English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ D ] / Dışarıdalar

Dışarıdalar traducir francés

220 traducción paralela
Sorun yok, sevgilim. Adamlarım dışarıdalar.
Mes hommes surveillent dehors.
- Dışarıdalar mı?
- Il n'y a personne.
- Korkarım hala dışarıdalar.
Ils sont sortis.
- Hala dışarıdalar mı? - Oradalar.
Ils sont toujours là?
hayır, o güvende. fakat hala dışarıdalar ve evi gözetliyorlar.
Non, il est sauf. Mais la maison est surveillée.
Hayvanlar öldürmek için dışarıdalar.
Des animaux qui chassent.
Dışarıdalar.
Ils sont là, dehors.
Dışarıdalar.
Ils sont dehors.
Haze'i, Moon'u, Quincy'yi ve de bir delikanlıyı hakladım. Dışarıdalar.
J'ai Haze et un jeune garçon dehors avec Moon et Quincy.
Dışarıdalar.
Là, dehors...
Hala dışarıdalar! Şehri havaya uçuracaklar!
D'ici là, ils vont faire sauter la moitié de la ville!
İri ve Ufak Enos dışarıdalar ve 200,000 dolarları var.
Le grand et le petit Enos sont là, et ils ont 200000 $.
Gelirken yanlarından geçtim. Dışarıdalar.
Je les ai vues... en entrant.
Çocuklar dışarıdalar. Kapıyı açtılar.
Les jeunes arrivent, va ouvrir la porte.
Dışarıdalar efendim.
Lls sont dehors.
Ne kadardır dışarıdalar? 40 - 45 dakikadır.
- Ils sont dehors depuis quand?
Dışarıdalar.
Ils sont à l'extérleir.
Dışarıdalar.
- Ils me poursuivent!
Dışarıdalar!
Ils sont là, dehors.
Dışarıdalar.
Ils sont là.
- Sevgili kızım, Lisa ile beraber dışarıdalar.
- Oui. Il est sorti avec ma charmante fille, Lisa.
Dışarıdalar. Geri dön!
Ils sont dehors, vite!
Dışarıdalar mıydı?
Ils étaient dehors?
- Evet. Dışarıdalar.
Ils ont dehors.
- Dışarıdalar.
– Ils sont dehors! – Du calme...
Dışarıdalar.
Qui?
Onlar dışarıdalar. İnsanlar orada ölüyor.
John, ils sont là-bas, où des gens meurent.
- Dışarıdalar.
- elles sont à côté.
- Diğerleri nerde? - Dışarıdalar.
- Ils sont dehors.
Ed, Lugosi'nin benzerlerini getirdim, dışarıdalar.
L'église baptiste de Beverly Hills allonge l'oseille.
Hala dışarıdalar.
Ils sont encore dehors!
- Umurumda değil. Dışarıdalar işte!
Je m'en fous, ils sont dehors quand même.
O fırlama çocuklar başlarını belaya sokmak için dışarıdalar.
Les Hoyts sont venus mettre la pagaille.
Dışarıdalar.
- Dehors.
Hayır, hayır, onlar dışarıdalar.
Ils sont dehors.
Fazla zamanımız yok. Dışarıdalar.
On a peu de temps, ils sont là.
Dışarıdalar ve girmeye cesaret edemiyorlar.
Où sont-ils?
- Dışarıdalar!
- Ils sont partout!
Ve şimdi de dışarıdalar, çıplak bir halde aynı Tanrının onları yarattığı günkü gibi.
Ils sont en liberté, nus comme le jour où Dieu nous a créés.
Dışarıdalar mı?
Il n'y a personne?
Dışarıdalar mı?
Sont-ils juste à l'extérieur?
200 iyi neden söyledim. Dışarıdalar.
Je viens de vous donner environ 200 bonnes raisons... et elles sont probablement à la porte à l'instant.
Bak tam burada yazıyor, beslenmek için dışarıdalar.
Ce truc dit qu'ils sont en liberté en quête de nourriture.
Cesca, dışarıdalar. Beni öldürmek istiyorlar.
Ils sont tous là.
- Dışarıdalar.
Les voilà.
Şu anda dışarıdalar.
- Ils critiquent tout...
Bayan Bonnet dışarıdalar.
En  tes-vous sûr?
- Hemen dışarıdalar.
Elles sont dehors.
Boğa ve Halsey dışarıdalar. Ne?
Quoi?
Dışarıdalar.
- Elles sont dehors.
İçimdeki herşey... artık dışarıdalar.
Ce que j'avais autrefois...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]