Bu işe yaramaz traducir francés
1,368 traducción paralela
Ve ben, salak bir orospu çocuğu sörf yapmayı tercih ederdim. Bu işe yaramaz.
Et moi, un pauvre enfoiré qui préférerait faire du surf.
Artık bu işe yaramaz.
Non, ça ne va pas continuer. Il n'en est plus question.
Bu işe yaramaz.
Cela ne va pas nous aider.
Bu işe yaramaz.
Ça ne servira à rien.
Kocalığa kabul ediyor musun onu? Bu işe yaramaz şairi alacaksan eğer, söyle bana.
Je t'aimerai si tu me jures Je t'aimerai si tu me jures
Nazilerin Uzay Programı ile ilgili bir inceleme. - Ve... - Bu işe yaramaz!
Le Programme spatial des Nazis.
Tesisatı yeniden döşemek zorundaydım. çünkü, bir başkası bu işe yaramaz kompresör borusunu değiştiremeyecek.
J'ai du rerouter la propulsion parce que quelqu'un... ne veut pas changer notre bobine de compression moisie.
Bu işe yaramaz.
Ca ne sert à rien.
- Hayır bu işe yaramaz.
- Non, ça marchera jamais.
Sorun bu işe yaramaz çöplük.
- C'est de la camelote.
Hayır. Maalesef bu işe yaramaz.
Malheureusement, ça ne marchera pas.
Bu işe yaramaz kasetlere 450 dolar verdim.
J'ai dépensé $ 450 et ces cassettes de merde ne fonctionnent pas.
Bu işe yaramaz, Maggie.
Personne ne nous croira.
Bu işe yaramaz beyler çünkü taşlar bende değil.
Tu perds ton temps... j'ai pas les pierres!
Bu işe yaramaz.
Et ça ne marcherait pas.
Bu işe yaramaz ufaklığın değeri nedir?
Alors, quel prix on lui a donné à ce petit merdeux?
Bu işe yaramaz, ölü suratlı, zayıfkıçlı beyaz adam ufak Malike bakmıyor.
Ce petit trou du cul de Blanc ne s'occupe pas du petit Malik.
"biliyor musunuz, sanırım herkesin çalışmasını sevdim". bu işe yaramaz.
"Vous savez quoi? J'aimerais avoir tout ce pour quoi il faut trimer toute une vie." Ça ne marche pas comme ça.
- Bu işe yaramaz söylemiştim.
- Ça ne pouvait pas marcher.
Fakat, efendim, eğer onu öldürürsek bu onu bir kahraman yapmaktan başka bir işe yaramaz.
Mais, Monsieur, si nous le tuons, nous ferons de lui un héros.
Hayır, halledebilirim. Bu bir işe yaramaz.
- Ca va rien faire du tout!
Cephane olmadan bu alet bir işe yaramaz.
Sans cartouches, cet outil ne vaut rien - "v zadnitsou".
Bu asla işe yaramaz.
ça ne marchera jamais.
Eğer çirkinse bu hiç bir işe yaramaz.
Parce que... ça n'en valait pas la peine.
- İşe yaramaz. - Hep sana karşı çıktığımı- - - Bu kararı ben veririm.
- Tu crois que je le fais exprès.
Bu çabam işe yaramaz çünkü bu teoriyi bildiğiniz belli.
Votre connaissance de cette théorie invaliderait mon approche.
Bu güçler işe yaramaz.
Ces pouvoirs sont inutiles.
Ama bence bu durumu kötüleştirmekten başka bi işe yaramaz.
mais je n'ai aucune idée du résultat, soit cela mène à rien soit cela aggrave les choses.
Bu bağlantılı partnerin olmadan işe yaramaz.
Ceci ne vous aidera pas sans le partenaire avec lequel vous êtes lié.
Bu hiç önemli değil, çünkü Hilary Clinton denemem diğer kızlarınkiyle aynı olacak. Ben işe yaramazın tekiyim.
Ca n'a pas d'importance parce mon essai sur Hillary Clinton sera exactement comme l'essai des autres filles sur Hillary Clinton parce qu'apparemment, c'est tout ce qu'on trouve comme idée!
Dewey, bu bir işe yaramaz.
Arrête, t'as aucune chance.
Bu tıpkı okulun işe yaramaz çocuğunu Süt Kolu başkanı yapmak gibi.
Comme distribuer le lait à l'école. Personne respecte ça.
Keller, çekiciliğin bu noktada bir işe yaramaz.
Keller, votre charme ne servira à rien, cette fois-ci.
- Bu şekilde işe yaramaz. Doğal olaylara müdahale edemem.
- Je ne peux rien contre l'âge.
Pekala, bu bende işe yaramaz.
Pas question.
Eğer size görev verilmemişse işe yaramaz ortalık karıştıran kıçlarınızı hemen bu alandan çıkarın.
Sauf indication contraire de la part de vos supérieurs, virez-moi votre petit cul inutile de là.
Biliyorsun bu pek işe yaramaz.
C'est pas en tapant dessus que ça s'améliorera.
Hey bu bir işe yaramaz.
ça ne marche pas comme ça.
Sadece bu bir işe yaramaz, bu bir dış etken.
En dehors de ça. Ça, c'est extérieur.
Biri her zaman diğer kişiyi üzmemek için bir şey söyler... ama bu hiç işe yaramaz.
On dit quelque chose pour que l'autre ne soit pas trop malheureux et ça ne marche jamais.
Bu ise beyler hiç işimize yaramaz.
Ce qui, messieurs... est inadmissible.
Bu hiçbir işe yaramaz.
Ca ne servira à rien.
Eğer yardım etmezsen... - Bu artık hiçbir işe yaramaz!
Ça ne marchera pas.
Bu işe yaramaz!
Dispersez-vous!
Bu çözümleme modelinin ardından, tartışacağımız konu bu psikolojik profili işe yaramaz biri hale getiren travmatik olay.
Et à partir de cette méthode d'analyse, on va ensemble tenter de découvrir quel est le traumatisme qui a altéré ce profil psychologique.
Bu bir işe yaramaz.
Ca ne donnera rien
Bu şemsiye zaten işe yaramaz.
Ce parapluie ne sert à rien.
Eğer beta modelse bu kablo numarası işe yaramaz.
Si c'est le modèle Bêta, le cavalier ne fonctionnera pas.
Anneme onda duygusal bozukluk olduğunu söylediler ve bu yüzden belki de geri kalan yaşamında kendini toplum içinde işe yaramaz biri gibi gösterecek.
Ils ont dit à ma mêre qu'il souffrait d'un désordre émotionnel qui l'empêcherait de fonctionner en société pour le restant de ses jours.
Çünkü güvenlikten geçemezsen bu planlar işe yaramaz.
Car à moins de savoir l'infiltrer, ces plans ne vous serviront à rien.
Onları bana işe yaramaz hale Ve bu.
Elles me sont inutiles.
bu ise 19
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramalı 20
bu işe yaramıyor 29
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
işe yaramaz 340
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe karışma 37
bu işe yaramalı 20
bu işe yaramıyor 29
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
işe yaramaz 340
işe yaramazlar 21
işe yaramazsa 22
yaramaz 74
yaramaz çocuk 28
yaramazlık yapma 18
bu iş bitti 57
bu işi seviyorum 19
bu iş buraya kadar 16
bu işte 52
bu işi bana bırak 43
işe yaramazsa 22
yaramaz 74
yaramaz çocuk 28
yaramazlık yapma 18
bu iş bitti 57
bu işi seviyorum 19
bu iş buraya kadar 16
bu işte 52
bu işi bana bırak 43