English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ O ] / Oldürülmüş

Oldürülmüş traducir francés

2,793 traducción paralela
Suzanne Melrose'a bronzlaştırıcı sürerken öldürülmüş olmalı.
Suzanne a dû être assassinée alors qu'elle appliquait de l'autobronzant à Melrose.
- O halde çocuğun görevini başarmış ve sorun çıkarmaması için öldürülmüş olması mümkün.
Il a pu réussir, et on l'a tué pour sa peine.
Boğularak öldürülmüş.
Il a été étouffé.
Ön otopsi sonuçlarına göre kurbanımız boğularak öldürülmüş.
Le rapport d'autopsie préliminaire montre que notre victime a en fait été étouffée.
Geçen gece vurularak öldürülmüş.
Il a été tué la nuit dernière.
Burada konuştuğumuz benim hayatım, çünkü öldürülmüş olan onu bir daha göremeyecek olduğum ve kendisini 19 yaşımdan beri tanığım, benim dostum o.
Mais il s'agit de ma vie, c'est mon amie qui s'est fait tuer, celle que je ne verrai plus et que je connaissais depuis mes 19 ans.
Babaları önlerinde öldürülmüş.
Leur père a été abattu devant eux.
İnandığınız rapora göre hapiste ölmüş öldürülmüş veya intihar etmiş olabilirdi.
Et il est mort en prison. Un suicide ou un meurtre selon le procès-verbal auquel on adhère.
Öldürülmüş.
Assassiné.
Bir genç kız ve annesinin öldürülmüş olarak bulunduğu geceden önce kız bacada, anne ise neredeyse başı keskin bir bıçakla vücudundan ayrılmış şekilde bulundu.
Une mère et sa fille ont été assassinées. La fille était dans la cheminée, la mère a été égorgée au rasoir.
Bay Conlon bir banker ve Ordu İhtiyat Birliklerinde eski bir askerdi. Kız kardeşi Rebecca Conlon ve 8 aylık kızı Hertfordshire'daki çiftliğinde vahşice öldürülmüş bulundu.
Mr Conlon, ancien banquier et réserviste de l'armée, sa sœur, Rebecca Conlon, et son bébé de 8 mois ont été retrouvés brutalement assassinés dans sa ferme à Hertfordshire.
Bana bir numara verdiler ve öldürülmüş Valjean
Ils m'ont donné un numéro et assassiné Valjean
Meslektaşın Yamamoto, şu batık arabada öldürülmüş.
Votre collègue a été tué dans cette voiture.
Bir polis yakuzanın kadınını çaldığı için mi öldürülmüş?
Un détective est tué pour avoir volé la femme d'un yakuza?
Dün gece Tel Avivde öldürülmüş
Il s'est fait descendre à Tel Aviv la nuit dernière.
Yine Capua'nın dışındaki yolda genç Seppius'un adamları öldürülmüş.
D'autres hommes du jeune Seppius ont été massacrés sur la route à l'extérieur de Capoue.
Oğlu Cuernavaca'da evden okula doğru yürüdüğü sırada öldürülmüş. ( Meksika )
Son fils a été tué à Cuernavaca en rentrant de l'école.
Biri öldürülmüş.
Il y a eu un meurtre.
Suç işlenmiş olan bir yerin adresine ihtiyacım var. 1998'de St. Louis'te bir aile bıçaklanarak öldürülmüş.
Je dois trouver l'adresse où a eu lieu un crime en 1998 à Saint-Louis.
1979'da garajlarındaki arabalarının içindeyken yakılarak öldürülmüş bir aile cinayeti.
En 1979, une famille a été brûlée vive. Ils étaient à l'intérieur de leur voiture, dans leur garage.
Benim karım öldürülmüş olsaydı, sanırım...
Mec, si quelqu'un venait de buter ma femme, je crois que je serai...
Canice öldürülmüş hâlde.
Elle avait été brutalement assassinée.
Saat 8.45'e kadar çıkmıyor. 15 dakika sonra karı-koca öldürülmüş.
