Bir yerlerde traducir francés
5,214 traducción paralela
Belki bir gün bir yerlerde karşılaşırız.
Peut-être que l'on se croisera à nouveau.
Obama kanseri tedavi edebilir ve bir yerlerde beyaz halk protestoda birbirine girebilir.
Obama pourrait soigner le cancer et quelques Blancs, ne peuvent s'empêcher de hurler.
- Sonuçta bir yerlerde olmalı değil mi?
Elle doit bien être quelque part non?
Hafta sonuna kadar karaborsayla irtibata geçip Elmalı Oğlan'ı nakde çeviririz sonra da ülkeyi terk edip Malta Riviyera'da bir yerlerde bulutlar dağılana ve eski görevlerimizi alana dek saklanırız.
Nous liquiderons le tableau au marché noir d'ici la fin de semaine, puis quitterons le pays et ferons profil bas sur la Riviera maltaise jusqu'à ce que ça se tasse et qu'on reprenne du service.
Şuna bir bakalım, kuş buralarda bir yerlerde olmalı.
Voyons voir, cet oiseau ne doit pas être très loin.
Evde, bir yerlerde bulmuş olmalı.
Il l'aura trouvée quelque part.
Görüyorsun işte Peder. Biz konuşurken, her gün dışarıda bir yerlerde birinin canı yanıyor. Soyuluyor, öldürülüyor, tecavüze uğruyor.
Vous voyez, en ce moment, comme chaque jour, quelqu'un se fait tabasser, dépouiller, assassiner, violer.
Burada, buralarda bir yerlerde.
Il est ici, il est dans les alentours.
Bir yerlerde kendini yeniliyor olabilir.
Elle peut se réinventer ailleurs.
- Yerel hurafeleri savunmuyorum lâkin, zaman zaman dağlara baktığım ve oralarda bir yerlerde bir şeyin bana baktığını bildiğim zamanlar olmuştur.
Je ne crois pas en ces superstitions locales. Mais j'ai souvent regardé ces montagnes et je sais que quelque chose nous regarde de là-haut.
- Bir yerlerde açık yarası olmalı.
Elle a une blessure perforée quelque part.
harika.. PROFESSOR RADISSON : hala bir yerlerde dünyanın düz olduğuna inananlar var. hala üstün bir ilahi gücün varlığına inananlar.
Pour ceux ici qui croient que la terre est plate, qui croient en l'existence d'une suprême divinité sans être nécessaire ou auto-évident, ou les deux.
Bir yerlerde bir "Şafak sökümünde" şakası olmalı.
Il doit y avoir une blague du genre "À l'aube".
- Bir yerlerde gördünüz mü? - Hayır.
Vous les avez déjà vus quelque part?
Sanki yemeğe davet edildiğinde çiçek götürmesi gerektiğini bir yerlerde okumuş gibiydi.
Comme s'il avait lu quelque part que lorsqu'on est invité à manger, on est censé apporter des fleurs.
Şansımız varsa, yolda bir yerlerde bizi eleştirmeden veya kınamadan dinleyen birilerine rastlarız.
On peut rencontrer des gens qui nous écoutent sans nous critiquer.
Hissediyorum, lahit buralarda bir yerlerde olmalı.
Le tombeau est par ici, je le sens.
Babam hala dışarıda bir yerlerde.
Mon père est toujours là-dehors quelque part.
- Mühendisliğin içinde bir yerlerde.
- Près de la salle des machines.
Dışarıda bir yerlerde öldürmeye devam ediyor.
Il est dehors à tuer.
Cohle'un bahsettiği kilise buralarda bir yerlerde olmalı.
Cette église dont parlait Cohle devrait être juste là.
Belki bir yerlerde noksanlıklar, yuvarlamalar olmuştur. Bilemiyorum. Size her yönüyle yardımcı olmaya çalışıyorum.
Il y a peut-être eu des oublis, des approximations, mais je suis prêt à vous aider, croyez en ma bonne foi.
Suikastçı hâlâ dışarıda bir yerlerde.
L'assassin est toujours en liberté, quelque part dehors.
Paris'te bir yerlerde tutulan mühim bir mahkum var.
Il y a un important prisonnier retenu quelque part ici à Paris.
Her zaman hor gören bir adam. Yukarıda bir yerlerde bir çeşit yüce gönüllü baba figürü olduğu fikrine kendini adayan insanları aşağıladım.
un homme plein de mépris pour ceux qui vivent dans l'idée... qu'il existe une figure paternelle bienveillante, là-haut.
O, orada bir yerlerde!
Elle est ici, quelque part.
The Spoils of Babylon'un yapımına 1976 senesinin içinde bir yerlerde başladım 79 senesinin Ocak ayında da bazı açıkça dile getirmeyeceğim sebeplerden dolayı aniden durdu.
