Miles o traducir francés
187 traducción paralela
Miles o çocukluğumdan beri bendeydi.
Miles, je l'ai depuis toujours...
Miles O'Brien?
Miles O'Brien?
Harekat amiri Miles O'Brien dahil birinci subaylar iki gün önce Atılgan ile geldiler.
Les premiers officiers, dont le chef d'opérations, Miles O'Brien, sont arrivés il y a deux jours à bord de l'Enterprise.
Miles O'Brien.
Miles O'Brien.
- Miles O'Brien.
- Miles O'Brien.
Miles O'Brien'ın kişisel kayıt defteri.
Journal personnel, Miles O'Brien.
- Operasyon Şefi, Miles O'Brien yetkisiyle.
- Du chef d'opérations, Miles O'Brien.
Miles O'Brien, Atılgan'dan.
Miles O'Brien, de l'Enterprise.
Öğle sonrası öğün için Operasyon Şefi Miles O'Brien'a teşekkür edebilirsiniz.
Remerciez le chef des opérations O'Brien pour votre goûter dînatoire.
Seni tanıyorum, Miles O'Brien.
Je vous connais.
- Benjamin Sisko, Miles O'Brien.
- Benjamin Sisko, Miles O'Brien.
Baş mühendisim, Miles O'Brien.
Mon chef d'opérations, Miles O'Brien.
Bayanlar ve baylar, Miles "Makine ustası" O'Brien.
Mesdames et messieurs, Miles O'Brien, "le mécanicien".
Miles O'Brien. Beraber rutledge'da çalışmışyık.
Nous étions ensemble sur le Rutledge.
Ben Yıldızüssü Deep Space 9'dan Miles O'Brien.
Ici Miles O'Brien de la station Deep Space Nine.
Benim adım Miles O'Brien.
Je m'appelle Miles O'Brien.
Benim adım Miles O'Brien...
Je m'appelle Miles O'Brien.
Kardasya imparatorluğunu temsil eden yargıcım. ( archon ) yani davasında Miles O'Brien'a karşı.
Je représente l'Empire cardassien dans le procès qui l'oppose à Miles O'Brien.
Silah deposu 4'ü aç, Miles O'Brien, güvenlik seviyesi 1.
Demande d'accès au dépôt d'armes 4, Miles O'Brien, niveau sécurité 1.
Şimdi sen Miles O'Brien'ın karısını tatile maquies'e foton torpili götürmek için bahane olarak mı çıkardığını söylüyorsun.
Suggérez-vous qu'O'Brien ait emmené sa femme en voyage pour pouvoir livrer des ogives au Maquis? Grotesque.
"Miles O'Brien, sen bir suçlumusun?" demedi.
"Miles O'Brien, êtes-vous un criminel?"
Suçlanan, Miles O'Brien, insan, yıldızfilosu subayı, hükümete karşı eylemlere yardım ve yataklık etmekten suçlu bulunmuştur. Cezası ölümdür, mahkeme başlasın.
L'accusé, Miles O'Brien, humain, officier de la Fédération, a été reconnu coupable d'actes de sédition contre l'état et condamné à mort.
Amiral, ben Miles O'Brien.
Amiral, Miles O'Brien.
Jadzia Dax'la Miles O'Brien'ı tanıştırayım.
Puis-je vous présenter Jadzia Dax et Miles O'Brien?
Belki de bu hayat diğer Miles O'Brien'a aittir.
Peut-être que cette vie appartient à l'autre Miles O'Brien...
O esnada sığır sürüsü yolculuğunun sonuna yaklaşıyordu - Cheyenne'den sadece bir kaç mil uzaktaydı.
Pendant ce temps, le troupeau touche à la fin de son long périple - avec les Cheyennes à quelques miles de là.
Bayan O'Shaughnessy ile konuyu tartistik ve cinayetler hakkinda... tam olarak neler bildigini ögrenmeye karar verdik... ve onu buraya çagirdik.
Avec Miss O'Shaughnessy, nous avons décidé de voir ce qu'il savait sur les meurtres de Miles et Thursby, et lui avons dit de venir.
Three River'sa girebilirsin, çiftlik yaklaşık 30 km. ötede. Biz otoyoldan şaşmayalım. O dağlarda tuzağa düşme olasılığı çok fazla.
