Yirmi yedi traducir francés
218 traducción paralela
Mesela, üç numaralı kulak altı numaralı burun ve yirmi yedi numaralı çene eşittir, General Yen.
Par exemple, l'oreille numéro 3, et le nez 6, le menton numéro 27. Le tout égale le général Yen.
Yirmi yedi bin.
8200 mètres.
Yirmi yedi yaşında, değil mi?
Je vous ai fait attendre.
Yirmi yedi yirmi sekiz.
Environ 28 ans.
Bin dokuz yüz... yirmi yedi.
C'était en... 1928...
Yirmi yedi yaşında, açık renk saçlı kurşuni gözlü...
Vingt-sept ans, blonde, aux yeux gris.
Yirmi yedi. Otuz.
30. 35.
Yirmi yedi kat indikten sonra eskiden beri arkadaşmışız gibi olur.
Dans 27 étages, nous serons peut-être de vieux amis.
Yirmi yedi yıldır ne diye yanında olduğumu sanıyor?
Pourquoi pense-t-il que je suis restée pendant 27 ans?
Yirmi yedi yıldır bu mesleği yapıyorum.
J'ai 27 ans de service derrière moi.
- Yirmi yedi tane.
Tu en a pris 27, George.
Saat dörde yirmi yedi var.
Trois minutes après la demie de quatre heures.
Yirmi yedi yıldır hiçbir zaman aramadan gelmemezlik etmedi.
En 27 ans, il n'a jamais découché sans téléphoner.
Yirmi yedi yaşında. Hala yaşlı kıçıyla bizim yaştakileri haklıyor.
27 ans, et il s'en prend a des connards de notre age.
Anne, yirmi yedi bedenim.
Maman, j'ai 27 piges
- Yirmi yedi.
- Vingt-sept.
Jeffrey, bak... Hesapta orada bile olmayan 91 milyon dolarlık uyuşturucu uğruna o rıhtımda yirmi yedi kişinin niye öldüğünü bilmek istiyorum.
Je veux savoir pourquoi 27 hommes sont morts sur ce quai, pour ce qui semble 91 millions de dollars de came qui n'était pas là.
Şu anda sadece yirmi yedi şişe kaldığına inanıyorum.
Il n'existe que 27 bouteilles à ce jour.
Yaş yirmi yedi, İtalyan-Amerikan erkek. Bir aktör. Queens'te doğmuş.
27 ans, italo-américain... il est comédien... né dans le Queens...
On beş mürettebat üyesinde, ciddi bir şekilde plazma yanıkları mevcut. Yirmi yedi farklı yaralanma var.
15 membres d'équipage souffrent de brûlures, 27 sont blessés.
- Yirmi yedi bin dolar.
- 27000 $.
Yirmi yedi.
Vingt-sept.
Yirmi yedi yıl bu emekliliği bekliyorum. Şikayette bulunamaz mıyım?
27 ans à attendre cette pension, je peux pas me plaindre?
Herkese ama sen... yirmi yedi yıldır emeklilik bekliyorsun.
Tous sauf toi. Toi et ta misérable pension qui a déjà 27 ans de retard!
Ben bu Ekim'de yedi bin üç yüz yirmi iki olacağım.
J'aurai sept mille... trois cent vingt-deux ans... en octobre prochain.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
1, 2, 3, 4, 5... 6, 7, 8, 9, 10, 11... 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 et 20.
... on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt.
... yirmi altı bin üç yüz on yedi.
... vingt-six mille trois cent dix-sept voix.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf, dix, onze, douze, treize, quatorze, quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi!
Un, deux, trois, quatre, cinq, six, sept, huit, neuf, dix, onze, douze, treize, quatorze, quinze, seize, dix-sept, dix-huit, dix-neuf, vingt!
Yirmi üç dolar ve yedi cent.
23 dollars et 7 cents.
Yirmi yedi, yirmi sekiz.
- 27 et 28.
Çocuklar, on yedi yaşında ormana girdim ve yirmi bir yaşında çıktım.
Mes enfants, à 17 ans, je suis entré dans la jungle J'en suis sorti à 21 ans
Yedi gün yirmi dört saat çalışmasına rağmen yapmıştı bunu.
Le danger du typhus, oui. Justement à cause de la faim. Car les gens avaient trop peu à manger.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi -
Un, deux, trois, quatre, cinq, six... sept, huit, neuf, dix, onze... 17, 18, 19...
Seyahat süremizin yüz yirmi iki dakika kırk yedi saniye olduğunu göz önünde bulundurursak ve bir de rüzgarın saatte on dört nokta yedi mil şiddetinde estiğini diğer etkenleri ele alıp, sabit verileri bileşkelerine ayırırsak, ki bu iki derece çarpı iki kilometre demek yani iki artı iki eşittir...
Vu que le voyage a duré 122 minutes et 47 secondes, avec un vent de face de 14,7 noeuds, compte tenu des variables, ça fait 2 degrés pour 2 kilomètres. - Ça fait deux plus deux. Ce qui fait...
Seksen yedi doIar yirmi beş sent borcunuz var.
Vous devez payer 87 dollars et 25 cents.
... yirmi üç bin,... yedi yüz seksen beş oy.
... vingt-trois milles, sept cent quatre-vingt cinq.
Güverte yedi, bölüm yirmi üç.
Pont 7, section 23.
- Yirmi yedi.
Vingt-sept.
Tamam, yedi çarpı bir nokta yirmi beş...
Donc, sept fois 1,25, ça fait...
Yedi çarpı bir nokta yirmi beş...
Quatre fois 25 cents, ça fait un dollar, plus trois...
Bugünkü uçuş süremiz yaklaşık yedi saat, yirmi dakikadır.
La durée du voyage sera d'environ sept heures et vingt minutes.
Al bakalım... yirmi beş, altı, yedi.
Tenez... 25, 26, 27... Pour une heure, d'accord?
- Yedi dolar yirmi iki sent daha iyi.
7,22 dollars de mieux.
Ve canlı yayın ile, montajsız, yirmi dört saat haftanın yedi günü bütün dünya tarafından izlendi.
24 heures sur 24, 7 jours sur 7, dans le monde entier. EN DIRECT
Yirmi-yedi.
27.
Yüz yedi. Yüz yirmi altı.
107... 126.
Yirmi... Yedi "
"20-7 +"
"Yirmi... Yedi."
20... 7 +.
Üç kere yedi, yirmi bir.
Trois fois sept font vingt-et-un.
yedi sekiz 16
yedim 38
yedi 965
yedi yıl önce 16
yedi mi 44
yedi numara 27
yedi buçuk 18
yedide 19
yedi yıl 28
yirmi 182
yedim 38
yedi 965
yedi yıl önce 16
yedi mi 44
yedi numara 27
yedi buçuk 18
yedide 19
yedi yıl 28
yirmi 182
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi sekiz 22
yirmi dakika 19
yirmi dolar 22
yirmi üç 29
yirmi beş 51
yirmi saniye 16
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi sekiz 22
yirmi dakika 19
yirmi dolar 22
yirmi üç 29
yirmi beş 51
yirmi saniye 16