Elle n'est pas revenue avant 20h45 15 minutes plus tard, les parents sont morts, et ils ne sont plus là.
Kulüpten çıkınca evine gittiyse orada öldürülmüş olabilir.
Si elle est rentrée après avoir quitté le club, elle a pu être tuée là-bas.
Babası, Alexi küçükken öldürülmüş. Annesi de o ara çocuğu bırakmaya karar vermiş.
Son père fut tué quand il était petit, plus ou moins au moment où sa mère l'abandonna.
Fakat ; Aizu Savaşı sırasında, duyduğuma göre bu aileden olan bütün doktorlar öldürülmüş.
Mais depuis la guerre d'Aizu, j'ai entendu dire qu'ils avaient tous été tués.
Sanki bir şey yemeğin içinde kaynatılarak öldürülmüş gibi.
On dirait qu'un truc est mort dedans.
Tercüman, üç sivil ve Tom'un grubundan bir kişi öldürülmüş.
Le traducteur a été tué, avec trois autres civils, et un membre de la compagnie de Tom. - Des civils?
Sonra eve dönmüş ve orada silahla öldürülmüş şekilde bulunmuş.
Mais ensuite il est retourné à la maison, où il a été retrouvé mort, tué par balles.
Bu çocuk öldürülmüş.
Cet enfant a été assassiné.
Öldürülmüş mü?
Vraiment?
Kamptaki şişman bir çocuk boğularak öldürülmüş.
Un enfant du camp s'est fait étrangler!
Kocamız Clyde Amerikan hapishanesinde öldürülmüş.
Notre mari Clyde a été assassiné en prison.
- Kocası hapiste öldürülmüş.
Pauvre chose. Son mari a été assassiné en prison. Ooh.
- Kim öldürülmüş?
Qui a été assassiné?
Görünüşe göre öldürülmüş.
Il semblerait que c'était un meurtre.
Kendi düğününde öldürülmüş.
Assassiné à son propre mariage.
Bu sandığım şey mi? - Evet. Burada öldürülmüş.
Est-ce que... c'est là qu'on l'a tuée.
Efendim, Star-Herald muhabiri David Alcott bu işle ilgili bir haberin peşinden koşarken öldürülmüş olabilir.
Madame, il est possible que David Alcott, le reporter du Star-Hérald, ait été assassiné en enquêtant sur cette histoire.
Öldürülmüş.
Elle a été assassiné.
Köy karantinaya alınmış ve şirketi korumak adına belki yüzlerce kişi ölmüş ya da öldürülmüş...
Durant la quarantaine, des centaines de personnes sont mortes pour protéger la société.
Ron Ferguson boğularak öldürülmüş.
Ron Ferguson a été étouffé.
Bir taksi şoförü öldürülmüş.
Un chauffeur de taxi a été tué.
Dün gece evinde öldürülmüş.
Elle a été assassinée chez elle.
Öldürülmüş mü?
Assassinée?
Doğru mu? Yaşlı kral öldürülmüş mü?
Est-ce que le vieux roi a été assassiné?
Kralın ölümü ve öldürülmüş söylentileriyle aynı zamana denk geldi.
Avec le roi qui est mort récemment et la rumeur qui dit qu'il a été tué?
Benim elimde öldürülmüş uşağın Frank Stevens'in bahsi geçen kişiyi bir binadan aşağı atarkenki görüntüsü var. Sizin kaltağınızla arasında geçen suçlayıcı konuşmadan bahsetmeye gerek bile yok. David Clarke'a komplo kurmadaki payınız hakkında.
Ce que j'ai, c'est votre homme de main, Frank Stevens, jetant ladite mondaine d'un immeuble, sans compter une conversation entre vous et votre... pute à propos de votre complicité concernant David Clarke.
Çocukların kaybolduğu... bölgede yaşayan bir adam öldürülmüş.
Un homme qui vivait dans le coin où les enfants ont disparu a été tué.
Stone kendi kurşunuyla öldürülmüş.
Stone a été tué avec sa propre balle.
Bu bıçakla öldürülmüş.
Il a été poignardé avec ce couteau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]