English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Ö ] / Ölmeyeceksin

Ölmeyeceksin traducir francés

603 traducción paralela
Oh, hayır. Ölmeyeceksin.
Oh, non, tu ne mourras pas.
Ölmeyeceksin. Ufacık bir yaran var.
Ce sont que de légères blessures.
Tatlım, sen ölmeyeceksin.
Ma douce, vous n'allez pas mourir.
Ölmeyeceksin Joe.
Tu ne mourras pas, Joe.
Anneciğim, hiç ölmeyeceksin, değil mi, anneciğim?
C'était un bon petit garçon, mais pas un ange.
Ölmeyeceksin.
Tu ne vas pas mourir.
Sen ölmeyeceksin.
Tu ne vas pas mourir.
Ölmeyeceksin.
Comment ça tu vas mourir?
Ölmeyeceksin yaşlı timsah.
Tu ne vas pas mourir, vieux crocodile.
Merak etme, ölmeyeceksin.
Mais non, calme-toi. Tu ne vas pas mourir.
ama ölmeyeceksin!
- Mais vous n'allez pas mourir!
Ölmeyeceksin, Pilar, söz veriyorum.
Tu ne vas pas mourir, Pilar, je te le promets.
Sen henüz, ölmeyeceksin.
Vous n'allez pas mourir... de suite.
Tek başına ölmeyeceksin.
Vous ne mourrez pas seul.
Hayır ölmeyeceksin, beni erkek yapacaksın.
Non, vous n'allez pas mourir sans faire de moi un homme.
- Ölmeyeceksin.
- Vous ne mourrez pas.
Pekâlâ, hiç değilse bugün ölmeyeceksin.
Tu ne mourras pas, aujourd'hui du moins.
Onun gibi ölmeyeceksin.
Tu ne mourras pas comme lui.
Hayır, ölmeyeceksin.
Non, tu ne mourras pas.
- Hayır, ölmeyeceksin.
- Mais non.
Sadece sen ölmeyeceksin, ayrıca Kuzey Sulhu'de ölecek.
Non seulement vous mourrez, mais le chef du commissariat nord mourra aussi.
Ölmeyeceksin değil mi?
Vous n'allez pas mourir?
Hem benim de ihtiyacım var, Roberto dönmeden ölmeyeceksin.
J'ai besoin de toi, tu ne crains rien je t'assure!
Hayır yavrum, ölmeyeceksin.
Non, mon chéri, tu ne mourras pas.
Tabii ki yavrum... ama ölmeyeceksin.
Bien sûr, mon chéri, mais tu ne vas pas mourir.
Sanırım ölmeyeceksin.
Tu vas t'en remettre.
Ama ölmeyeceksin kızım, buna söz veriyorum.
Mais tu ne périras pas!
Ölmeyeceksin.
Tu vas t'en sortir.
Pekala, ölmeyeceksin.
- Bon, tu ne mourras pas.
- Sen ölmeyeceksin değil mi baba?
- Ne meurs pas, papa.
Afrikalılar, hastanede doktorlar hemşireler ve rahipler eşliğinde sıkıcı bir şekilde ölmekten nefret eder. Sen öyle sıkıcı bir şekilde ölmeyeceksin.
les Africains ce qui leur fait peur c'est une mort lente comme ils disent sur un lit d'hopital, avec le docteur, et les bonnes soeurs et même le curé... et bin toi, t'auras pas une mort lente.
Sen ölmeyeceksin, duyuyor musun?
Tu ne vas pas mourir, tu m'entends?
Ama kolay kolay ölmeyeceksin değil mi John?
Tu ne vas pas mourir si facilement?
Ölmeyeceksin.
Vous n'allez pas mourir.
- Anne, ölmeyeceksin.
- Ça arrivera pas.
Sen ölmeyeceksin.
Vous êtes chouette-chouette. - Chouette-chouette?
Ölmeyeceksin. Bak burada.
Ca ne change rien maintenant, mon garçon.
Hiç yaşlanmayacaksın Michael. Ve hiç ölmeyeceksin.
Tu ne vieilliras pas, tu ne mourras pas.
Ölmeyeceksin.
C'est rien. T'en mourras pas!
Marina, ölmeyeceksin.
Marina, tu ne meurs plus.
ve şunu bil ki : Sen asla ölmeyeceksin!
Tu dois savoir que tu ne mourras jamais.
Ölmeyeceksin.
Tu ne vas pas mourrir.
- Ölmeyeceksin.
- Tu vas pas mourir.
Ölmeyeceksin. Bak, Johnny, eğer ağlamayı kesersen, bu senin için daha kolay olur, tamam mı?
Johnny... je ne peux pas si tu pleures!
Ama sen buradan şimdi çıkıp gidersen ölmeyeceksin.
Vous pouvez éviter d'être détruit en vous en allant!
- Ölmeyeceksin.
- Tu vas t'en tirer.
- Ölmeyeceksin.
- Si.
Ölmeyeceksin.
Vous ne mourrez pas.
Sen sıcak yatağında ölmeyeceksin.
Tu mourras pas dans ton lit.
- Sen ölmeyeceksin, dostum.
Tu ne vas pas mourir.
- Sen ölmeyeceksin.
Vous ne mourrez pas!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]