Sıradışı traducir francés
1,532 traducción paralela
Sıradışı.
C'est inhabituel.
sıradışı bir kayıp da değildi.
- C'en était une parmi tant d'autres.
Asıl sıradışı olan bilgiyi nasıl sakladığı değil nereye sakladığı.
Quand je dis bizarre, je me réfère à la nature de la cachette.
Hepsine nazaran Irina Derevko sıradışı bir kadındır.
Le talent d'Irina Derevko est sans commune mesure.
İmha etmem gereken laboratuara girdiğimde çok sıradışı bir şey buldum.
En arrivant au labo que je devais détruire, j'ai trouvé une chose... inhabituelle.
Eminim sıradışı maceralarınız çok ilginçtir ama ben senin hayal bile edemeyeceğin şeylerle karşılaştım.
Tes aventures de marins sont sûrement intéressantes, mais mon expérience... va au-delà de ton imagination.
- Bu son derece sıradışı.
- Ceci est très inhabituel.
Bu sıradışı olayın ayrıntılarını öğrenmek için kanal üç haberlerinde kalın.
Restez avec nous sur la Trois pour suivre le déroulement de l'affaire.
- Devam et. Sana fiziksel testler uygulamak zorundayım. Lezyon, yaralı doku, sıradışı birşey var mı diye kontrol edilmelisin.
Je dois voir si vous avez des lésions, du tissu conjonctif ou d'autres symptômes.
Kronik bir hastalıkla uğraşırken bu tür duygulara kapılmak sıradışı değildir.
Ce n'est pas anormal de découvrir ces sentiments quand on affronte une maladie chronique.
Biz... bazı sıradışı enerji okumaları aldık, ama nereden geldikleri konusunda fikrimiz yoktu.
Vous l'avez forcément vue. Nous avons détecté des relevés insolites, mais sans nous douter de leur origine.
Biz dün gece bazı sıradışı enerji okumaları tespit ettik. Önce bunu sıradan bir parazit sandık. Fakat daha sonra ki incelemerimiz, bunun sizin bölümünüzden geldiğini gösterdi.
Nous avons pensé à des interférences, mais un examen plus attentif nous a révélé qu'elles venaient de votre cellule.
Sayın hakim, bu çok sıradışı bir dava.
- C'est une cause inusitée.
Sıradışı birisi olmalısın.
Vous devez sortir de l'ordinaire.
Bu çok güzel ve sıradışı bir kül saklama kabıdır.
C'est une urne funéraire à la fois élégante et originale.
Ortakyaşamların genetik yapısında sıradışı bir durum var.
La structure génétique des symbiotes est anormale.
Her neyse, bir bardaki tesadüfi saldırganlık sıradışı değildir.
L'agressivité n'est pas rare dans les bars.
Dr Silas'ın sıradışı bir durum olduğunu düşünmüştük.
Nous pensions que le Dr Silas était un cas isolé.
Söyleyebileceğim kadarıyla, bu sıradışı beyin hasarı uzun dönemli naquadria radyasyonuna maruz kalma sonucunda oluşmuş.
C'est une maladie cérébrale très rare due à une trop forte exposition aux radiations de naquadria.
Onlar bizim gibi sıradışı şeyler görmeye alışık değiller.
Les gens n'ont pas l'habitude de voir des trucs bizarres.
- Bu neden sıradışı?
- En quoi est-ce étrange?
Rhonda gibi deneyimli bayanlar bazen... sıradışı olmak isterler.
Hé bien, une fille aussi chevronnée que Rhonda... a été habituée à l'ordre habituel des choses.
- Sıradışı bir şey?
- Il n'y a rien eu d'inhabituel?
Şu ana kadar, herkesin ifadesi alındı ve kimse sıradışı bir şey görmemiş.
On les a interrogés et ils n'ont rien vu qui sortait de l'ordinaire.
Öne çıkan birisi? Sıradışı bir olay?
On t'a dit une chose qui sortait de l'ordinaire?
Sıradışı bir şey?
Rien qui sortait de l'ordinaire?
Oldukça sıradışı. Kendini onaltı kez bıçaklamış bir kadın.
