English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Dinlemiyordum

Dinlemiyordum traducir francés

210 traducción paralela
Sizi dinlemiyordum Albay.
Je n'écoutais pas, colonel.
Dinlemiyordum.
Je n'écoutais pas.
Eric? Üzgünüm. Dinlemiyordum.
Désolé, je n'écoutais pas.
Bilmem, pek dikkatli dinlemiyordum.
Je n'ai pas fait attention.
Dolly konuşmaya devam etti, ama ben onu dinlemiyordum.
Dolly continua à parler mais je ne l'écoutais pas.
Özür dilerim, dinlemiyordum.
Je n'ai pas entendu.
Paul, seni dinlemiyordum.
Je ne comprends pas.
Yemek boyu durmadan konuştu durdu, fakat onu gerçekten dinlemiyordum.
Elle est revenue, en effet.
Ben dinlemiyordum.
Je ne les ai jamais achetées.
Özür dilerim, dinlemiyordum.
Je n'écoutais pas.
Dinlemiyordum.
J'étais ailleurs.
Affedersin, dinlemiyordum bile.
Désolé. Je n'écoutais pas.
- Dinlemiyordum.
- J'écoutais pas.
- Oda dinleniyor muydu? - Ben dinlemiyordum.
Vous aviez planté un micro?
Pardon, dinlemiyordum.
Pardon, je n'écoutais pas.
Pardon, dinlemiyordum.
Je n'écoutais pas.
Hayır, dinlemiyordum.
Je n'écoutais pas aux portes.
Dikkatli dinlemiyordum.
Je n'écoutais pas.
Dinlemiyordum ama duydum.
J'ai pas écouté, mais j'ai entendu.
Ama ben dinlemiyordum.
Mais je ne l'écoutais pas.
Televizyonu dinlemiyordum, sadece izliyordum.
Je l'écoutais pas, je faisais que la regarder.
affedersin, dinlemiyordum.
Je m'excuse, je n'ai pas fait attention.
Ah, Dinlemiyordum, Anne.
Je n'écoutais pas, maman.
Affedersin dinlemiyordum.
Désolée, je n'écoutais pas.
Bu şarkıyı meşhur olduğundan beri dinlemiyordum. Meşhur olduğu dönemlerde, milyonlarca kez dinlemiştim.
Quand c'était un tube, je l'ai entendue des milliards de fois.
kendisi hikâyeyi olduğu gibi anlatmış, ama açıkçası ben dinlemiyordum, dolayısıyla tercüme edemedim.
Il l'a dit mais je n'écoutais pas. Donc je n'ai pas traduit.
Düşüncelerinizi dinlemiyordum bile.
Je ne vous écoutais même pas.
Ben dinlemiyordum
Je n'écoutais pas.
Seni dinlediğimi düşünüyorsun. Seni dinlemiyordum!
Parce que tu t'imagines que je t'écoute?
O zaman dinlemiyordum, sadece o kadar.
Je n'avais pas écouté, c'est tout.
Afedersiniz, dinlemiyordum...
Désolé. Je pensais à autre chose.
Dinlemiyordum diyerek beni dehşete düşürme şimdi.
M'angoisse pas en écoutant pas ce que je dis.
Kusura bakma, seni dinlemiyordum.
Excuse-moi, j'ai pas très bien suivi ce que tu disais
Ne söylediklerini açıkçası çok dinlemiyordum.
J'écoutais pas ce qu'il disait.
Seni dinlemiyordum.
Je n'ecoutais pas.
Siktir, dinlemiyordum ki. Deli olduğunu düşünmüştüm.
Quelle histoire de la bible nous a elle raconté?
Onu hiç dinlemiyordum.
Je refusais de l'écouter.
Haklı olmadığından neredeyse eminim ama adil olmak için söyleyeyim : Dinlemiyordum.
Je suis presque sûr que non, mais je n'écoutais pas.
Çocuğun burada seninle daha güvende olacağını anlatmaya çalıştın ama ben..... ben dinlemiyordum.
vous vouliez me dire que l'enfant serait mieux ici, avec vous, mais je n'écoutais pas.
Bunun en kötü yanı ne biliyor musun? Her döngü başında, Daniel bana bir soru soruyor, ve ben ilk defasında onu dinlemiyordum.
Tu sais le pire? Chaque fois, Daniel me pose une question... que je n'écoutais pas la première fois.
Dinlemiyordum.
Je vous écoutais pas.
Hayır efendim, sizi dinlemiyordum.
Je ne faisais rien de mal.
- Affedersin, dinlemiyordum.
- Je m'excuse, je n'écoutais pas.
- Onlar seks yaparken onları dinliyordun. - Dinlemiyordum.
Je t'ai vu, tu les écoutais faire l'amour.
Bilmiyorum, dinlemiyordum.
Enfin, j'ai pas fait attention.
Galiba şöyle oldu ; her gün milyon iş yapıyorum, çocuklar hep tepemde. Bir şey isteyip duruyorlar, herhâlde Ally gelip bunu istediğinde dinlemiyordum, bıçak veya silah sözcükleri geçmedikçe "Evet" derim.
Ce qui a dû se passer c'est que je suis très occupée et les enfants sont toujours là à me demander quelque chose alors Ally a dû venir me voir pour me demander quelque chose, et je n'ai pas vraiment entendu.
Sanırım dinlemiyordum.
Je n'étais pas assez attentif.
Kusura bakma, seni dinlemiyordum.
Pardon, j'écoutais pas.
Tam hatırlamıyorum, o anda onları dinlemiyordum. Çünkü bara çok ateşli bir itfaiyeci geldi.
M'en rappelle plus, car c'est là qu'est entré un pompier très sexy.
Sanırım seni dinlemiyordum.
J'ai cessé d'écouter.
Dediklerini dinlemiyordum bile.
Je ne l'écoutais pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]