Kullan onu traducir francés
1,729 traducción paralela
Kullan onu.
Servez-vous-en.
Onu üniversiteden beri kullanıyorum.
Je l'ai depuis la fac.
Bizi yanlış yönlendirmek için onu kullanıyor olabilirler.
Il se peut qu'ils l'utilisent pour nous mettre hors course.
Anlıyorum. Şimdi de onu kullanıcaksın.
Maintenant je suis la cible et tu as les honneurs.
Sen onu kullanırken hiç çıkardığı sesi dinledin mi?
T'as déjà entendu ça quand tu passes en au volant?
- Onu kullan ya da kaybet.
- Sers-t'en ou vire-le.
Hoşunuza gittiyse,... lütfen onu kullanın.
Utilisez-la... Si vous en voulez. Merci.
Bu yüzden, işler kötüleşmeye başlarsa, ilerlerse kamerayı kullanıp onu sinirlendirmek istemiyorum.
je veux juste que tu saches que si la situation - - si la situation progresse, enfin empire - - je préfèrerais qu'on arrête tout afin de ne pas énerver la présence.
Bak. Onu bu binada kullanıyorlar, Woodlawn'da.
Ils l'utilisent... dans ce centre-là, à Woodlawn.
Antony onun tam adı. Resmi adı, ileride kullanır onu...
Ca sera Antony... son nom complet, son nom pour le monde entier
Ellerini sterilize etmek için onu kullan.
On va l'utiliser pour vous stériliser les mains.
Ayıyı öldürecek kadar güçlü değilsen, ayının gücünü onu öldürmek için kullan.
Si tu n'es pas assez fort pour tuer l'ours, sers-toi de sa force pour le tuer.
Buradan kazanılan parayı onu korumak için kullanıyorlar.
Les profits servent à le protéger, lui.
Onu hakkıyla kullanır ve onunla Sezar'ı selamlardım.
Je l'utiliserais au mieux et je remercie son possesseur César.
- Çimenler var. Onu kullan.
- Prends de l'herbe.
Onu bir fahişe gibi kullanıp, kenara fırlattın.
Elle vous a servi de pute et vous l'avez abandonnée.
Teknik olarak evet.. .. ama hava kuvvetlerinin pilotları onu yakıt olarak kullanır.. .. Afganistan'daki gece görevinde.
Techniquement, oui, mais les Etats-Unis Armée de l'Air utilise pour alimenter leurs pilotes quand ils sont sur les missions de nuit dessus de l'Afghanistan.
Onu sadece çeviri yaparken kullanıyorum.
J'en prends que quand je traduis.
Bir omurgan var. Onu kullan, dik otur.
Tu as un squelette, redresse-toi.
- Onu karıştırmak için kullan.
- Utilisez-la pour touiller.
Şimdi üzerimde tepinmesiyle fark ettim ki artık beni kullanmasına izin veriyordum. Böylece ben de onu kullanıyordum ve beni daha iyi hale getirmesi için uğraşıyordu.
En la voyant sur moi, j'ai réalisé que je la laissais m'utiliser, pour que je puisse l'utiliser, et qu'elle fasse tout pour m'aider.
Bizi yakalamak için onu kullanıyor olabilir.
Elle pourrait l'utiliser pour nous atteindre.
Johnson'ı girdiği delikten çıkarmak için onu kullan.
On va se servir de lui pour les démasquer.
Sığırları elektrikle öldürmek için buralarda hâlâ kullanırlar onu.
On s'en sert encore pour abattre les vaches.
Onu ne kadar görürseniz, halk ne kadar çok görürse, tasarımcı o tipografik ve grafik çözümleri ne kadar fazla kullanırsa, o kadar tanıdık, beklendik ve nihayetinde sönük olurlar.
Plus vous la voyez, plus le public la verra, plus le concepteur utilisera cette solution typographique, et plus elle vous paraitra familière, prévisible et finalement, sans intérêt.
Yatak odasının kapısına kilit koyun yada eğer varsa onu kullanın.
Mettez un verrou dans votre chambre. Ou, si vous en avez déjà un, utilisez-le.
