English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yirmi

Yirmi traducir francés

6,123 traducción paralela
Ne diye yirmi dört saatliğine sessiz sinemacılık oynamış ki?
Pourquoi a-t-elle fait silence radio pendant 24 heures?
Yirmi dört saat önce oluşmuşlar.
Elles sont de 24 heures avant.
Aynı kıyafeti giyinmesinin sessiz takılmasının ve ölümünden yirmi dört saat önceki savunma yaralarının sebebi.
Le silence radio... Et les blessures de défense 24 heures avant la mort.
Bu yirmi yıl demek, en az.
Ca vaut dans les 20 ans, facile.
Yirmi mi?
20?
Yirmi yıldır kurşunlarla cebelleşiyorum. Yiyebilesin ve huzur içinde yaşayabilesin diye.
ça fait 20 ans que j'évite les balles alors tu peux bien manger ta merde.
Sen beş o ise yirmi beş yıllık.
Tu vas prendre 5 ans, et lui 25.
- Burada yirmi dolarım var.
Là j'ai ces 20 dollars
Yirmi yıl oldu. Artık o baş belası başkasının başına ekşiyecek. Yakında oğlumun.
Vingt ans, et ce fardeau pèse enfin sur les épaules de quelqu'un d'autre.
Uydu tamircisi aracı yirmi dakika önce park etmişti.
La fourgonnette de TV satellite qui s'est garée il y a 20 minutes, mmm.
Onun gibi adamları yirmi yıldır kovalıyorum.
Je poursuis des homme comme lui depuis 20 ans.
Çünkü koyabileceğim başka bir yer yoktu! Ama yine de Pam'in yirmi sayfalık aptal meslektaş değerlendirmesini alabildin!
Et pourtant t'as trouvé de la place pour les 20 stupides pages d'évaluation de Pam!
ATM kamerası Esten'in yirmi yaşlarının başında Latin bir erkek ile girdiğini gösteriyor.
La caméra du distributeur montre Esten entrer avec un homme de type latin, dans la vingtaine.
- Yirmi. - Sana hemen bir taksi çağırsam iyi olacak.
- Je devrais sûrement appeler un taxi maintenant.
- Yirmi!
- 20 $!
Birisi yirmi dedi orada.
Juste là, 20 $...
- Ülkedeki her bir KGB ajanının nerede saklandığını ve son yirmi dört saat içinde neler yaptığını öğrenmek istiyorum.
Je dois savoir Où se trouve chaque officier du KGB dans le pays Et ce qu'ils ont fait au cours des dernières 24 heures.
Günün yirmi dört saati alarmda olan ekipler, üsten yola çıkıyorlar.
L'equipe qui est normalement en alerte bouge de la base toutes les 24h.
Kahve falan içmek istersen yirmi dakikaya dairene gelebilirim.
Et bien, je pourrais être à votre appartement dans 20 minutes, si vous voulez un café ou quelque chose.
Onu yirmi yıldır görmüyorum.
Je ne l'ai pas vu depuis 20 ans.
- Yirmi bin dolar.
20 000 $.
Bilemiyorum. Sonuçta yirmi yıldır evliyiz.
Je ne sais pas, tu sais, on est marié depuis 20 ans.
Dostun bana yirmi bin dolar borçlu.
Bien, votre ami me doit 20 000 $.
O zarfın içinde nakit yirmi bin dolar var.
Il y a 20 000 $ en liquide dans cette enveloppe
Altmış yirmi beş.
6025.
Bu resim nerden baksan yirmi.
Ce dessin date d'au moins 20 ans.
Yirmi beş.
Vingt-cinq.
Onuncu sayfadaki hatun hariç ve on iki ve on üç bir de on sekizden yirmi ikiye kadar.
Sauf la fille de la page 10. Elle est à moi. Ne le dis pas à Pepper!
Her şey yirmi yıl önce, ben çocukken oldu.
C'était il y a environ 20 ans, quand j'étais enfant.
Yirmi ile bir tane bir. İnanılacak iş değil.
21, incroyable.
Bilirim, çünkü bu işi yirmi senedir yapıyorum ve insanlardan anlarım.
Je le sais parce que je fais ce métier depuis 20 ans, et je connais les gens.
En liberal seçmenlerin bile ki cumhuriyetçi bir eyalette olduğumuz için olsun olsun yirmi kişilerdir, sana oy vermezler.
Les gens ne le croient pas et ils ne voteront pas pour lui, même tes électeurs les plus ouvert d'esprit, et nous sommes dans un état républicain, donc cela représente environ 20 personnes.
Yalnız bir anne, bir STOP and GO'da çalışıyor. Masanın üzerinde yirmi beş bin Dolarlık sigorta ödemesi var.
C'est une mère célibataire, qui travaille dans un resto il y a une assurance de 25 000 dollars sur la table.
Biliyorum, sabah da yirmi dörtlük kuşe kağıdı yemeye çalıştı.
Je sais, plus tôt dans la journée il a essayé de manger certain des emballages de paquets de papier
O daha yirmi yaşında bir çocuk.
Elle n'a que 20 ans, c'est une enfant.
Yirmi dört saat önümüzde olmalılar.
Ils ont 24h d'avance.
Daha Leslie'nin adını bile telaffuz etmeden neredeyse yirmi defa Aşk Doktoru filminden altı yapmışım.
Il y a 20 minutes de citations de Hitch avant même de citer le nom de Leslie.
Bütün bunlar sadece yirmi dakikamı aldı.
L'opération m'a juste pris 20 minutes.
Tam yirmi yıl önce.
C'était il y a 20 ans.
Yirmi ömür boyunca birlikteydik Elijah.
Nous avons passé 20 vies ensembles Elijah.
Hayır, ben yirmi dakika önce geldim.
Non. Je ne suis là que depuis 20 minutes.
Gina'nın sırra kadem basıp beni kirayla başbaşa bırakmasından olabilir mi acaba? Ve üstüne yirmi dakika sonra siz çıkıp geliyorsunuz.
À part découvrir en rentrant que Gina est partie en me laissant le loyer et vous qui arrivez 20 minutes après?
Beni ilk kez ameliyat masasının kenarına çağırdığında yirmi tane ameliyata girmiştim.
J'ai assisté à 20 chirurgies avant qu'il ne m'invite de son côté de la table.
Sen ayrıca barlara girebilmek için de yirmi bir yaşında olmam gerektiğini söylemiştin, yani her şeyi bilmiyorsun.
Tu disais aussi que je dois avoir 21 ans pour entrer dans un bar, donc tu ne connais pas tout.
Sana yirmi dakika veriyorum sonra arabayı arkadaki ara sokağa çekerim.
Je te laisse 20 minutes, puis je gare la voiture derrière dans l'allée.
Yirmi dakika.
20 minutes.
Yirmi dakika boyunca kılını kıpırdatamayacaksın ama bu, bu dünyada kalacağın süreden on dakika daha uzun.
Vous ne pourrez pas bouger durant 20 minutes. Ce qui est 10 minutes de plus qu'il vous reste.
On yirmi kişi ölüyor işte.
10 ou 20 personnes meurent.
Zeta ışın teknolojime yirmi yılımı harcadım ve şimdi oğlumun ışınlanma gücü var. Bu tesadüf olamaz.
Ça ne peut être une coïncidence!
Yüzde yirmi.
20 %.
Yirmi beş.
( sourire ) Vingt cinq.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]