English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ B ] / Buraya

Buraya traducir francés

156,790 traducción paralela
Olaya dahil olmak istemeyenler buraya mı geliyor?
On vient là quand on veut pas être mêlée à tout ça?
- Tam buraya mı?
- Oui.
Çok garip ki, buraya geldikten sonra ondan haber alamadık.
C'est bizarre, je n'ai pas eu de ses nouvelles depuis qu'elle est venue ici.
Onu buraya geçitten getirdiler.
Ils l'ont amenée par le portail.
Yerliler buraya Kölecilerin Ayı der.
Les habitants l'appellent la lune des esclavagistes.
Gel buraya.
Viens-là.
- Buraya nasıl geldin? - Bu hiç hoşuma gitmedi.
- Comment es-tu arrivé là?
- Yani buraya boşuna mı geldik?
On est venu là pour rien?
Seyahatleriniz sizi bir daha buraya döndürecek olursa Palm ailesinden Sör Raymond için Yuvarlak Masa'da her zaman yerimiz var.
Si vos voyages vous reconduisent ici, un siège vous attendra toujours à la Table Ronde, Sir Raymond des Palms.
Gideon, buraya nasıl geldiğimiz umurumda değil hemen çıkar bizi buradan.
Peu importe comment on est arrivé ici, sors-nous vite d'ici.
Siz buraya ait değilsiniz.
Ce n'est pas votre place.
Buraya gelmemeliydiniz.
Tu n'aurais pas dû venir.
Beni buraya sen tıktın.
Vous m'avez emprisonné.
Buraya geldim ve seni bastırdım.
Je suis venue ici et je t'ai bulldozé.
Buraya gelmen gerçekten cesurca.
C'est très courageux de venir.
O şeyi yakalamanın tek yolu onu buraya hapsetmek.
La seule façon d'attraper cette chose c'est de la piéger là-dedans.
Bizi buraya kapatan benim.
Je suis celui qui vous a bloqué ici.
Buraya gelmemeliydin.
Tu n'aurais jamais dû venir ici.
Seni buraya çağırttım çünkü seni affettiğimi hala seni sevdiğimi bilmeni istedim.
Je t'ai demandé de venir parce que je voulais te dire que je te pardonne. Que je t'aime toujours.
Ama kapsülüm rotadan çıktı ve buraya gelene kadar kuzenim çoktan büyümüş ve Superman olmuştu bile.
Mais mon vaisseau a été dévié de sa trajectoire et le temps que j'arrive, mon cousin avait déjà grandi et était devenu Superman.
Kim olduğunu yada nasıl geldiğini bilmiyorum buraya Mix...
J'ignore qui tu es ou comment tu es venu ici, Mix...
-... buraya kadar seni eşi olarak...
- et te prenne comme âme-sœur...
Buraya uçtuğum için şanslısın Supergirl.
Tu as de la chance que j'étais là, Supergirl.
Beni buraya reddetmek için mi çağırdın?
Tu m'as emmené ici pour me rejeter?
Buraya kadar.
C'est fini.
Gel buraya.
Viens par là.
Gel buraya.
Viens là.
Buraya tek başına gelmeni istemedim.
Peut-être que je voulais venir ici seul.
Starhaven'lı olduğunu ve buraya kendi başına geldiğini ve kayıtlı olduğunu biliyorum.
Non, nous sommes allés seulement chez moi. Je sais qu'elle vient de Starhaven et qu'elle est venue d'elle même et qu'elle est enregistrée.
Hayır bana buraya yalnız geldiğini söylemiştin.
Ils l'ont capturé. Non, tu m'as dis que tu étais venue toute seule.
Seni buraya bağlayan hiçbir şey yok.
Tu n'as rien qui t'attache ici.
Bu tür bir ödül için, evrendeki her şerefsiz katil şanslarını denemek için buraya yönelecektir.
Pour ce genre de prime, tous les voyous dans l'univers vont accourir pour tenter leur chance.
Mon-El buraya ilk geldiğinde, birbirimizi anlamıyorduk.
Quand Mon-El a atterrit ici, on ne se comprenait pas.
- Gel buraya.
- Viens par là.
Buraya geldiğimden beri duygusal bir hız treni oldu.
Ça a été les montagnes russes d'émotions depuis que je suis entré.
Evet hadi buraya oturalım.
Asseyons-nous là.
Aslında buraya seninle Jack hakkında konuşmaya geldim.
Je suis venue ici pour te parler de Jack.
Hayır, gel buraya.
Non, viens là.
Buraya barış için geldim ama sen reddettin.
Je suis venue ici en paix, ce que vous avez refusé.
Buraya bir şey getiriyorsun.
Tu amènes quelque chose ici.
Buraya gelmak için bir yol açılmasını bekliyorlardı.
Ils avaient juste besoin d'un moyen pour venir ici.
Buraya gelmek için bir yol açılmasını bekliyorlardı.
Ils avaient juste besoin d'un moyen de venir ici.
- Kapat şunu! - Buraya bir şey getiriyorsun.
Éteignez-le!
Buraya gelmekle hata ettin.
Vous avez fait une erreur en venant ici.
Bugün buraya tanrıların huzurunda bir evlilik bağı kurmak için toplandık.
Nous sommes ici aujourd'hui, en dessous des yeux des dieux, pour sceller un lien de mariage...
Buraya nasıl geldin?
Comment êtes-vous arrivée là?
Bugün Cassie'yi kurtarmak için gelmedim buraya.
Je ne suis pas venu pour sauver Cassie.
- Buraya bir amaçla mı geldin?
Etes-vous venu dans un but précis? Non.
Evet, buraya yalnız başıma sessiz sakin bişeyler atıştırmak için gelmiştim.
Oui je suis venue ici pour avoir un petit moment tranquille tout seul. - Merci beaucoup.
Onu buraya geri getirmemiz gerekiyor.
On doit la ramener ici.
Onların buraya geri dönmesine izin verdiğimi kimsenin bilmesini istemiyorum. Tamam.
Bien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]