursamadık ve sadece kaçtık.
Je ne sais pas pourquoi ils nous ont facilité le départ, ça nous était égal, nous nous sommes barrés.
Ne tür sevdiğini bilmiyorduk, biz de hepsinden aldık.
Ne sachant pas ce que tu préférais, on a tout pris.
Hayır, bomba patladığında adamın nerede olduğunu bilmiyorduk
- Non. On ne savait pas où il était.
Burada akrabası olduğunu bile bilmiyorduk.
On ne savait pas qu'elle avait une parente ici.
- Size ne olduğunuzu bilmiyorduk. - Newyork'taydık.
- On ne sait rien des 4 autres.
Sadece bize benzediğinizi bilmiyorduk.
Donc... Je pensais pas que vous seriez nos sosies.
Diğer dördüne ne olduğunu hiç bilmiyorduk.
- On ne savait rien des 4 autres.
Kalifornia'nın havasından mı, yoksa içtiği beş biradan mı bu hale gelmişti bilmiyorduk. Ama o boğanın üzerine çıktığı anda....... Miranda. Miranda'dan kaçmıştı.
On se demandait si c'était le climat de Californie ou les 5 bières qu'elle avait bues, mais à peine montée sur le taureau, Miranda échappa à Miranda.
Bu geminin Tıbbi Subayı'nın yardımını kabul ettiğimizde, onun ilkel bir bilgisayar matrisi olduğunu bilmiyorduk.
Lorsque nous avons accepté d'être examinés, nous ignorions que ce serait par une matrice informatique primitive.
Apophis'in mayın tarlasına görünmez bir filoyla geleceğini bilmiyorduk.
Nous ne savions pas qu'Apophis allait venir avec une flotte rendue invisible.
Bir kıyamet tarikatıyla uğraştığımızı bilmiyorduk.
On ne savait pas que c'était une secte de l'apocalypse.
Kendini böyle savunabildiğini bilmiyorduk. Yoksa, hiç böyle...
On ignorait que tu savais te défendre, sinon on n'aurait pas...
- Çok acı çekiyordu Doc! Bilmiyorduk.
- On ne savait pas quoi faire.
Ama o sırada henüz bunu bilmiyorduk.
Mais cette nuit-là, on ne le savait pas encore.
İngilizlerin bizi neden esir olarak aldığını bile bilmiyorduk.
Nous ne savions pas vraiment, pourquoi les anglais nous enfermaient.
Bu erkek işi. Elbet ki, öğleden sonra bu zamanda... bombanın aslında bir kokarca olduğunu bilmiyorduk.
Car bien sur, en ce début d'après-midi, nous n'imaginions pas que la bombe n'était qu'un putois.
Bugüne kadar beraber yaşadık ama hiç bilmiyorduk. Bir kez bile şüphelenmedik!
Nous vivions à ses côtés... et nous n'avions pas le moindre soupçon!
Alıp almadığınızı bilmiyorduk ama sizde varsa faturası hala duruyor.
On ne savait pas si vous en aviez une. On a gardé la facture.
Birbirimizin soyadını bile bilmiyorduk.
- Tu l'as embrassé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]