English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yapmazsan

Yapmazsan traducir francés

1,790 traducción paralela
Eğer böyle yapmazsan, yeni hatunlarla nasıl tanışmayı düşünüyorsun?
Comment tu vas rencontrer de nouvelles filles si tu ne t'investit pas?
Ama dönüş yapmazsanız asla öğrenemezsiniz.
elle a de Ia classe. C'est une vraie dame. OubIie-Ia, Luke.
Daha öncesinde sana işkence yapılacak yapmazsan aletini kesecek.
Avant ça, il te torture, il te découpe, il te coupe la queue s'il le faut.
Eğer yapmazsan meteliğe kurşun atarsın dedi.
"Change la déco, ou c'est la faillite!"
Doğru düzgün yapmazsanız bu koltuktan dünyada kalkmam.
Je ne bougerai pas d'ici tant qu'ils ne sont pas bien coiffés.
" Çişin geldiğinde yapmazsan risk artar.
" Ne pas uriner à temps
Elbette, yapamazsan ya da yapmazsan, bu...
Si tu ne veux pas, c'est...
Eğer yapmazsan seni tutuklarım.
Si tu fais pas ce que je te demande, je te coffre.
Dediklerimizi yapmazsanız ölürsünüz.
Faites ce qu'on vous dit ou vous êtes mort.
Bunu yapmazsan, hepimiz ölürüz. "
Prévenez-les ou nous mourrons tous.
Bunu yapmazsan enfeksiyon yayılabilir ve ölebilirsin.
Si vous ne le faites pas, l'infection pourrait s'étendre et vous pourriez mourir.
Eğer dediğimi yapmazsan, o ölecek.
Si vous ne faites pas ce que je vous demande, elle mourra.
Seni incitmek istemiyorum, ama dediklerimi yapmazsan incitirim.
Je ne veux pas te faire de mal mais je le ferais si tu ne fais pas exactement ce que je te dis.
Tüm bu saydıklarımı yapmazsan Desmond David Hume hepimiz öleceğiz.
Et si vous ne faites pas ça, Desmond David Hume, nous mourrons tous.
Seni incitmek istemiyorum, ama dediklerimi yapmazsan incitirim.
Je ne te ferai pas de mal si tu m'obéis à la lettre.
- Hiçbirinizi incitmek istemiyorum, ama söylediklerimi yapmazsanız incitirim. - Neler oluyor?
- Mais...
Hiçbirinizi incitmek istemiyorum ama söylediklerimi yapmazsanız incitirim.
Je ne veux pas vous faire de mal mais je le ferai si vous ne faites pas ce que je vous dis.
Yapmazsan, o ölür.
Sinon, il mourra.
Ama iş birliği yapmazsanız, sizi öldürürüm.
mais si vous ne coopérez pas, je vous tuerais.
Peki, umarım.Çünkü yemin ediyorum yapmazsan, anlaşmayı iptal ederim.
Je l'espère bien. Parce que je jure devant Dieu que sinon, j'annulerai ce contrat.
Bunu sen yapmazsan.... Ben yaparım.
Si tu n'arranges pas ça, je le ferai.
Tabi eğer canlı insanlar üstünde deneme yapmazsan.
Si on ne les pratique pas sur un sujet vivant.
Eğer yapmazsan Dinle Burada başka bir şey var...
Bon écoute, si tu n'as besoin de rien d'autre...
... ama eğer yapmazsan,.. ... seni öldürürüm.
Mais si vous ne le faites pas, c'est sûr que je vous tuerai.
Çünkü eğer sen yapmazsan, kim yapacak?
Parce que sinon, qui le fera?
İşbirliği yapmazsan masumiyetini nasıl ispatlayabilirsin?
Comment prouver votre innocence si vous ne coopérez pas?
Bunu 60 gün yapmazsan belki o zaman sana inanırım.
60 jours de désintox, et peut-être que je te croirai.
Sana söylenenleri yapmazsan, burada kalıp annenle babanı bekleyemezsin.
Si tu n'obéis pas, tu ne pourras pas rester ici..
