O ölmeyecek traducir francés
77 traducción paralela
O ölmeyecek, düşünüyor.
Imbécile! Il n'en mourra pas. Il réfléchit.
O ölmeyecek.
Vous n'aurez pas de cadavre sur les bras.
Hayır... O ölmeyecek.
Il ne mourra pas.
Bayan Flaunce, o ölmeyecek.
Mme Flaunce, elle ne mourra pas.
Bu adam ne yapıyor? O ölmeyecek.
Lui, on va pas le tuer.
Ve beni iyi dinle, o ölmeyecek.
Et je te le dis, il ne mourra pas.
Söyleyin bana o ölmeyecek.
Dites-moi qu'il ne mourra pas!
O ölmeyecek!
De surveillance!
O ölmeyecek.
Il ne va pas mourir.
Merak et, o ölmeyecek.
Vous inquiétez pas, il ne va pas mourir.
Sana dedim, O ölmeyecek.
Je l'ai déjà dit, il ne va pas mourir.
O ölmeyecek.
Elle ne sera pas détruite.
- Kapa çeneni. Sen öleceksin, o ölmeyecek.
Tu meurs, lui non!
Ve o ölmeyecek.
Et il ne va pas mourir!
Yani o ölmeyecek mi?
Alors, il ne va pas mourir?
Çünkü, o ölmeyecek
Ok? Elle ne va pas mourir, parce qu'elle a eu le job.
Hayır. O ölmeyecek.
Il ne mourra pas.
O ölmeyecek, değil mi?
Elle ne va pas mourir?
O ölmeyecek.
Il ne va pas "mourir" mourir.
- O ölmeyecek. Çünkü amcası geldiğinde burada olmak istemiyorum.
J'ai pas envie d'être là quand son oncle va débarquer et nous...
Öğretileri benimle birlikte yaşadığı sürece O ölmeyecek
Et tant que ses leçons vivront à travers moi.... Il ne mourra jamais.
Hayır, hayır O ölmeyecek çünkü O'nu kurtaracağız.
Non, non il ne va pas mourir parce que nous allons
Bugün o ölmeyecek, sen öleceksin.
Il ne va pas mourir aujourd'hui. Toi, tu vas mourir.
İzlanda'da değiliz ve o ölmeyecek, merak etme...
On n'est pas en Islande, et elle ne va pas mourir...
Jeff, o ölmeyecek.
Il va pas mourir.
- O ölmeyecek, Danny.
- Elle ne va pas mourir.
O benim için asla ölmeyecek.
Pour moi, il ne mourra jamais.
- Korkuyorum. O asla ölmeyecek.
Il est immortel!
O zaman, dağlarda ölmeyecek miyiz?
Si je comprends, nous n'allons plus mourir en montagne, comme tu l'as dit, n'est-ce pas?
- Ölmeyecek. Giriştiği her şeyi başarır o.
Le danger menace surtout son entreprise.
O ihtiyar asla ölmeyecek, dağlardan bile uzun yaşayacak.
II ne mourra jamais, Ie vieux. II vivra plus longtemps que ces montagnes.
O asla ölmeyecek. Asla!
Il ne mourra jamais.
O kadar kolay ölmeyecek.
Elle ne mourra pas aussi facilement.
O aslında ölmedi. Onu hatırladığımız sürece ölmeyecek.
Il ne mourra pas tant qu'on se souviendra de lui.
- O zaman ölmeyecek miyim?
- Je ne mourrai pas?
- O halde ölmeyecek mi?
- Il ne va pas mourir?
O bir F.B.I. ajanı ve ölmeyecek.
C'est un agent du FBI, et il ne va pas mourir.
Hayır, ölmeyecek, çünkü o gidiyor. Hoşçakalın.
Non, puisqu il s'en va.
- O ölmeyecek.
- Non!
Sana ilham vermeye devam ettiği sürece, o asla gerçekten ölmeyecek.
Tant qu'il le reste, il ne meurt pas vraiment.
- O ölmeyecek.
- Elle ne peut pas mourir.
O bu gece ölmeyecek.
Il ne mourra pas ce soir.
Roy O'Bannon sessizce ölmeyecek!
Roy O'Bannon ne mourra pas en silence.
Adam yaşamak için yemin etmiş, o hiç ölmez. Ölmeyecek de!
Votre vieux père, lui, a juré à vie, qu'il mourrait sans que jamais..
O yaşlı O.. pu hiç ölmeyecek.
Cette vieille peau ne mourra jamais.
O bizim için asla ölmeyecek
Chantant la création
Ruhumu şeytana sattım, ve o şeytan ölmeyecek.
J'ai vendu mon âme au diable, messieurs. Et ce diable ne veut pas mourir.
Böylece, o hiç ölmeyecek ve bu acı sona erecekti.
Ce serait comme s'il n'était pas mort, comme si la douleur pouvait s'arrêter.
O asla ölmeyecek biri.
Il est l'homme qui ne meurt jamais.
Ölmeyecek misin, o... çocuğu?
Tu crèves jamais, enculé?
F.B.I.'ya da ipucu verip, o, izole oda da giriş kodlarını silerken, onu tutuklayacaklar, ve başka casus ölmeyecek.
On informera le FBI quand elle effacera le code de la salle SCIF. Elle sera arrêtée. Plus d'espions morts.
ölmeyecek 29
ölmeyeceksin 77
o olmaz 68
o olmazsa 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39
o ölmedi 53
o olmalı 51
o ölmüş 52
o ölmeli 16
ölmeyeceksin 77
o olmaz 68
o olmazsa 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39
o ölmedi 53
o olmalı 51
o ölmüş 52
o ölmeli 16