Par les montagnes ou par la route principale, jusqu'à Trois-Rivières, et le ranch est à environ 20 miles de là.
Bir hafta önce onlardan biri olan Henry Miles ile tanıştırıldım. O da beni karısıyla verdiği İspanyol şarabı partisine davet etti.
Une semaine plus tôt, l'un d'eux m'avait été présenté, Henry Miles, et il m'avait invité à un cocktail organisé par lui et sa femme.
Miles, o Ira mı?
Miles, est-il Ira?
O çiftlik buradan 65 kilometre uzakta oğlum.
On est a 40 miles du ranch.
Bir Komançiyse gelir, o atı ayağa kaldırır, 30 kilometre daha biner... sonra da onu yer.
Un Comanche arrive, met le cheval sur pied, parcourt vingt miles puis il mange le cheval.
Beklenmedik bir başka adım da insanoğlunun yörüngesinden uzaklaşıp... dünyadan 30 milyon kilometre uzaklıktaki o noktaya gittiği andı.
Aussi inattendu fut l'autre pas, quand l'homme sortit de son orbite jusqu'à une distance de plus de 20 millions de miles de la terre.
O zaman ne yaptın Miles?
Alors, qu'as-tu fait?
O yüzden de devam edip olmayan birşeyi itiraf etmem için zorluyorsun. Şu an bana yaptığın tehditler Flora'yı da korkuttu. - Miles.
Alors vous essayez de me faire mentir, de me terroriser comme Flora.
Elbette, tek yol o. 80 kilometre dolanmak istemiyorsan tabii.
Mais c'est le seul chemin à moins de faire 50 miles de détour.
General Miles ile konuştum. O da General Marshall ile konuşmuş.
J'ai parlé au général Miles... qui en a discuté avec le général Marshall.
- Ne yazık ki, o devlet. - Miles.
Malheureusement, c'est le gouvernement.
O Miles Mellough.
C'est Miles Mellough.
Öyleyse neden Bayan Miles'a beni işten kovmasını, yerime de o arkadaşını almasını önermiyorsun?
Pourquoi ne pas lui dire de me renvoyer... et de prendre votre ami?
O her neredeyse. Şimdi de, karşınızda değerli dostum ve öğrencim. Şu çok güzel, ünlü ve olağanüstü yetenekli, bütün dünyanın tanıdığı sevdiği ve hayranlık duyduğu film yıldızı.
Et maintenant... je cède la place à ma chère disciple et amie... la très belle, l'illustre et talentueuse star du cinéma... admirée par le monde entier... sous le nom de Sally Miles mais qui,
O zor işte. Miles!
- Difficile...
Miles, o kadar kötü olamaz.
- Ce n'est pas si grave.
Ama Miles, O makine, ne olduğunu anlamadım.
- Cette machine, je pige pas...
Miles Edward O'Brien, efendim. Tanıştığımıza memnun oldum.
Miles Edward O'Brien, monsieur.
Ve şimdi sizi evlilikle birleştirme şerefi bana ait, Keiko Ishikawa ve sen, Miles Edward O'Brien.
J'ai donc le plaisir et l'honneur de vous unir, vous, Keiko Ishikawa, et vous, Miles Edward O'Brien, par les liens du mariage...
O ölmeyi bekleyen ruhların kokusunu alır. Avının kokusunu alan avcı gibi. Binlerce kilometreden.
Il peut sentir un peuple qui attend de mourir... et l'homme qui infecte l'enfant... à des milliers de miles.
Miles Edward O'Brien, Hala senin karınım.
Miles Edward O'Brien, je suis toujours ta femme.
Evet, Billy Miles ve Peggy O'Dell'i tedavi ediyorum.
Oui, je traite Billy Miles et Peggy O'Dell. Des patients internes à long terme.
"oğlum, kıdemli Şef uzman Miles Edward O'Brien diye tanıtıyor."
"mon fils, le spécialiste en chef Miles Edard O'Brien".
Bayanlar ve baylar, Operasyon Şefi Miles Edward O'Brien istasyondaki görevlerini yürütmek için ayrılmak zorunda.
Mesdames et messieurs, le chef O'Brien arrête de jouer car le devoir l'appelle sur la station.