Psikolojik lakırdı fantezisi yapmazsan, ben de yapmam.
vous remballez votre cynisme, et moi mon numéro de psychologue ringard ok?
Eğer sen yapmazsan ben yaparım
Si vous ne le faites pas je le ferai.
Eğer yapmazsan Kiril seni öldürür.
Kiril te tuera si tu ne le fais pas.
Eğer bu işi yapmazsanız bir hareketimle yerinize başkalarını getirebilirim.
Si vous ne voulez pas travailler, je peux vous remplacer comme ça.
Eğer yapmazsanız, kızınız ve oğlum, asla bankadan dışarı çıkamayacaklar.
Sinon, votre fille et mon fils ne s'en sortiront pas vivants.
Eğer yapmazsanız, kızınız ve oğlum asla bankadan dışarı çıkamayacaklar.
Sinon, votre fille et mon fils ne s'en sortiront pas vivants.
ABD'ye döndüğünde, eğer işbirliği yapmazsan bütün suçlamalardan yargılanacaksın.
Une fois aux USA, si tu ne coopères pas, ils vont tout te mettre sur le dos.
Bu anlaşmayı yapmazsan hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin.
Sans ce deal, tu vas te retrouver en prison pour le reste de ta vie.
Eğer yapmazsan Musul'da başına gelenleri masaj diye hatırlarsın.
Parce que sinon, vous aurez l'impression que ce qui vous est arrivé à Mossoul n'était qu'un massage.
Eğer bize iyilik yapmazsan arkadaş sayılmayız.
Pas si tu ne nous montres pas de faveur.
Eğer Kral'ın istediğini yapmazsan hem Kral'ı hem de krallığının bağlılığını kaybedeceksiniz.
Si vous échouez à trouver faveur auprès du Roi, vous perdrez le Roi... et la dévotion de son royaume à Rome.
Suzaku, birşey yapmazsan gerçekten öleceksin!
Je savais pertinemment tout cela, mais je l'ai utilisé sur Suzaku.
Eğer yapmazsan, bir saniyeliğine bile bu sevgiyi hissetmezsem, seni gömerim.
- Et si tu ne le fais pas, si je sens de l'animosité, ne serait-ce qu'une seconde, je t'enfonce.
Uyuyacak yerin olduğu için şanslısın, çünkü eğer dediğimi yapmazsan, o da olmayacak.
Vous avez de la chance d'avoir votre lit, madame. Si vous ne l'aviez pas, je ne vous le redonnerais pas.
İşbirliği yapmazsan sana yardımcı olamam.
Coopère ou je peux pas t'aider!
Eğer bu gece bunu yapmazsan, hayatının hiçbir döneminde de bunu yapamazsın.
Si tu ne le fais pas ce soir, t'en auras plus jamais l'occasion.
Tüm isteklerini desteklerim. Ama ikimiz de biliyoruz ki, para yapan filmler yapmazsan stüdyo başkanlığına devam edemezsin.
Mais on sait bien que les gens ne restent pas au sommet si leurs films ne rapportent pas.
Eğer yapmazsan seni asla ciddiye almayacaktır.
Sinon, elle ne te prendra jamais au sérieux.
Sana söz veriyorum eğer bana bu iyiliği yapmazsan ilişkimiz hemen burada biter.
Je vous promets que... si vous ne me faites pas cette faveur, alors nos relations se termineront ici et maintenant.
Yapmazsan, o ölür.
Si non, il meurt.
Yapmanı da istemiyorum ama yapmalısın. Çünkü yapmazsan- - Eşin tekrar tutuklanır ve kızının tedavisi de devam etmez.
Je veux pas que vous le fassiez mais j'ai besoin que vous le fassiez, sinon Kacee sera de nouveau arrêtée et les soins de Dede seront interrompus et je me haïrais et ça me rendra malade mais je jure devant Dieu... que je ruinerais leurs vies...
Eğer yapmazsan, bütün pazarlıklar hemen sona erecek.
Et là, je veux voir Ashley Beck sortir de la banque.
Birşey yapmazsan ölüceksin!
Yukana :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]