Hazırsın traducir francés
1,555 traducción paralela
Tamam, hazırsınız.
Vous êtes prête à partir.
- Dans pistine hazırsın.
- Tu es prête pour aller danser.
Hazır olduğunda hazırsın demektir.
Tu sera prête quand tu sera prête.
Hazırsın demek, güzel. Hadi çıkalım.
Tu es prêt, parfait, allons-y.
Hazırsın.
Tu es prête.
İçki içip, hiçbir şey yapmadan geçen dört günün ardından şimdi, gecenin bir yarısında mı gitmeye hazırsın?
Après quatre jours à ne faire que boire, tu es soudain prêt, au beau milieu de la nuit?
Fırlatmaya hazırsınız.
Autorisation de décoller.
Bence hazırsın sen.
Je pense que vous êtes prête.
"Elimdeki çakıl taşını alınca hazırsın demektir."
Quand tu attraperas le galet dans ma main... Alors il sera temps...
Buna hazırsın.
Tu es prêt.
Sen hazırsın.
Tu l'es.
Neden, sen onu hep reddetmeye hazırsın.
Pourquoi, tu n'étais déjà pas d'accord.
Hazırsın diyorsan, sanırım hazırımdır.
Si tu penses que je suis prête, je suppose que tu as raison.
O zaman söyleyeceklerimi duymaya hazırsınız demektir.
Alors vous êtes prêts à entendre ce que j'ai à vous dire.
Ben sana milyonlardan bahsediyorum... -... sense seks için çarçur etmeye hazırsın.
Je parle de millions et vous pensez au cul.
- Peki o tepki neydi? - Hafif bir kızgınlıktı. Spor dersinden iki arkadaşın seni partiye davet ediyor ve sen de gitmeye hazırsın.
- C'était un doux énervement dû au fait que deux de tes copines de gym t'invitent à une fête où tu acceptes d'aller, alors qu'à chaque fois que je veux faire quelque chose d'intéressant, tu es occupé.
Dünyayı kurtarmaya hazırsın.
Prêt à sauver le monde.
Randevuna hazırsın.
Tu es prêt pour ton rencard.
- Ona eski güzel günleri hatırlat. - Pekala, hazırsın, genç bayan.
- Vous êtes prête, mademoiselle.
Ve burada üniversiteden mezun olmaya hazırsın.
Et là, quand tu t'apprêtes à passer ton diplôme.
- Hı, hı. Hazırsın.
Tu es prêt.
Diskoya hazırsın.
Vous être prête pour disco.
Hazırsın, harika bir üvey baba olacaksın, değil mi Charlie?
Bien sûr, vous l'êtes! Vous seriez super, n'est-ce pas Charlie?
O zaman sen 4 milyar insanı katletmeye hazırsın demektir.
Vous êtes donc prêt à tuer 4 milliards de gens.
Artık gizli silahın için hazırsın.
Ravis de vous avoir comme cliente.
Hazır değiliz! - Oh, siktir et, hazırsınız.
- Si vous l'êtes.
Karşıya geçmeye hazırsın
Ça signifie que vous êtes prêt à y aller.
Onun, en iyi 100 oyuncu listesine girersen hazırsın demektir.
Si t'es sur sa liste, c'est bon.
Ameliyata hazırsın.
Vous êtes prêt pour la chirurgie.
- O zaman gitmeye hazırsın.
- Alors, je pense que tu es prêt à partir.
Aptalları kazıklamaya hazırsın.
Tu es fin prêt à plumer les idiots.
Öyleyse halka açıklamaya hazırsın.
Donc, t'es prête à l'annoncer? Je crois que c'est déjà fait.
Sanırım hazırsın.
Je crois que tu es prête.
Elbette hazırsın.Ve ben de seni çok özleyeceğim ama durumu kabullenelim. Annenle yaşamak için biraz yaşlısın artık.
Bien sûr que tu es prête, et tu me manqueras terriblement, mais tu es un peu trop vieille pour vivre avec ta mère.
Neden pes etmeye hazırsın?
Pourquoi leur cèdes-tu aussi facilement?
Sen onun için ölmeğe hazırsın.
Mon frère est prêt à ruiner sa vie pour elle.
- Yarın briç için hazırsınız değil mi?
- On joue toujours au bridge, demain?
Artık siz ve oğlunuz görüntülü chat yapmaya hazırsınız.
Donc à partir de maintenant, vous et votre fils pouvez communiquer avec la visio.
Hazırsın demişti. Daha bu sabahki seansta konuştuk.
Il disait que j'étais prêt, on en a parlé à la séance ce matin.
Gerçekten hazırsın, Susan.
Vous l'êtes, Susan.
Buna gerçekten hazırsın.
Vous êtes préparée pour ça.
İtmeye hazırsın.
Vous êtes prête à commencer à pousser.
- Hazırsın.
Vous êtes prêt.
Benimle yukarı gelirsin, bütün giysilerini çıkarırsın, duş yaparsın, gömlek ödünç alırsın, ve ben akşam yemeği hazırlarım.
Vous pouvez venir chez moi, enlever vos vêtements, prendre une douche, et je ferai à dîner.
Jackie'nin gidişi için hazırsın sanıyordum.
Je croyais que tu étais prêt au départ de Jackie.
Umarım acı çekmek için hazırsınızdır.
On a justement l'intention de vous faire souffrir nous aussi. - Vous allez perdre.
New Haven Green'de bir konsere hazırım. ya da hırkamı güvenlik kamerasını örtmek için kullanabilirim, bu buluşma bir tür hırsızlığa dönüşürse diye.
et que j'ajoute le collier numéro 2, je suis prête pour un concert au New Haven Green, ou je pourrais utiliser mon gilet pour couvrir la caméra de sécurité au cas où le rancart se transformerait en une sorte de cambriolage.
Sen bile, bebeğini üstü açık bir arabaya tercih eden birinin anneliğe hazır olmadığına katılırsın.
Même vous devez admettre qu'une fille qui échangerait son bébé contre une décapotable n'est pas prête à être mère.
Benim için ne yapmaya hazırsınız?
qu'êtes-vous prêts à faire pour moi? Tu voudrais quoi?
- Ve sınava hazırsın.
Et, tu connais tes leçons.
Yaralı yüzü o kadar izledikten sonra bunlara hazır olduğunu sanırsın ama...
Je veux dire tu penses qu'après avoir regardé Scarface plein de fois, tu serais mieux préparé pour ça, mais...
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazır değil 19
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır mı 131
hazır olacağım 27
hazır olun 339
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazır değil 19
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır mı 131
hazır olacağım 27
hazır olun 339