English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Bir ihtimal

Bir ihtimal traducir francés

2,237 traducción paralela
Böyle bir ihtimal olduğunu biliyordum ama pek inanmıyordum.
Je savais qu'il y avait une chance, mais je comptais pas dessus.
Her ihtimale karşı. Gece yarısı sen ve ben belki gecenin birinde bir ihtimal.
Juste au cas où, dans la nuit, toi et moi on voudrait faire ça.
Bana biraz küçük bir ihtimal gibi geldi bana.
Non, ça me semble... léger.
Yalan yok, böyle bir ihtimal var.
Je ne mentirai pas. - C'est possible.
Belki bir ihtimal Penelope. Onun doğruluk ve dürüstlüğüne hayran kalmamak elde değil.
Sauf Penelope, il faut reconnaître son intégrité.
Eğer tekrar beraber olabilmemiz için en ufak bir ihtimal bile varsa denemeliyim.
S'il y a la moindre chance qu'on se remette ensemble, je dois la prendre.
Bir ihtimal.
Qu'est-ce que t'en dis?
Bir ihtimal.
Excusez-moi. Houp là!
Garanti verdikleri konu ise ülkenin çok büyük bir mortgage yüzdesinin ellerinde olması, bu da yeni bir dedikodu başlattı, Devlet araya girip ve onları alabilir - Barack Obama seçim kampanyasında bir ihtimal bu konuyu konuşabilir.
Parce qu'ils garantissent un énorme pourcentage des crédits du pays, certaines rumeurs disent que le gouvernement pourrait devoir prendre le relais, une possibilité que Barack Obama vient d'introduire dans la campagne.
Burada Lehmanın iflası gerçek bir ihtimal.
Et il y a une possibilité bien réelle que Lehman coule.
Quantico bir DNA testi yapıyor ama çok zayıf bir ihtimal.
Quantico fait un test ADN, mais il y a peu d'espoir.
Tamam. Acaba bir ihtimal size planladığı bir seyahatten söz etmiş olabilir mi?
Aurait-elle parlé d'un voyage qu'elle envisageait?
Evet, bir ihtimal olabilir. Ama bu bölgede çok fazla iz yok ve bunlar yeni olmuş gibi görünüyor.
Il n'y en a pas beaucoup dans cette zone, et elles semblent fraîches.
Uzak bir ihtimal gibi göründüğünün farkındayım.
Je me rends bien compte que c'est un peu tiré par les cheveux
O da bir ihtimal.
Peut-être.
Aslında böyle bir ihtimal var.
Fort possible.
- Ama bir ihtimal.
- C'est un gros risque.
Seni ve uzak bir ihtimal yaptığın satışı kontrol etmeye geldim.
Je suis venu voir si par hasard, tu avais vendu quelque chose.
Korkarım ki böyle bir ihtimal olmayacak.
Je crains que ce soit impossible.
Tedavi kalp problemlerine, öğrenme bozukluklarına yol açabilir ve bir ihtimal tekrar etme olasılığı var.
Le traitement peut affaiblir le cœur et les rechutes sont courantes.
Bilirsin, bir ihtimal belki de birine çılgın bir nedenden dolayı telefonunu kiraya verdi... bir arkadaşına
Elle a pu prêter son téléphone à quelqu'un pour une raison stupide, une de ses amies.
Buraya gelip burada olmadığımızı düşünürlerse, belki, sadece bir ihtimal, basıp giderler.
S'ils viennent et nous croient absents, ils dégageront peut-être et retourneront chez eux.
- Bir ihtimal çantamı da getirmiştim.
- J'ai apporté un sac au cas où.
Suç ortağı karısı değilmiş ama başka bir ihtimal öğrendim.
La femme n'est pas la complice, mais j'ai une autre piste.
Biraz zayıf bir ihtimal.
Ça semble maigre.
Bu çok çok küçük bir ihtimal.
C'est très vague.
Minicik, ufacık bir ihtimal, Pam'in ben olduğumu sanmış olabilirler.
Il y a une minuscule chance qu'ils l'aient prise pour moi.
