Öğlen oldu traducir francés
148 traducción paralela
Öğlen oldu. Harika bir sabahtı ama.
Disparue à tout jamais, et c'était une belle matinée.
Neredeyse öğlen oldu.
Il est plus de midi.
Öğlen oldu, hala uyuyor.
Midi et il dort encore.
- Günaydın Albayım. - "Günaydın" mı? Öğlen oldu bile. Gösteri 1 saate başlıyor.
Le spectacle commence dans 1 heure.
Hey, öğlen oldu.
Il est midi.
Neredeyse öğlen oldu ama hâlâ çalışıyor.
Il est près de midi et il travaille toujours.
Uyan artık, neredeyse öğlen oldu.
Réveille-toi, il est midi.
Öğlen oldu seni paçoz herif.
Il est midi passé, pauvre loque.
- Öğlen oldu.
Il est midi.
Öğlen oldu mu?
Il est déjà midi?
Neredeyse öğlen oldu.
Il est près de midi.
Anne, öğlen oldu!
Maman, il est midi.
Öğlen oldu mu? 12.10 oldu.
- C'est deja l'apres-midi?
Neredeyse öğlen oldu.
L'heure est presque écoulée.
Öğlen oldu.
- C'est l'après-midi.
- Öğlen oldu mu?
- Il est midi?
Öğlen oldu.
Il est déjà 3 h de l'après-midi.
Öğlen oldu!
C'est l'après-midi!
Öğlen oldu. Öğlen raporunu sumayı şimdi bitirdiler.
Midi, il vient de finir le rapport de midi
Öğlen oldu!
Il est presque midi.
Saat kaç? Sanırım öğlen oldu.
- Quelle heure est-il?
Neredeyse öğlen oldu!
C'est déjà l'heure du déjeuner!
Öğlen oldu. Yeni mi geliyorsun?
Midi, tu viens d'arriver?
Öğlen oldu, Grace. Sabahın sekizinden beri buradayız.
Grace, il est midi, on est là depuis 8h du mat'.
Öğlen oldu. Hala yatakta ne işin var?
Qu'est-ce que tu fais couchée au milieu de la journée?
Öğlen oldu ve bir cevap vereceğini söylemiştin.
Il est midi et tu as dit que tu aurais une réponse.
Öğlen oldu.
II est midi.
Neredeyse öğlen oldu.
II est presque midi.
- Aman Tanrım, daha yeni öğlen oldu. - Yetkilileri arayayım mı?
- Bon dieu, il n'est que midi!
Neredeyse öğlen oldu.
C'est presque midi.
Neredeyse öğlen oldu ve hala kalkmadı.
Il est presque midi et il n'est pas encore levé.
Yarın sabah oldu. Yarın öğlen, daha doğrusu.
Je vous annonce qu'il est midi.
Bu öğlen Sam Harris ile bir telefon görüşmem oldu.
Sam Harris a appelé cet après-midi.
Bunun biraz komik olduğunu düşünmüştüm. Bir ay falan çıkmıştık ve sonra bir öğlen geldi ve kasabadan ayrıldığını söyledi aynen böyle oldu.
On sortait ensemble depuis un mois... et il me dit qu'il quitte la ville juste comme ça.
Bankadaki öğlen yoğunluğu yüzünden oldu.
La ruée de midi à la banque.
Neredeyse öğlen oldu.
Midi pile.
Öğlen mi oldu?
Le déjeuner?
GERALD FORD BUGÜN ÖĞLEN 38İNCİ BAŞKAN OLDU.
GERALD FORD DEVIENT LE 38e PRESIDENT AUJOURD'HUI À MIDI
Öğlen birşey mi oldu?
Que s'est-il passé à midi?
Pardon yoksa öğlen mi oldu?
Ou plutôt, "Bon après-midi".
- Öğlen? - Oldu.
- Parfait.
Öğlen yemeği için eve gelmen harika oldu.
C'est bien que tu rentres pour le déjeuner!
Bugün öğlen, Shang-Wan'da silahlı çatışma oldu.
Il y a eu une fusillade cet après-midi à Sheung Wan. Il y a trois morts et plusieurs blessés dans la foule.
- Neredeyse öğlen oldu.
Il est midi.
Şimdi benim annemler oldu. Yarın işin yoksa öğlen yemeğinde Dragonfly'da buluşalım mı?
Enfin bref, je me disais, que si tu étais libre demain tu pourrais peut-être venir déjeuner avec moi au Dragonfly?
Dediğim gibi, dün gece bana ne oldu hiç bilmiyorum. Herhâlde öğlen yediğim balık dokundu.
Les fruits de mer du déjeuner, sans doute.
Öğlen mi oldu?
Déjà l'après-midi?
Neredeyse öğlen oldu.
- Il est midi.
Şey neredeyse öğlen oldu.
Bon, il est presque midi.
- Saat kaç? Neredeyse öğlen oldu.
Bientôt midi.
Çarşamba oldu mu? Öğlen yemeğimizi mi kaçırdım?
On est déjà vendredi, et j'ai oublié notre resto?
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25