Tabii ki de traducir francés
5,787 traducción paralela
- Tabii ki de izlememiş.
Bien sûr qu'il l'est!
Tabii ki de yok.
Bien sûr que non.
Erkek yastığı tabii ki de bu ama eskiden Francesca adını koyduğumuz bir yastığı hatırlattı bana.
C'est un mec, mais il m'en rappelle un qu'on avait nommé Francesca.
- Tabii ki de.
- Non.
- Kimseye söyleme yeter. - Tabii ki de, söylemem.
- Mais t'en parles à personne.
Hayır, hayır. Tabii ki de anlıyorum.
Je comprendstrès bien.
- Tabii ki de! Ne düşündüğünü biliyorum. Ah!
Je sais ce que tu penses.
- Köpeklerin tabii ki de anıları vardır.
- Bien sûr que si.
Tabii ki de biliyorum.
Bien sûr.
- Tabii ki de değil.
Bien sûr que non.
Bu çok saçma. Tabii ki de bu kadar çok yapmanı istiyorum.
Évidemment que je veux du sexe oral.
Tabii ki de gitmedi.
Bien sûr que non.
Evet, tabii ki de, zavalli çocuk.
Ouais. Non bien sûr. Pauvre gamin.
- Tabii ki de değiller.
- Bien sûr que non.
Hayır, tabii ki de değilim.
Non. C'est vrai je... Ouais.
- Tabii ki de.
- Bien sûr.
Tabii ki de.
Bien sûr.
Hayır.Sizin kararınız tabii ki de.
Non. C'est votre choix, bien sûr.
- Evet, tabii ki de seni görebiliyor anne.
Il me voit?
Telefonun olsaydı tabii ki de arayabilirdin gerzek.
Tu le ferais si t'avais un portable.
Biliyorum tabii ki de!
Je sais!
- Tabii ki de.
- Non, pas du tout.
- Hayır tabii ki de.
Pas du tout.
- Tabii ki de.
Évidemment.
Evet, tabii ki de.
Oui, évidemment!
- Tabii ki de edebilirsin.
- Bien sûr que tu peux.
Takas merkezinin kurduğu herhangi bir bağlantı, tüccarlar ticaret kayıtlarına, müşteri bilgilerine uluslararası hesaplara, kurumlara erişim ve tabii ki komisyon dağıtımı...
Les contacts avec la chambre de compensation, les traders, l'accès aux rapports de transactions, aux informations clients, aux comptes internationaux, aux institutions et bien sûr, la distribution des commissions.
Tabii ki, Rachel'ı ziyaret ettiğimi de hatırlıyorum.
Je me rappelle aussi avoir vu Rachel.
Zamanla değişebilir tabii ki... kuzeye gidebilir de, gitmeyebilir de. Tahminlerime göre saat 11 civarı orayı vuracak.
Ça change un peu et ça pourrait se diriger vers le Nord mais sinon ça devrait arriver vers le 11 selon mes estimations.
Eğer topal bacağımı iyileştirirsen tabii ki de.
- Vous le feriez? Oui.
- Hayır, tabii ki yok. - Benim de yok.
Moi non plus, on a le temps.
Tabii ki münasip olduğu zamana kadar bekleriz.
Bien sûr, nous... devrions attendre, par souci de bienséance.
Tabii şans yüzümüzü gülmezse ki sana güler, biliyorum.
A moins d'avoir beaucoup de chance. Et tu en as.
Tabii ki Conlan gibi rakip pek yok.
Il y a peu de boxeurs comme Conlan.
Tabii ki martı kanadı kapıları yüzünden bir Delorean.
Une DeLorean, à cause de ses portières papillon.
Ve tabii ki hemen Michael J. Fox ile bağlantı kurdum. Hayranlık duyabileceğim bir figürdü.
De cette manière, je me suis tout de suite lié à Michael J. Fox, sur le plan d'une personnalité que l'on peut admirer.
Tamam, evet, tabii ki ben de varım.
D'accord, oui. Je suis partant aussi.
Ekonomik sistemimiz tüketici kapitalizmidir, bu yüzden tabii ki, şirketler gibi hükümetin de çok yüksek düzeyde tüketime ihtiyacı vardır, bu nedenle çoğu insan bir yere kadar bu durumu kabul etmektedir.
Notre système économique fait partie du capitalisme de consommation et c'est pourquoi le gouvernement doit maintenir la consommation à un très haut niveau. C'est pourquoi les entreprises le font, et c'est pourquoi à un certain niveau, la plupart y adhèrent.
- Tabii ki.
- Pas de problème.
- Tabii ki evlat. Sana bakacak biri lazım, ben de bakıcıyım işte.
Tu as besoin d'être chaperonné, et je suis un chaperon.
Tabii ki evlat.
Pas de problème, gamin.
Tabii ki. 1-1-2-0
Bien sûr, pas de problème. 1-1-2-0.
Ayrıca bütün ahırı boşaltıp samanları temizlemen lazım. Ve tabii ki satma onları.
Tu dois aussi nettoyer la grange et détruire tout le foin, et interdiction de le vendre.
Tabii ki, şimdi öğrenince gayet de mantıklı geliyor. - Sadece...
Bien sûr, ça me paraît tout à fait logique.
Tabii ki, kapat. Ne de olsa senin araban.
Oui, éteins, c'est ta voiture.
- Tabii ki. Keşke fıstık getirseymişim.
J'aurais souhaiter amener des cacahuètes ( jeux de mots avec l'éléphant dans la pièce )
Tabii ki senin hatan.
C'est de ta faute.
Pekâlâ. Sen de haklısın tabii ki.
c'est sûr, tu... tu as raison, bien sûr.
- Evet, tabii ki şikâyet dilekçesi.
Oh oui, bien-sûr, la requête de plainte.
Tabii ki hayır.
Il n'y a rien de tel.
Benim ki tabii ki J Köpek.
Comme moi, c'est J-Gars. Ça va de soi.
tabii ki değil 91
tabii ki değilim 17
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki seviyorum 29
tabii ki hayır 476
tabii ki var 74
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki değilim 17
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki seviyorum 29
tabii ki hayır 476
tabii ki var 74
tabii ki öyle 97
tabii ki istiyorum 19
tabii ki benim 18
tabii ki biliyorum 29
tabii ki olmaz 20
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ki biliyorsun 16
tabii ki hatırlıyorum 25
dede 298
deli 209
denise 139
tabii ki biliyorum 29
tabii ki olmaz 20
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ki biliyorsun 16
tabii ki hatırlıyorum 25
dede 298
deli 209
denise 139