English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Biliyorum efendim

Biliyorum efendim traducir portugués

492 traducción paralela
Biliyorum efendim.
Eu sei disto, senhor.
Biliyorum efendim, ama asla bir bayanın yaşını söylemem.
- Nunca digo a idade uma senhora.
Ne dediğini ben biliyorum efendim.
Eu sei o que ele disse.
Gece olunca biliyorum efendim. Gündüz farklı görünüyor.
À noite fica diferente, senhor.
- Biliyorum efendim. - Ami-le-Bon'da fazladan vakte ihtiyacım var.
- Precisamos parar no QG.
- Biliyorum efendim. İğrenç bir papağan gibi konuşmayı bırak Murdoch.
Pare de falar como um papagaio.
Biliyorum efendim.
Sei, senhor.
Ben de öyle biliyorum efendim. Bu kadar mı, efendim?
Essa é também a minha impressão, senhor.
Biliyorum efendim, fakat robot serbest, ve burası güvenli değil.
Eu sei, Sr., mas o robot anda à solta e não é seguro.
- Biliyorum efendim.
Eu sei, meu comandante.
Biliyorum efendim.
Eu sei, meu Senhor.
Biliyorum efendim, ama...
Sei disso, mas...
Biliyorum efendim.
Eu sei!
Kötü olduğunu biliyorum efendim ama o hasta biriydi ve benim kardeşimdi.
Eu sei que ele era mau, mas ele estava mesmo doente. E era meu irmão.
Ne beklediğinizi biliyorum efendim ve yapabilirim!
Sei o que esperam de mim, Madre. Sou capaz!
Dün diye biliyorum efendim, evet.
Creio que sim, senhora. Sim.
Tam ihtiyacınız olan adamları biliyorum efendim.
Eu conheço a pessoa certa para o fazer, mestre.
Sadece gazetelerde yazdığı kadarını biliyorum efendim.
Apenas o que sai na imprensa.
- Yapabileceğimizi biliyorum efendim.
- Sei que podemos.
- Biliyorum efendim.. ama!
- Sei isso.
Size yardımı dokunacaksa efendim bay Brandt'in hisse senetleri yüzünden çok para kaybettiğini biliyorum.
Se é de alguma ajuda para si, sei que Mr Brandt perdeu grandes quantias em algumas transações.
Bunu söylemek çok korkunç, biliyorum, efendim ama kanımca, tekne batırılmış.
Sei que é terrível dizer, senhor mas na minha opinião, afundaram o barco.
- Efendim, eğer gerekliyse dövüşürüm. - Evet sevgili oğlum, biliyorum.
- Lutarei, se precisar.
- Biliyorum efendim.
- Eu sei, senhor.
- İyi bir yaşam olduğunu biliyorum dünyayı göreceğini, her limanda bir sevgilisi olacağını ve herkese "efendim" diyeceğini de biliyorum, ama ya biz?
Sei que vai poder ver o mundo, ter uma mulher em cada porto, tratar toda a gente por senhor, mas... e nós?
- Luigi'nin Yeri'ni biliyor musun? - Evet efendim, biliyorum.
- Conhece um lugar chamado Luigi's?
Biliyorum ki İrlandalılar biraz ben ben affınızı rica ederim efendim. Hemen yapmasına gerek yok.
Não, não pretendo criar porcos.
Öyle söylendiğini biliyorum, efendim, ama düşündüm de belki siz...
Eles disseram isso, mas pensei que o senhor...
Evet biliyorum. Gelmeye devam ediyorlar efendim.
Sim, eu sei.
- Bunu biliyorum. - Bildiğinizi sanmıyorum efendim. Sadece ön cephedeki subaylar verdikleri kararlarla... birisinin öleceğini mi yoksa yaralanacağını mı belirler.
Só um oficial sabe que qualquer decisão que tome pode fazer com que alguém morra ou fique ferido.
Biliyorum, efendim, ama karnavaldan kaçıp, grubunuza katıldığımda, rağbet gören bir yerde olacağımı sanmıştım. Zenginden al, fakire ver.
Eu sei, Sir, mas quando me juntei ao seu grupo, pensei que fosse roubar os ricos para dar aos pobres.
Sizi üzdügümü biliyorum, efendim.
Vejo que o deixei perturbado.
Biliyorum, efendim, ama o çok ciddi.
Eu sei, meu coronel, mas ele fala a sério.
Biliyorum, efendim.
Sim, eu sei, senhor.
Biliyorum, efendim.
Eu... eu sei, senhor.
- Evet efendim, biliyorum.
- Sim, senhor, eu sei.
- Biliyorum efendim.
- Eu sei.
- Efendim, kuralları ben de biliyorum,
Senhor, acho que nenhuma regra diga que a acusação não pode chamar a testemunha de defesa.
Evet efendim, biliyorum.
Sim, Senhor.
Evet efendim, biliyorum.
- Que dizes? Sim, senhor. Eu sei.
Biliyorum efendim.
Eu sei.
- Burası yasak bölge efendim. - Biliyorum.
- Isto é uma zona proibida.
Biliyorum, efendim.
- Eu sei disso, senhor. - Desde que era uma criança.
Hayır efendim. Ne yapmaya çalıştığını biliyorum Kaa...
Sei o que estás a tentar fazer, Casca.
Biliyorum, efendim.
Desculpe.
Biliyorum, efendim.
Eu sei, Coronel.
Biliyorum bu açıklayıcı değil efendim.
Eu sei que isto não ajuda muito, senhor.
Seni biliyorum, efendim.
Eu conheço-o.
- Biliyorum, efendim.
- Sei, Sua Senhoria.
Biliyorum, Binbaşı Rogers, efendim.
Eu sei, major Rogers, senhor.
- Ama efendim, bu... - Biliyorum.
- Mas, senhor, esta não é... definitivamente não é...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]