Bir yere gidemezsin traducir portugués
101 traducción paralela
Bensiz bir yere gidemezsin.
Não vais a não ser que eu vá contigo.
Yüzüne bir ayna tutup, en derinlerine kadar sana içini göstermeden bir yere gidemezsin.
Vou-vos mostrar um espelho onde possais ver o fundo da vossa alma.
Hank bunu almadan bir yere gidemezsin.
Hank, não o deixo partir sem isto.
Bu şekilde bir yere gidemezsin.
Usa esta aqui.
Nereye kaçarsan kaç, bir yere gidemezsin.
Foge se quiseres, não podes sair.
Çünkü bir yere gidemezsin.
Não ia conseguir.
- sen de bir yere gidemezsin.
- não vai a lugar nenhum.
Bu bacakla bir yere gidemezsin.
Não vai a lado nenhum com essa perna.
Beni bulmak bir haftanı alır. Ama bu sandalyeye bağlarsam bir yere gidemezsin.
Para me encontrares levarias uma semana!
Bir yere gidemezsin
Não podes ir.
Bu üniversite işini halletmeden bir yere gidemezsin!
Não sais enquanto não resolveres essa coisa da bolsa!
- Hiç bir yere gidemezsin. - Ne?
- Não pode ir-se emobora.
Ama senden bir kelime daha duyarsam... sadece bir kelime, hiçbir yere gidemezsin.
Mas se ouvir mais uma palavra tua, uma apenas, não vais mesmo.
- Hiç bir yere gidemezsin... -
"Não vás a lado nenhum..."
Artık bir yere gidemezsin.
Näo vais a lado nenhum.
- Belki hiç bir yere gidemezsin.
- Talvez não cheguem a lado nenhum.
Oh, hayır, bir yere gidemezsin.
Não vais a lado nenhum.
Bir şey yemeden hiçbir yere gidemezsin.
Não vais a lado nenhum enquanto não comeres um pouco.
Bir araba bulana dek bir yere gidemezsin.
Não vamos a lado nenhum até encontrarmos um carro.
Hiç bir yere gidemezsin.
Não vais a lado nenhum.
Bir yere gidemezsin.
Não vai a lugar nenhum.
Önüne bir ayna tutup içini sana derinliklerine kadar göstermeden bir yere gidemezsin.
O que vais fazer? Vais matar-me?
Hiç bir yere gidemezsin.
Não vais a lugar algum.
Onunla hiç bir yere gidemezsin, Davey.
Não chegas a lado nenhum com ela, Davey.
Zaten bir yere gidemezsin, çünkü pastane henüz açılmadı.
Ele não vai para lado nenhum. A pastelaria ainda não abriu.
Hiç bir yere gidemezsin... nehrin dibindeki o insanlar kadar... ölüsün artık.
Não vais a lado nenhum. Estás tão morto como aquelas pessoas... no rio.
Bir yere gidemezsin, izin vermiyorum.
- Não te deixo ir embora.
- Bir yere gidemezsin.
- Andando. Nem penses, são quê?
- Dostum, bir yere gidemezsin.
Não pode sair.
Preston, yıllığımı imzalamadan bir yere gidemezsin.
Preston Meyers. Não dês nem mais um passo até assinares o anuário.
- Hayır gidemezsin. Komünyon kahvaltısı yapmadan bir yere gidemezsin.
Não podes fazer a colecta, enquanto não tiveres tomado o pequeno-almoço.
- Hiç bir yere gidemezsin.
- Não vai nada.
- Hiç bir yere gidemezsin. Tek sayıyla bale servisini yapamam.
Não posso fazer o serviço de balé com um número ímpar ( = odd ) de homens.
- Dinle, Jersey. Bir yere gidemezsin Burası kontrolden çıkmak üzere.
Não vais a lado nenhum.
Bir yere gidemezsin.
Não podes ir.
Tamam ama bensiz bir yere gidemezsin. Gemi implantıma bağlı.
Ok, mas há um problema, não pode entrar sem mim o navio responde ao meu implante!
Vücudunun her tarafı başka şey... söylese de, kalçan olmadan bir yere gidemezsin.
É possível fingir com o resto do corpo, mas com as ancas não se vai a lado nenhum.
- Bir yere gidemezsin.
- Não podes ir.
Yapma Vittorio, beni böyle bırakıp bir yere gidemezsin.
Eu pagarei tudo mas não podes, Vittorio, não podes deixar-me assim...
Bir yere gidemezsin...
Never going nowhere
Bir yere gidemezsin.
Eu não deixarei.
Eğer paran yoksa hiç bir yere gidemezsin.
Se não tiver um dólar e dez, não irá a parte nenhuma.
Hala 8 bin borcun var bana. Bununla bir yere gidemezsin.
Não te vais livrar de mim.
Ehliyetin olmadan hiç bir yere gidemezsin.
Não consegues ir a lado nenhum sem carta de condução.
Aslına bakarsan Walter, hiç bir yere gidemezsin.
Na verdade, Walter, não vais a lado nenhum.
Hiçbir yere gidemezsin. Gitmeme izin verirsen buraya önümüzdeki yıl yine geliriz ve bütün hafta sonu kalırız. Sonra bir otel odası tutarız ve...
Ouve, se fizeres isto por mim, voltamos aqui para o ano e passamos um fim-de-semana inteiro num hotel e...
Hiç bir yere gidemezsin, yürüyemiyorsun bile.
Não podes ir a lado nenhum. Mal consegues caminhar.
Bensiz bir yere gidemezsin.
Não vás sem mim!
İşin özü, seni kimin Yaktığını bulmadan,... hiç bir yere gidemezsin.
O que importa é que, até descobrirmos quem nos "queimou", não vamos a nenhum lado.
İşin özü, Seni kimin yaktığını bulmadan,... hiç bir yere gidemezsin.
O que importa é que, até descobrirmos quem nos "queimou", não vamos a nenhum lado.
Hiç bir yere gitmiyorsun, bu adamla gidemezsin.
Não vais para lado nenhum, muito menos com este rapaz.
bir yere gitme 51
bir yere gitmiyorum 43
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere ayrılma 38
bir yere kaybolma 21
bir yere gitmiyorsun 28
bir yere mi gidiyorsunuz 17
bir yere ayrılmayın 18
gidemezsin 213
bir yere gitmiyorum 43
bir yere mi gidiyorsun 103
bir yere gitmiyoruz 22
bir yere ayrılma 38
bir yere kaybolma 21
bir yere gitmiyorsun 28
bir yere mi gidiyorsunuz 17
bir yere ayrılmayın 18
gidemezsin 213
gidemezsiniz 39
bir yazar 32
bir yerde 60
bir yıl sonra 30
bir yerlerde 73
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yıl önce 51
bir yolu var 41
bir yıldız 18
bir yazar 32
bir yerde 60
bir yıl sonra 30
bir yerlerde 73
bir yolunu buluruz 32
bir yudum 17
bir yıl önce 51
bir yolu var 41
bir yıldız 18