Bir şey olursa traducir francés
4,311 traducción paralela
Şey, bir şey olursa, sürdürülebilirliği sen alacaksın çünkü yemekleri arabada unutan sensin, bu yüzden...
En fait, si quelqu'un devrait se retrouver au développement durable, c'est vous, parce que vous aviez oublié les déjeuners, donc...
Çünkü burada saklanan bir anlaşmazlık varsa, düşünmeksizin söylenen bir şey olursa, bir bakış, bir davette görünmeme...
Parce que si il n'y a même qu'une fausse note, si il y a une remarque, un look,
Andy ölmeden önce bize bir şey olursa diye seni, ufaklıkların koruyucu ailesi yaptığımızı biliyorsun.
Tu sais qu'avant la mort d'Andy, on t'a inscrit en tant que tuteur des garçons sur nos testaments,
Yapabileceğim bir şey olursa haber verin yeter.
Dites-moi si je peux faire quoi que ce soit.
İyi fikir, ama işe yaramazsa, yardım edebileceğim bir şey olursa söylemen yeter, tamam mı?
Bonne idée. Mais si ça marche pas, dis-moi si je peux faire quelque chose.
Eğer yapabileceğim bir şey olursa haber verin.
Euh, dites moi si je peux faire quoi que ce soit.
Oliver, sana orada bir şey olursa ne olacak?
S'il t'arrive quelque chose là-bas?
Yardım edebileceğim bir şey olursa haber verirsiniz.
S'il y a quelque chose que je puisse faire pour vous aider, - dites le moi.
Bir şey olursa, sorumlusu sensin.
S'il y a un souci, ce sera votre problème.
Yanlış giden bir şey olursa peşine düşecekleri ilk kişi sensin.
Si ça tourne mal, vous êtes le premier à qui ils s'en prendront.
Ama bir şey olursa onun sende olmasını istiyorum. - Hayır.
Mais s'il m'arrive quelque chose, je veux que vous ayez cette clé.
Öyle buraya gelip "eğer bir şey olursa" saçmalığından söz etmek yok.
Ne me faites pas le coup de "S'il m'arrive quelque chose".
Eğer Taylor için yapabileceğim bir şey olursa yani ikiniz için numaram burada yazılı.
Si je peux faire quelque chose pour toi ou Taylor, voici mon numéro.
Bize bir şey olursa, eğer ayrılırsak, hepsi seni seçecek.
Si quelque chose nous arrivait, si on se séparait, ils te choisiraient tous.
- Ona bir şey olursa...
- Si quoique ce soit lui arrive...
- Eğer ona bir şey olursa...
- S'il lui arrive quelque chose...
- Bir şey olursa, bir ambulans çağıracağım.
Si ça se stabilise pas, j'appelle une ambulance.
Hayır, eğer size bir şey olursa...
Non, si quelque chose t'arrivait...
Merak ettiğin bir şey olursa sorabilirsin.
Demande-moi si tu as des questions.
Atla. Eğer bir şey olursa herkes tek başına. Dangalak.
En cas de problème c'est chacun pour soi, crétin.
Sana bir şey olursa yemin ederim, sonsuza kadar senden nefret ederim.
Si quelque chose t'arrives, je le jure, je te haïrai pour toujours.
Belli bir yaştan sonra bir şey olursa ölümün eşiğine gelirler diye korkuyor insan. O da çok uzun zamandır o eşikte zaten.
À partir d'un certain âge, ça pourrait être la goutte d'eau, et son vase est plein depuis longtemps.
Yardım edebileceğim bir şey olursa, istemeye çekinmeyin.
Si je peux aider, n'ayez pas peur de demander.
Eğer bugün bir şey olursa,... özür dilerim.
Si quelque chose arrive aujourd'hui, je suis désolée.
Eğer bir şey olursa...
Si quelque chose arrive...
Eğer ona bir şey olursa, nereye gitmeni istediğiyle başlayabiliriz.
On pourrait commencer par où il vous a dit d'aller si quelque chose lui arrivait.
