English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yirmi altı

Yirmi altı traducir francés

265 traducción paralela
Yirmi altı kulaç, dip kayalık.
Vingt-six brasses, le fond.
On ya da yirmi altın daha koparabilirdim.
J'aurais pu obtenir 10 ou 20 ryos de plus.
Dört çıngıraklı yılanla yatan bir adama sigorta yapacak kadar aptal hızlı konuşan satıcı çetesi beni hasta ediyor. Yirmi altı yıldır aynı şey Walter ve ben...
J'en ai marre de ces courtiers idiots qui assureraient un type qui dort avec ses serpents à sonnette.
Yirmi altı yıldır bu küçük adamla yaşıyorum ben beni hiç yanıltmadı.
Je vis avec ce petit homme depuis 26 ans. Il ne m'a jamais trompé.
Pek bir şey yok. Yirmi altı yıllık deneyim istatistikler ve midemdeki bu beton parçası hariç.
Rien que 26 années d'expérience, mes statistiques, et cette brique dans mon estomac.
Diğerleri için hâlâ yirmi altıyım.
pour tout le monde j'en ai 26!
İşte payın. Yirmi altı bin dolar.
Voici votre part. 26 000 dollars.
Yirmi altı bin dolar.
26 000 dollars.
Yirmi beş, yirmi altı, kim bilir?
Vingt-cinq, vingt-six?
Yirmi altı.
Vingt-six.
... yirmi altı bin üç yüz on yedi.
... vingt-six mille trois cent dix-sept voix.
- Akıllı. ... yirmi altı bin üç yüz on sekiz.
... vingt-six mille trois cent dix-huit voix.
Yirmi altı, lütfen.
Trente six.
Mantilles'e uzaklık tam olarak yirmi altı dakika efendim.
Rien de plus. Le nuage est à exactement 26 minutes de Mantilles.
Yirmi altı.
- Vingt-six.
Sekiz, dokuz, on, on bir ve iki katı, bir on beşimiz var, toplam yirmi altı.
- Huit, neuf, dix, 11... et un mot double qui... Nous faisons 15, nous faisons 26, et un mot double...
Ama yirmi altı yıldır sana olan aşkımın hiç bitmediğini biliyorum.
Mais je sais qu'en 26 ans, je t'ai toujours aimée autant.
Sana seni yirmi altı yıldır tanıyan poponu avuçlamadan yanında yürüyemeyen bir adamla evlenme fırsatı sunduğumun farkında mısın?
Je t'offre la chance d'épouser un homme qui te connaît depuis 26 ans... et qui ne peut être près de toi sans vouloir te toucher les fesses.
- Yirmi altı.
- Vingt-six ans.
... yirmi beş, yirmi altı...
Vingt-cinq, vingt-six...
Yirmi altı saniye, sigara da içmiyor!
Et il fume pas.
Bir gün yirmi altı şilin ve dört sent aldım.
En un jour, j'ai récolté 26 shillings et 4 pence.
İki yaşında normal.Yirmi altı'nda değil.
À deux ans, c'est approprié. Pas à 26.
Yirmi altı, siyah.
Vingt-six, noir.
Prenslerse bu nota göre yüz yirmi altı. Bunlara şövalyeler, efendiler ve cesur centilmenler de... eklenince sekiz bin dört yüz... ki bunların beş yüzü... dün şövalye olmuş.
126 princes sont inclus dans ce nombre... auxquels s'ajoutent 8400 chevaliers, écuyers... et vaillants gentilshommes... dont 500, hier seulement, furent faits chevaliers.
Dip not : Lütfen manastıra yüz yirmi altın verin.
Donnez pour le couvent cent vingt pistoles.
Önerdiğin değere arttırırsak, on yerine yirmi altı boyut olasılığıyla karşı karşıya kalırız.
Mais si l'on augmente la valeur, on se retrouve avec 26 dimensions au lieu d'une dizaine.
Mesela, üç numaralı kulak altı numaralı burun ve yirmi yedi numaralı çene eşittir, General Yen.
Par exemple, l'oreille numéro 3, et le nez 6, le menton numéro 27. Le tout égale le général Yen.
Yirmi altın para.
Vingt guinées.
Şimdi, ölenler diriliyor... Kafalarında yirmi bıçak yarasıyla kalkıp, iskemlemizi alıyorlar altımızdan.
Mais à présent, ils se relèvent avec vingt blessures mortelles à la tête pour nous chasser de nos sièges!
Altıyı kaç? Yirmi geçiyor.
6h20?
Yol parasını ödedikten sonra yirmi dokuz rupee ve altı anna kaldı.
Ma mère m'a donné 30 roupies, et il me reste vingt-neuf roupies et six annas après avoir payé mon billet.
Denizler altında yirmi bin fersah.
20 000 lieues sous les mers.
- Altı dolar yirmi sent.
- Six dollars et vingt cents.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
1, 2, 3, 4, 5... 6, 7, 8, 9, 10, 11... 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 et 20.
... on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt.
"Geri kalanların hepsinin yirmi dokuz tanedir " altı ayın sahibi olan kardeşim hariç "
Tous les autres n'en ont que vingt neuf sauf mon frère qui n'a que six mois. "
On altı artı altı... Yirmi iki.
Seize et six font vingt-deux.
Şu andan itibaren, her yirmi dört saatte bir, altı saat uyku uyunmasını istiyorum.
A partir de maintenant, l'équipe doit dormir six heures toutes les 24 heures.
Yirmi iki adet saf altın külçesi.
22 lingots d'or. - Excusez-moi.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf, dix, onze, douze, treize, quatorze, quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt.
Hayır, yirmi. Yirmi İspanyol altını.
Non, vingt pistoles!
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi!
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf, dix, onze, douze, treize, quatorze, quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt!
Yani yirmi dakika zamanın varsa, o liste altındakilere bakıyorsun... ve sana o sürede pişirebileceğin bütün yemekleri söylüyor.
Si tu n'as que vingt minutes, tu ouvres à la bonne page et tu as toutes les recettes faisables en vingt minutes.
Amiral bana donanma ve sahil korumadan orada, yirmi uçak ve altı gemi olduğunu söyledi.
Entre la marine et les garde-côtes, il y a vingt avions et six navires sur les lieux.
Her yirmi dakikası sadece beş altın.
Rien que cinq pièces d'or, et toutes les vingt minutes!
Her yirmi dakikası, sadece beş altın.
Cinq pièces d'or et toutes les vingt minutes!
Bir, iki, üç, dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi -
Un, deux, trois, quatre, cinq, six... sept, huit, neuf, dix, onze... 17, 18, 19...
Şu lanetli bacağıma bakın ; ... henüz yirmi üç yaşındayken bir vanilya fıçısının altında kaldı.
Regardez ma pauvre jambe, écrasée par un baril de vanille à l'âge tendre de 23 ans.
Hey, altı ıslak adam! 'Kadınlar Yedek Balon Filosu'değil burası. Artık'Yirmi Dakikacılar'dansın.
Petit pisseux, c'est pas les Ballonneuses ici, c'est le Corps des Vingt-Minutards!
Şu şerefsize bak. Yirmi yıl önce altı kaval üstü şeşhane halde dolanıyordu.
Il y a vingt ans, il portait la veste d'un costume et le pantalon d'un autre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]