English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ H ] / Hatıra

Hatıra traducir francés

1,573 traducción paralela
- Bastırdığım hatıra buydu.
- C'est cela que je réprimais.
İşimiz bittiğinde bunu hatıra videosu olarak eve götüreceğim değil mi?
Vous me laissez repartir avec la cassette vidéo en guise de souvenir?
Katil her zaman kurbanının sol elini kesiyor, ve onu bir hatıra olarak saklıyor.
Le tueur coupe toujours la main gauche de ses victimes et les garde, comme un trophée.
Şimdi ya bana hedefin neresi olduğunu ve saldırının ne zaman gerçekleşmesini planladığını anlatırsın,... ya da işleri o kadar kötü hale getiririm ki son bir kaç saatte olanları güzel bir hatıra olarak görürsün.
Il a plus peur de ses amis que de nous. Pas si sûr. Il est temps de passer au 3e F.
İyi ki hatıra defterim çıkarmamışım.
J'ai caché ma poupée vaudou à temps.
Poot, senin resmini çekelerdi, turistler gelip giderdi s.kinden hatıra falan yaparlardı, şu boyutta.
Y aurait des touristes... - On ferait des moules de ta petite bite.
Ned Atkins'in evinde bir kutu hatıra ve ganimet bulmuşlar.
On a trouvé une boîte de souvenirs dans l'appartement de Ned Atkins.
Onu tanıyan insanlar onun bazı şeyleri hatıra olarak saklamayı sevdiğini söyledi.
Il paraît que c'était un souvenir.
Greg'in Anne'yi öldürmüş olduğunu düşünür ve kolyeyi de bir tür hatıra olarak sakladığını falan.
Elle a pensé que Greg a peut-être tué Anne, et a gardé le collier en trophée.
Ailemden tek bir hatıra olmadan geçen onca yıl.
Toutes ces années sans un seul souvenir de ma famille.
Şeytan feneri, fotoğraflı bir hatıra geçidi. Hemen şurada olacak.
On mettra des lanternes, de vieilles photos de nous... juste contre ce mur!
Niagara'da büyümüş olmamı seviyor ben de ona bir kaç hatıra alıyorum.
Il adore les chutes alors je lui achète des souvenirs.
Hatıra diye mi saklayacaktın yani?
J'ai repêché ça.
Bu Shikimoribitolardan, bu da Masamune-dono'dan hatıra.
Un cadeau des Marchands de l'Ombre. Et ça, ça vient de Masamune.
" ve ardında işaret ya da hatıra bırakmayan o çağlarda.
" laissant à peine un signe et nul souvenir.
- Hatıra kutusunu yine açık bırakmışsın.
Anuspopulos, t'as laissé ouvert!
Ve babanın onuruna, hatıra olarak sana vermek istediğim bir şapka var...
Prend ce chapeau en souvenir, en l'honneur de ton père...
- Ve web siteleri, hatıra tabakları. - evet.
LES PLUS BEAUX CHÊNES DE L'UNIVERS... le site web, les assiettes souvenirs.
Bu hatıra.
- Comme un souvenir.
Bu hatıra benim değil.
Ce souvenir ne m'appartient pas.
Onu bırak, o bir hatıra.
Repose ça, c'est un souvenir.
- Sana bir hatıra vermemize ne dersin?
Dans ce cas, que dirais-tu d'un petit souvenir?
Asla bir hatıra olmayacağım.
Je... Je ne deviendrai pas juste un souvenir.
Uzun zaman önceydi ve mutlu bir hatıra değil.
- Il y a longtemps de ça. Et en plus, c'est un mauvais souvenir.
Öyleyse bu sana hatıra olsun.
Alors, je te les laisse en guise de souvenir.
Haydi yapalım, yapalım artık, bir hatıra yaratalım!
Allez, ça fera un beau souvenir!
Raymond bu deniz kabuğunu bıraktı bize. Ondan bize kalan tek hatıra bu.
Raymond nous à laissé ce coquillage C'est tout ce qui nous le rappelle.
Florida'dan gelirken bana getirmişti. Ondan kalan tek hatıra bu.
Il l'a acheté en Floride pour moi, c'est tout ce qui me le rappel.
Harika bir zaferden sonra bir hatıra daha alıyor.
II arrache un souvenir de cette victoire. Quelle équipe.
Ondan kalan tek hatıra bu.
C'est tout ce qu'il me reste d'elle.
Onları çalmıyoruz Marty, hatıra olarak alıyoruz.
On ne les vole pas. C'est un souvenir.
Sana küçük bir hediye getirdim, kasabadan bir hatıra.
Je t'ai rapporté un petit cadeau, un souvenir de la ville.
Bir hatıra ister misin?
Tu veux un souvenir?
Koca bir ömür dolusu hatıra.
Les souvenirs de toute une vie.
O kaydı kanıt için yapmamışsın. Ondan hatıra olsun diye mi yaptın?
Tu as enregistré ça parce que tu espères toujours?
Bir hatıra. Şu sıra çalıntı mallar çok moda.
C'est juste un souvenir, tout le monde fait ça.
Hatıra mı?
Un souvenir?
Senden cesedinin fotoğrafını ve duyduğum kadarıyla hep hatıra olarak aldığın sağ işaret parmağını istiyorum.
Je demanderais une preuve photographique de son cadavre, plus ce que je crois, est votre souvenir- - son index droit.
Güzel hatıra.
Quelle mémoire.
Bir yerden hatıra getirdiğinde, olayı çok ciddiye alıyorsun.
Quand tu ramènes un souvenir, tu ne déconnes pas.
Bende değil. Bazen takipçiler hatıra saklarlar.
Parfois les harceleurs conservent des souvenirs.
Martha'nın valizi otel odasında olmadığı için, biz katilin onu bir hatıra olarak aldığını düşündük.
Puisque la valise de Martha n'était pas dans la chambre d'hôtel, nous avons pensé que peut-être le tueur l'avait prise... comme souvenir.
Hatıra kondom işi.
Capotes trophées.
Hatıra için çekiyorum.
C'est pour mon scrapbook.
Eski mühimmatlarda genellikle hatıra eşyalardan gelir...
Les vieilles munitions proviennent d'un trophée.
Hatıra.
- Un petit souvenir.
Daha gitmeden, yanına hatıra alıyorsun.
Vous avez pas encore déserté et vous récoltez déjà toutes sortes de petits souvenirs.
Ara sıra kendime şunu hatırlatarak, akıl sağlığımı koruyorum... -... bu züppeye rağmen... - Ama...
Je garde mon équilibre en me rappelant à l'occasion que malgré...
Hatıra defterin.
Vos mémoires.
Hatıra kondom mu?
Capotes trophées?
Veya kalemi hatıra olsun diye aldı.
Ou alors, il l'a pris en souvenir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]