Kullanıma kapat onu.
évitez de vous en servir.
Onu 90'lardan beridir. ... zaman zaman kullanıyordu.
Il en prenait depuis... le début des années 90.
Seni onu kullanırken görmüştüm.
Je vous ai vu l'utiliser.
Ağzımı çalkalamak için tuvalete gitmiştim ki onu gördüm. Normal bir erkek gibi erkekler tuvaletini kullanıyordu.
Je suis allé dans les toilettes pour me laver la bouche et il était là, il utilisait les toilettes comme un homme totalement normal.
Amerikan ordusu, nokta saldırı için onu kullanıyor.
L'armée l'utilise pour diriger l'attaque.
Şimdi de onu bir pazarlık kozu olarak kullanıyorlar.
Ils l'utilisent pour faire un échange.
Tuzlu su da onu birkaç dakika içinde kullanılmaz hâle getirecektir.
L'eau de mer le rendra inutilisable en quelques minutes.
Ayrıca bir minibüsün geri geri gittiğinde çıkardığı sesi çıkaran bir aletim daha var, onu da kilosu konusunda hassas olan insanlarda kullanıyorum!
Il fait aussi le Beep-Beep d'un camion en marche arrière. Je l'utilise pour les gens qui sont... complexés par leur poids.
Onu kullandığını biliyorum. Boktan işlerin için parasını kullanıyorsun.
Je sais que tu te sers d'elle et de son fric pour tes conneries.
Onu görürsen bunları kullan.
- Si tu la vois... Sers-toi de ceci.
Scofield'ı bulmak için kullanıyorum onu.
J'utilise Franklin pour m'aider à trouver Scofield.
Onu kullan, yoksa pişman olursun.
Utilisez-le ou vous le regretterez.
Onu çıkarın için kullanıyorsun ve şu anda başarısız olmayı kaldıramaz.
Tu l'as piégée et elle ne peut pas échouer en ce moment.
Barda, keplerini kemerlerine sokarlar ve bir aksilik durumunda onu cop gibi kullanırlar.
Dans un bar, ils mettent le béret à leur ceinture, et en cas de problème, ils l'utilisent comme matraque.
Onu zaptetmek için kullanılmamış.
Elles n'ont pas été utilisées pour la maintenir.
Ama, arayan aynı sunucuyu tekrar kullanıyorsa,... onu gerçek zamanlı takip edebilirim.
Mais si l'appelant utilise le service à nouveau, je pourrais le suivre en temps réel. Tu peux être là en 15 minutes?
Kayıp mı? Uzun süredir oğlunuz onu kullanıyor ve bu yüzden çok hasta.
- Je sais pas depuis quand il l'a, mais ça le rend très... malade.
Onu öldürmekte kullanılan bıçakta kanınız bulundu.
Vous avez mis un peu de sang sur le couteau qui a été utilisé pour le tuer.
Hassas bir noktasını bulup onu kullanırım.
Je découvre à quoi il est attaché, et je l'exploite.
Bu onu boğmakta kullanılan paçavra.
Le chiffon qu'on lui a mis dans la bouche.
Doğru. Şey, eğer başka bir defter varsa ve biri onu kullanıyorsa...
De toute façon, s'il y a un deuxième cahier, et si quelqu'un s'en sert j'arrêterai cette personne, croyez-moi.
Halkım nesillerdir Kirsan ateşiyle savaşmak için onu kullanıyor.
Mon peuple l'utilise pour combattre la fièvre.
Kullanın onu! Son Deney için götürün.
Prenez-le pour l'Expérience finale.
Yani korumasız, hastalık ona da bulaşabilir. Onu uzaklaştırma fırsatım olursa bunu kullanırım, çünkü o koca bir bebek.
Je sais qu'il a déjà été exposé, alors il peut les avoir de toute façon, mais s'il y a une chance qu'il les évite, je vais la saisir parce que cet homme est un gros bébé.
FBI, onu yem olarak kullanıyor.
Ils se servent de lui comme appât.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu sevdim 104
onu geri ver 55
onun da 23
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onun yerine 89
onu sevdim 104
onu geri ver 55
onun da 23