English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ E ] / Eve gitmem lazım

Eve gitmem lazım traducir francés

198 traducción paralela
Artık eve gitmem lazım.
Je dois rentrer.
Hayır, eve gitmem lazım.
Non, il faut que je rentre.
- Eve gitmem lazım.
- Je dois aller chez moi.
Benim hemen eve gitmem lazım.
Je dois retourner chez moi sur-le-champ.
Benim hemen eve gitmem lazım.
Je dois aller à la cuisine.
Artık eve gitmem lazım.
Il faut que je rentre.
Yemek için zamanım yok. Eve gitmem lazım. Elbiselerim nerede?
Où est mon habit?
Hemen eve gitmem lazım.
Je dois rentrer.
Bak, eve gitmem lazım. Bu çok önemli.
Il faut que je retourne chez moi.
- Eve gitmem lazım.
- Je dois rentrer.
Erkenden eve gitmem lazım.
Je devrais rentrer à la maison plus tôt.
Şu anda düşünemiyorum, hemen eve gitmem lazım.
- Je dois rentrer maintenant.
Jeremy, Eve gitmem lazım!
Jeremy, je dois rentrer à la maison! Eh bien laissez-moi...
- Eve gitmem lazım.
Il faut que je rentre.
- Artık eve gitmem lazım.
- Il faut que je rentre. - Mais non.
Eve gitmem lazım.
Je dois rentrer.
Neyse benim de eve gitmem lazımdı zaten. - Al bakalım.
Il faut que je rentre de toute façon parce que sûrement...
Eve gitmem lazım patron.
Il faut que je rentre...
- Eve gitmem lazım.
Mais chez moi
Ama gerçekten eve gitmem lazım.
Il faut vraiment que je rentre.
Eve gitmem lazım.
Je dois rentrer chez moi.
Eve gitmem lazım şimdi.
A la maison, les toutous.
Halı temizleyicilerine kapıyı açmak için eve gitmem lazım.
J'y vais. Je dois faire nettoyer ma moquette.
Olmaz. Eve gitmem lazım.
Je dois rentrer chez moi.
Eve gitmem lazım, amcam...
- Mais mon oncle...
Eve gitmem lazım
- Je dois rentrer. - Pourquoi?
Bence eve gitmem lazım.
Je devrais rentrer chez moi.
Eve gitmem lazım.
Il faut que je rentre chez moi.
Nefret ederim Polony yemeklerinden. Benim eve gitmem lazım.
Je dois rentrer chez moi.
- Eee... Eve gitmem lazım.
- Je dois rentrer.
- Eve gitmem lazım.
- Je rentre chez moi.
Carla, eve gitmem lazım.
Carla, je dois rentrer.
Eve gitmem lazım.
Il est l'heure des prières.
Oh adamım, eve gitmem lazım.
Oh mec, je dois rentrer chez moi.
Eve gitmem lazımdı ve onu bulamadım.
Je devais rentrer et je n'arrivais pas à la trouver.
Hayır, hayır. Eve gitmem lazım.
Non merci, je dois rentrer.
Annem çok hasta ve eve gitmem lazım.
Ma mère est très malade et je dois rentrer chez moi.
Acilen eve gitmem lazım.
J'ai un empêchement.
- Eve, karımın yanına gitmem lazım.
- Faut que j'aille retrouver ma femme.
Şimdi, gitmem lazım, Anne. Onu eve götürün, tamam mı?
Ramenez-la!
- Eve gitmem, işe gitmem lazım.
J'ai du boulot.
Artık gitmem lazım. Eve geldiğimde hazır ol.
- Je mangerai plus tard.
Eve gitmem lazım artık.
Je vais rentrer maintenant.
Eve gitmem lazım.
Il faut que je rentre à la maison.
Öğleden sonra hastaneye gitmem lazım o yüzden Tom'u eve getirip ona göz kulak olmak zorundasın.
Je dois aller à l'hôpital. Tu iras donc chercher Tom à l'école.
Ama eve, karıma gitmem lazım.
Mais je dois rentrer à la maison, chez ma femme.
Hayır, eve gitmem lazım.
Non, je dois rentrer.
Eve gitmem ve uzun bir soğuk duş almam lazım ve güzel bir uyku çekmeliyim. Umarım.
Je vais rentrer prendre une bonne douche froide, suivie d'une bonne nuit de sommeil.
Oyun günü için eve gitmem lazım.
Aucun signe de l'infidèle potelé?
Benim eve gitmem lazım çünkü yarına yapacak bir şeyim var.
Faut que je rentre. J'ai un truc important à faire demain matin.
Eve, oğlum Robin'e gitmem lazım.
Il faut que je rentre à la maison pour mon fils.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]