Le tournage de "Spoils of Babylon" a commencé au cours de l'année 1976, la production s'étant brusquement arrêtée en Janvier 79, pour des raisons que je refuse de divulguer.
Çünkü içimizde bir yerlerde, ikimizde gerçeği biliyoruz.
Parce qu'au fond de nous, on savait la vérité.
Yakaladığımızda bunu Bauer'e soracağız ama şu anda hâlâ elçiliğin içinde bir yerlerde ve biz kat kat arıyoruz.
On lui demandera quand on l'aura. Il est dans l'ambassade. On inspecte tous les étages.
Bu İHA'ların Margot Al-Harazi tarafından ele geçirildiğine ve bu ülkede bir yerlerde olduğuna inanıyoruz. Büyük ihtimalle kızı ve oğluyla beraber çalışıyor.
Nous croyons que ces drones ont été détournés par Margot Al-Harazi et qu'elle est quelque part dans ce pays, travaille probablement avec son fils et sa fille.
Evet, bir yerlerde olacaktı, değil mi?
Oui, nous l'avons quelque part.
Demek hala dışarıda bir yerlerde.
Il est encore en vie.
Bu hayatımda gördüğüm en salakça şeylerin listesinde bayağı yukarıda bir yerlerde.
C'est très haut sur la liste des choses les plus stupides que j'ai vues dans ma vie.
Bir yerlerde yaşıyor ama birisi ölmüş.
Si on suit la piste du camouflage de "A", ça pourrait nous mener directement à "A".
Avery'e göre, Sara hafızasını kaybetmiş hala dışarıda bir yerlerde.
Je veux de ton aide pour l'école. Pourquoi es-tu ici alors?
Eminim bir yerlerde bir kedi bir ağaçta mahsur kalmıştır.
Je suis sûr que quelque part un chat est coincé dans un arbre.
Kayda alınmak? Eğer Caruso'nun konuşmaları takip ediliyorsa kayıtlar burada bir yerlerde tutuluyor olmalı.
Si Caruso était mis sur écoute, il doit bien y avoir des enregistrements quelque part.
Şanzıman bir yerlerde varsa onu bulacağız dostum.
S'il y a un réducteur quelque part, on va te le trouver, l'ami.
Bir yerlerde, çok sayıda kayıp türü anmak için bir Yok Olanlar Mabedi vardır.
Quelque part, il y a un mémorial a la multitude d'espèces disparues, les Chambres de l'Extinction.
İçinde bir yerlerde kim olduğunu biliyorsun.
Quelque part à l'intérieur, vous savez qui vous êtes.
Yani bir yerlerde karşılaşmışızdır.
- Je l'ai croisé ici ou là.
Bir yerlerde saklı bir ipucu olmalı. Oraya git ve onları oyala.
Allez-y et gagnez du temps!
Ya eğer bir yerlerde başka bir aile kelepçelenmişse?
Et si une autre famille se fait agresser?
Orada bir yerlerde bir aileyi yok eden biri var.
Quelqu'un aurait donc tué toute une famille.
Galaksimizin merkezinin, devasa patlamaların yaşandığı bir yer olduğunu yani dışarıda bir yerlerde süper kütleli bir karadeliğin bulunuyor olabileceğine dair ilk işareti keşfetti.
Et il a découvert que le centre de notre galaxie était un lieu d'explosions titaniques, la première indication était qu'il pouvait y avoir un trou noir supermassif s'y cachant.
- Orada bir yerlerde olduğunu biliyorum.
- Je sais que c'est là.
- Orada bir yerlerde.
Il est là, quelque part.
Bir yerlerde var.
Ils y sont à un moment.
Selam Lucy, Abi anahtarını bir yerlerde kaybetmeyi başardı.
Oh, salut, Lucy.
Yıldızlar bunun gibi yerlerde, bir tür yıldız doğumevinde doğarlar ve ölürler.
Les étoiles meurent et naissent dans des endroits comme celui-ci... une nurserie stellaire.
Tamam, grip belirtileri çevreye göre değişkenlik gösterebiliyor ama bu büyük ihtimalle bir bağırsak virüsüdür ve bu olaylar tropik yerlerde çok yaygındır.
Ses symptômes varient selon la fatigue et l'environnement. Mais c'est peut-être un virus intestinal, ce qui est très commun sous les tropiques.
bir yazar 32
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gidemezsin 16
bir yolunu buluruz 32
bir yere gitmiyoruz 22
bir yudum 17
bir yere gitme 51
bir yerde 60
bir yere gitmiyorum 43
bir yıl sonra 30
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gidemezsin 16
bir yolunu buluruz 32
bir yere gitmiyoruz 22
bir yudum 17