Aslında öyle traducir portugués
1,249 traducción paralela
Aslında öyle.
Eu penso que sim.
kamyon şoförü gibi olmasına rağmen aslında öyle değil özel bir ihracat şirketi var
Embora se pareça como um motorista ele não o é Ele tem um negócio de transportes. - Um pequeno negócio
Hayır, aslında öyle değil.
Não, por acaso, não arrasei.
Aslında öyle yapmak istememişti.
Ela não fez por mal.
Aslında öyle değil.
lgualmente, não.
Aslında öyle.
Quer dizer, é.
Champ, Champ, aslında öyle yapmayacaktık. Sadece aptalca laflıyorduk.
Nós não vamos realmente fazer isso, era só brincadeira.
Hayır, aslında öyle değil.
Não, por acaso, não é.
Şey... Aslında öyle.
Bom, na verdade, até é.
Aslında öyle sayılır.Ben sadece...
- Na verdade, é como se tivesse sido.
"Belki de bana gülüyorlardır. Ama aslında öyle değildir."
Que talvez riem de ti quando não é assim?
- Bizim düğünümüzde de öyle görünmeyi seçti aslında
Embora quis parecer um no nosso casamento também.
Aslında Başkan için de öyle.
Francamente, também não interessa muito ao presidente.
Aslında ben de seni araştırdım. öyle mi?
Por acaso, também fiz uma busca sobre si.
Öyle. Aslında, merak ediyorum senaryoyu kimden bulabilirim?
Por acaso, até estava a pensar, se não haveria um guião por aí?
Aslında bende öyle sanıyordum hamile bir kadın için gec değil mi?
A verdade é que pensava chegar tarde, como a esta hora. Não achas que é um pouco tarde para uma grávida?
Küçükken, büyümenin yavaşça olduğunu sanıyorsun. Ama öyle değil. Ağaç dalının kırılması gibi oluyor aslında.
Quando jovens, acreditamos que o processo é muito mais lento... mas, ele agarra-te com muita força... quando o teu pai te diz :
Aslında, öyle olmadığını biliyorum.
Na verdade, eu sei que não está.
Öyle mi? Aslında bi açıdan komikti.
Isso é um pouco engraçado, sabe?
Hâlâ öyle aslında.
Pois, ainda é.
- Öyle mi? - Aslında babam bir izci müdiresiydi.
- O meu pai foi Chefe dos Lobitos.
Ya ona çok kötü davrandığım halde beni affetti. Ya da aslında o kadar kötü davranmamıştım, ama ben öyle sandım.
E estou contente porque ou me perdoou por o tratar tão mal... ou não foi assim tão mau.
Şey, herşey yerine oturdu, aslında, öyle değil mi?
- Final apropriado, não achas?
Görünüşü öyle ama aslında değil.
Parece ser, mas não é.
Öyle denemez aslında.
Nem por isso.
- Aslında, öyle olması gerek, efendim, gün ışığı varken.
- Nao se vê durante o dia.
- Aslında, öyle dedim.
- Disse.
Aslında bu öyle.
Bem, esta é.
Öyle mi? Aslında ben kitaplardaki büyük kahramanları tercih ederim. Tıpkı siz ve Li Mu Bai gibi.
Na verdade, eu gosto dos grandes heróis dos livros, como tu e o Li Mu Bai.
Aslında bu konuyu henüz kesinlikle düşünmüyoruz, öyle değil mi, Bridget?
Bem, nós ainda não estamos a pensar nisso. Estamos, Bridget?
Evet, aslında, öyle.
Sim, na verdade, tratou.
- Aslında, öyle. Her şey iyi bitecek.
Tudo vai acabar bem.
Aslında tam olarak öyle dememiştim.
Não é exatamente como eu disse.
- Aslında, Martin için de öyle oldu.
Bem, para Martin também foi.
Aslında, buradaki herşey öyle.
Ela deve estar do mesmo tamanho.
Aslında bunu asla bilemeyiz, öyle değil mi?
Bem, sabe nunca sabemos se isso vai acontecer, ou sabemos?
Hey, sakın yanlış fikirlere kapılma. Erkekleri odama öyle sık sık çağırmam. Aslında hiçbir zaman.
Não tenhas idéias erradas, eu nunca convido ninguem para visitar o meu quarto, na verdade nunca fiz isso.
Ben de öyle demesini istiyordum ama... Garip bir şey oldu ve aslında şöyle demesini istediğimi farkettim :
Eu queria que ele dissesse isso, mas quando disse, eu senti-me estranha, queria que ele tivesse dito...
Öyle ki, ne zaman gerçeğe yöneldiğimizi düşünsek, aslında ondan uzaklaşıyorduk.
E cada vez que nos aproximamos da verdade, estamos a ser desviados dela.
- Aslında hiç de öyle olmaz.
Por acaso, isso não funciona assim.
Bak öyle görünmese de, burası da aslında küçük bir yer, bazen...
Sei que não parece, mas esta pode ser uma cidade bem pequena. Por vezes é...
Aslında, öyle bir kelime yok.
De facto, essa palavra nem existe.
Yaşamlarımız aslında bir seçimler dizisidir, öyle değil mi?
A vida que levamos não é mais do que uma série de escolhas, não é?
Aslında bilmiyorum, sen de öyle.
Não sei e tu também não.
Bir açıdan öyle aslında...
Bom, de certa forma eu...
Demek öyle, aslında gençlerin bekâretlik hakkındaki görüşlerini merak ediyorum ve bahise tutuşmaya hazırım.
Tenho curiosidade em saber se os miúdos perdem a virgindade e a aposta é só para adoçar a coisa.
Evet, aslında biraz öyle.
Bem, na verdade, um pouco.
Yine de CIA beni altı saat boyunca sorgulamıştı benim gizli bir örgütün elemanı olduğuma inanmışlardı. Aslında, ilk işime öyle...
Fui interrogado pela CIA, para saber se pertencia a uma organização secreta.
Aslında yarım saat önce buradaydı. - Öyle mi? - Evet.
- Ele esteve aqui há meia hora.
Aslında hepimiz hastayız öyle değil mi?
Olhe, todos estamos doentes.
Peki sen ne diyorsun? Şiir yazıyorum çünkü acımasız, duygusuz ve kalpsiz dış görünüşümün altında aslında sevilmek istiyorum, öyle mi?
Então por outras palavras, dizes que escrevo poesia porque por baixo deste exterior mau e sem compaixão eu só quero ser amado?
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyleymiş 51
öyledir 296
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öylesiniz 29
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öylece 26
öylesiniz 29