Eğer ayrı düşersek ya da herhangi bir şey olursa, her zaman orada buluşacaktık.
Si nous étions séparés, ou si quelque chose arrivait, nous devions nous retrouver là-bas.
Mary, sana bir şey olursa kendimi sorumlu hissederim.
S'il vous arrive quelque chose, je me sentirai responsable.
Bu bir tehdit mi? Eğer Mary'e bir şey olursa..
Si quoi que se soit arrive à Mary, vous ferez quoi?
Eğer ona bir şey olursa, bu beni ilgilendirir.
Elle est à moi maintenant, pas à vous.
Yapamadığın bir şey olursa, bugün yaptığın gibi bana sorabilirsin.
Tout comme aujourd'hui, s'il y a quelque chose que tu ne sais pas, tu peux me le demander.
Duncan Carlisle'ın özel veya profesyonel hayatı hakkında,... herhangi bir şey olursa size haber vermemi istemiştiniz.
Vous m'avez demandé de vous avertir de quoi que ce soit d'inhabituel dans la vie privée et professionnelle de Duncan Carlisle.
Tanrım, ya ona bir şey olursa?
Oh mon Dieu, et si quelque chose lui était arrivé?
Bir şey olursa abini aramaktan çekinme.
Si quelque chose se passe, appelle ton oppa.
İstediğin bir şey olursa haber verirsin.
Faites-moi savoir si vous avez besoin de quelque chose en particulier.
Eğer bana bir şey olursa...
S'il m'arrive quoi que ce soit...
Evet, yüz defa söyledin. Soracağınız bir şey olursa ofisimde olacağım.
Je les appelle an-flams parce que j'étudie la pharmacologie.
Her hangi bir şey olursa Sana haber ederim.
Je vous ferai savoir si j'apprends quelque chose.
Eğer bir şey olursa... Bakmama bile gerek yok.
Et s'il arrive un truc, pas besoin de regarder.
Acil bir şey olursa ara sadece.
Tu appelles seulement en cas d'urgence.
Havaalanı Polisi'ndeki arkadaşını ara, Doğu Avrupa'dan gelen tuhaf bir şey olursa dikkat etsin.
Allez trouver votre contact à la police aéroportuaire et dites-lui de surveiller ce qui arrive d'Europe de l'Est.
Peki ya bize bir şey olursa çocuklar ne olacak?
Et s'il nous arrivait quelque chose? Qu'arriverait-il aux enfants?
Bir şey duyan olursa bana da haber verin.
Si quelqu'un apprend quelque chose, qu'il vienne m'en parler.
Önceliğimiz eşin ve sensin Jeff yani bir şey lazım olursa haber ver yeter.
La priorité, c'est ta femme et toi. Donc si t'as besoin d'aide...
- Bir şey bulursak seni ararız. Veya yardıma ihtiyacınız olursa da, bana ihtiyacınız olursa buradayım ben.
Ou si vous avez besoin de renfort, parce que je serai là.
Hissettirdiği şey ne olursa olsun, o bir armağandır.
Peu importe comment vous le ressentez, c'est un don.
- Bilmediğin bir şey olursa ara beni.
Appelle-moi si tu as des questions.
Eğer Patrick'e bir şey olacak olursa şunu anlamanı isterim ki, Conrad senden kalanları bir süngerle temizlerler.
S'il arrive quoique se soit à Patrick, comprends bien, Conrad... Ils essuieront ce qu'il reste de toi avec une éponge.
Biz gelmeden bu koridordan herhangi bir şey gelecek olursa kapıları sonsuza kadar mühürleyin.
Si quelque chose revient avant nous, fermez ces portes pour de bon.
Fakat kesin olan bir şey var, o da hangi durumlarda olursa olsun...
Mais, une chose est certaine. Quelle que soit la façon dont le...
Bir şey daha olursa sana kendi vebamı getireceğim.
Un autre évènement se produit... Et j'abattrais mon propre fléau.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yiyelim 46