Plutôt bizarre : une femme qui s'est poignardée 16 fois.
Çünkü görünüşe göre... senin de sıradışı kabul edeceğin gibi... zavallı Spanky kendi midesinde... bir delik açmış.
On dirait que ce pauvre Spanky s'est creusé un trou dans l'estomac tout seul. Et, vous l'admettrez, c'est plutôt curieux.
Gerçekten mi? Sizin sıradışı davranışlarınızdan dolayı anneniz artık çileden çıkıyor mu?
Faites-vous pleurer votre mère parce que vous désobéissez?
Ama herkesin kabul ettiği bir teori var ; zanlı çok sıradışı bir bilgisayar korsanı.
Le seul élément sur lequel tout le monde s'accorde est que le malfaiteur est un pirate informatique de niveau A'.
Senin gibi sıradışı bir danışmana sahip olmak ne büyük bir ayrıcalık, Irulan?
Comment se fait - il qu'on m'ait béni d'une conseillère telle que vous, Irulan?
Sanki yeniden doğuyormuşum gibi... sıradışı bir şeyin eşiğinde duruyormuşum gibi.
Je me sens comme un nouveau né... comme si je me tenais au seuil de quelque chose d'extraordinaire.
Sıradışı yaşantımızı hatırlıyorum.
Je me rappelle quand nos vies étaient singulières et électriques.
Oh, Anne, Anne, o vahşi ve spontan... çok komik ve sıradışı... ve hepsinin üstüne... kararlı, ve açık sözlü.
Maman, il est spontané et hystérique et original, et en plus de ça, il a les pieds sur terre.
Çok sıradışı.
Extraordinaire.
İnsanlar içeri girmenize izin verirler... Bu oldukça sıradışı bir durum.
Les gens vous laissent entrer, c'est hallucinant.
Evet sıradışı
C'est un drôle de gars, crois-moi.
Ve işte onun sıradışı, güvenilir sağ kolu, Little Lightning!
Et voici son compère extraordinaire, le toujours fidèle Courant d'Air!
Şansı düşük atlara gelince, sıradışı bir tanesini anlatayım.
Puisqu'on parle de tocards, en voici une bonne pour vous.
Biraz daha sıradışı bir elveda desen iyi olur Raoul.
Je veux que les adieux durent plus longtemps, Raoul.
Sıradışı insanlarsınız.. -... zekisiniz. - Bu da ne demek oluyor?
Vous êtes extraordinaires, pleins d'intelligence, vous avez la vigueur...
Neden kadar sıradışı oldu beni dışarı gönderdik tüm geçici işler var mı?
Partout où vous m'avez envoyée, c'est vraiment bizarre.
- Yani? - Yani sıradışı.
C'est inhabituel.
- Bunun çok sıradışı bir yan etkisi oldu.
- J'ai des effets secondaires étranges.
Evin arka tarafında sıradışı bir şey yok.
Je n'ai rien vu d'anormal dans l'arrière-cour.
Çok sıradışı bir örnek bu.
C'est une lame très inhabituelle.
Üçlü-cinsiyet üreme sıradışı değildir.
Un système de reproduction à 3 sexes n'est pas rare
- Bu şeyleri hayal mi ediyorum? Eh biraz fazla gerginsin. Gözünün ucuyla düşman görmek pek sıradışı değildir.
Vous êtes sous pression, ce n'est pas étonnant de penser apercevoir l'ennemi.
Sıradışı bir kişilik.
Plutôt.
Eğer nefret etmesen... sıradışı...
Je crois que le contraire... serait inusité-
- Sıradışı.
Il est incroyable.
sırada 98
sıradan 64
sıradaki 654
sırada sen varsın 33
sırada ben varım 21
sıradaki sensin 35
sırada ne var 185
sıradaki soru 19
sıradaki ne 26
sıradaki durak 18
sıradan 64
sıradaki 654
sırada sen varsın 33
sırada ben varım 21
sıradaki sensin 35
sırada ne var 185
sıradaki soru 19
sıradaki ne 26
sıradaki durak 18