Bayan Davidson bu kazayı birisinin düzenlemiş olması çok büyük bir ihtimal.
Mme Davidson, il y a une forte possibilité que quelqu'un ait mis en scène l'accident.
Bir ihtimal daha var.
C'est une possibilité.
Bir ihtimal bu kızı tanıyor olamazsın değil mi?
Par hasard, vous ne connaîtriez-pas cette jeune fille?
Son derece düşük bir ihtimal, Ajan Nielsen.
C'est peu probable.
Bu ufak bir ihtimal ama askeri kayıtları kontrol et.
Vérifie les archives militaires.
Bu yüksek bir ihtimal, evet.
C'est fort possible, oui.
Bay Baylor'ı evine bıraktıktan sonra, kendi çete üyeleri tarafından dövülerek öldürülmesinin güçlü bir ihtimal olduğunu biliyor muydunuz?
Saviez-vous qu'il y aurait de fortes chances qu'après avoir déposé M. Baylor chez lui, il serait battu à mort par ses copains Crips?
İşe yarayıp yaramayacağını ben de bilmiyorum. Ama o kadar uzak bir ihtimal olduğunu da sanmıyorum.
Je ne sais pas si ça va marcher, mais ce n'est peut-être pas si absurde.
Şu kadın ikimizin hayat boyu düşünemeyeceği kadar şeyi elden geçirir. Yani o söylemediyse öyle bir ihtimal yoktur.
Cette femme traite plus d'informations en une heure que toi et moi en une vie, donc si elle n'y a pas pensé, c'est pas bon.
Böyle bir durumda, bu, güçlü bir ihtimal.
A ce point, c'est fort probable.
Uzak bir ihtimal de olsa, elinde müşterisini temize çıkaracak bir kanıt bulunduruyorsa en azından onu sorgulamalıyız.
Je veux dire s'il y a la moindre possibilité qu'il est caché des preuves qui pourraient innocenter son client, on doit au moins lui demander.
Az bir ihtimal ama, konuşması kayıtlı olabilir.
Gil, quoi que tu...
Miller'in bir şeyleri bulduğuna dair bir ihtimal olsa da ki bu yok, bu şimdi hiçbir şeyi değiştirmez.
Même s'il y avait une chance que Miller craque, ce qui n'arrivera pas, ça ne change rien.
Küçük bir ihtimal de olsa haklıysam böbreğini başkasına vermesi çok tehlikeli olur.
Techniquement, ça paiera toujours. Même si ta patiente meurt, quelqu'un aura les poumons.
Ufak bir ihtimal.
Que des fausses routes.
Dediklerini yapacağız sonra da belki, bir ihtimal...
Jouez le jeu, faites ce qu'il dit, et alors peut-être...
Küçük bir ihtimal de olsa haklıysam böbreğini başkasına vermesi çok tehlikeli olur.
S'il y a seulement une chance que j'aie raison, Cela pourrait être dangereux de donner son rein à quelqu'un d'autre.
Evet, biliyorum, ama hala Max'ten dolayı bir ihtimal var.
- Je sais. Mais il y a toujours un risque après Max.
Yani esas görevinin büyük ihtimal seninle ve oğlunla bir ilgisi yok.
Je veux dire que leur assignement au FBI n'a sans doute aucun rapport avec toi ou ton fils.
Yine de en iyi ihtimal DNA ama bir tek maktulün DNA'sını bulabildim.
L'ADN reste un bon moyen, mais le problème, c'est que j'ai retrouvé que celui de la victime.
Sana bir kez daha soracağım sonrasındaysa sinirlenmem ihtimal dahilinde.
Je vais vous reposer la même question et après je peux me mettre en colère.
Ama Ieyasu'nun böyle bir şey yapacağına ihtimal —
Mais Ieyasu ne permettrait jamais cela.
Garcia, bu 6 aydır küçük bir ihtimal.
Six mois, c'est long.
Yerel seçimlerde büyük ihtimal bir getirisi olmaz.
Ça ne devrait pas concerner une élection locale.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]