Iki tane daha traducir francés
735 traducción paralela
O lanet planlardan iki tane daha, Bay Fredersen bugünkü M-Makine'deki kazaya karışan iki adamın cebinde...
Voici à nouveau deux de ces maudits plans Herr Fredersen dans les poches de deux malheureux qui ont trouvé la mort auprès de la M-Machine aujourd'hui...
Keşke senin gibi iki tane daha olsaydı.
- J'en veux plus comme toi.
Hanımefendiyi duydun. iki tane daha.
Vous l'avez entendue. Deux autres.
- İşte iki tane daha.
- En voilà deux autres.
Bundan iki tane daha içersem olacağım.
Deux de plus et je le serai!
Kör olanla, iki tane daha.
Un aveugle et deux autres.
Önce biri iniyor, arkadan iki tane daha ve üçü manyetik olarak bir grup oluşturuyor.
Un premier atterrit, puis deux autres, et ils forment un triangle magnétique. - Est-ce possible? - Apparemment.
- Bende iki tane daha var.
- J'en ai deux autres.
Joe, iki tane daha lütfen.
Remettez-nous ça!
- Hey, iki tane daha haklamış.
- Il en a eu deux autres.
- Gruver iki tane daha haklamış.
- Gruver en a eu deux autres!
- Duyduğuma göre bugün iki tane daha indirmişsin, Lloyd.
Alors comme ça, tu en as encore descendu deux?
Bugün iki tane daha indirmişsin, Binbaşı.
Paraît que vous en avez eu deux de plus, aujourd'hui?
Bize şunlardan iki tane daha ver.
La même chose.
İçeride bunun gibi iki tane daha var.
J'ai encore deux petites grenades qui t'attendent.
İki, dört, altı ve üç, dokuz eder, iki tane daha 11 eder.
Deux, quatre, six et trois, ça fait neuf, plus deux, 11.
Sen gittikten sonra, iki tane daha geldi ve onları da kapattık.
On en a mis deux autres de côté.
Muhtemel gecikmeler için bize iki tane daha versen güzel olurdu.
Peut-être deux de plus en cas de contretemps éventuels.
Orada - iki tane daha var!
Il y en a deux autres!
Bu sandalyeleri oraya koyar mısın, ve kanepelerin olduğu masa için iki tane daha getirir misin?
C'est un accident. Elle s'est échappée.
Elbette, bunlardan bir iki tane daha taşıyayım da.
Encore, deux menhirs à livrer, et puis j'arrive.
Bodrumda iki tane daha var.
Y en a encore deux en bas.
- Elinde iki tane daha var.
- Il en a récupéré deux autres.
Burda gereği yapılmamış iki tane daha tutuklama emri var Blackfoot and Maddow, kanun onları hâlâ istiyor...
Voici deux mandats vierges... Blackfoot et Maddow sont toujours recherchés.
Üstad Hopkins, yakılacak iki tane daha var.
Il en reste deux à brûler.
İki tane daha.
Encore deux...
Bir iki tane daha kurun.
Faites-en installer deux autres.
Yalnız bu değil, iki tane daha.
J'ai sauté dessus.
Ve adlarını bile hatırlayamadığım üç tane daha. Doğruyu söylemek gerekirse, dul bir adam olmanın getirdiği yalnızlığı bir iki sene önce hissettim.
À vrai dire, je n'ai pas vraiment ressenti la solitude de mon veuvage... jusqu'à ces dernières années.
- İki tane daha, Mac, iyi pişmiş.
– Encore deux à point. – Avec du chili.
Daha önce bir veya iki tane açmıştım.
J'en ai déjà ouvert une ou deux, dans ma vie.
İki tane daha lütfen.
Deux autres.
Sanırım bizim oralarda aynı büyüklükte bir iki tane kıyıdaki ovalarda da birkaç tane daha büyük çiftlik var.
Il y en a un ou deux aussi grands dans la région... quelques-uns sont plus grands sur la côte.
İki tane daha var.
Il y en a deux autres.
Bayan, iki tane daha.
Encore deux!
Davulları duydum, ne oldu? Geçtiğimiz hafta iki tane daha baskın oldu. Malzemeleri çalındı ve insanlar acımasızca katledildi.
tu vas leur faire le rapport compris c'est les tamtams qui t'ont prévenu deux autre attaques similaires la semaine passée volé nos marchandises et des gens tués sans pitié les tambours disent qu'ils étaient africains - c'est possible
İki tane daha getir buraya.
Deux autres.
Bir daha yardım matinesi olmaz. Bu ay zaten iki tane yaptım.
Pas pour un autre gala de bienfaisance?
Zaten iki arabamız var. Bir tane daha lazım bize.
Deux voitures nous attendent déjà.
İki tane daha Elmer.
Encore deux, Elmer.
Oh, evet. İki tane daha var.
Oui, il y en a deux autres.
İki tane beyin, bir taneden daha iyidir.
Deux nombres savent de cervelle plus d'un.
Alfré, ben iki tane daha istiyorum.
J'en ai deux autres.
İki tane daha, ölümcül silahla saldırı.
Deux autres, "attaques à main armée".
- İki tane daha?
Deux verres?
İki tane daha... Sanırım hepsi bu.
Ce sera tout, je crois.
İki tane daha fazla.
Deux de plus.
Boleslav'da bir hana gittim. İki tane dev gibi adam vardı. Daha iri olanı beni yakaladı —
Une autre fois, dans une auberge, deux costauds me sautent à la gorge.
Sadece bunu gibi iki tane daha!
Arrête de l'aider.
İki tane daha!
Ça te va, Cuchillo?
Tüm bildiğim yakında iki, dört, sekiz tane daha olacağı.
Tout ce que je sais, c'est qu'il y en aura bientôt deux, quatre, huit de plus.
iki tane 162
iki tane var 26
iki tane al 16
iki tane olsun 20
daha 281
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha sonra 654
daha fazla 180
daha neler 80
daha iyi olur 49
iki tane var 26
iki tane al 16
iki tane olsun 20
daha 281
daha önce hiç böyle hissetmemiştim 22
daha sonra 654
daha fazla 180
daha neler 80
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha sonra da 30
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha sonra gel 18
daha yeni geldim 61
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha sonra da 30