English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Buraya bak

Buraya bak traducir portugués

2,806 traducción paralela
Biraz buraya bakın.
A vossa atenção por favor.
Buraya bakın beyler.
Olhem para aqui.
Tur için yollarda olmak nedir, başınıza gelmiş en garip olay neydi? Buraya bakın.
Qual foi, estando na estrada em tournée, qual foi a coisa mais estranha que vos aconteceu?
Buraya bak hergele...
Filho da mãe...
Mitch, buraya bak.
- Um pergunta.
Buraya bak.
Aqui.
1927, 1930, 35, buraya bakın, tam en üste, 1939.
1927, 1930, 1935. MORTALIDADE POR DOENÇAS CIRCULATÓRIAS Vejam aqui à direita em cima mesmo o mais alto, em 1939.
Buraya bak Donny.
Aqui, Donny. Olha.
Buraya bakıyor.
Ela está a olhar para aqui.
Buraya bakın.
Vejam isto.
Buraya bakın, hanımlar.
Meninas, aqui. Lindo.
Çünkü sana ve buraya bakıyorum.
Olha para ti. Olha para isto.
Buraya bakın! - Bay Hardal'a ne olmuş?
O que aconteceu ao Sr. Mostarda?
Buraya bak.
Olha aqui.
Buraya bak, Booth!
Olhe para isso aqui, Booth!
Buraya bakın!
Com licença.
Buraya bakın, aşk aşıkları.
Atenção, amantes do amor.
Buraya bak
Olhe para isto.
Buraya bak! İki Şampiyon!
Dois campeões!
Buraya bakın.
Vejam só.
Tamam bak, neden o tavşanı Mempis'ten buraya kadar getirdin ve sanki oranın herpes hastalığı varmış gibi kaçtın?
Porquê trazer aquele coelho de Memphis e depois fugir a sete pés?
- Francesco, buraya bak.
Francesco, por aqui.
Buraya geldiğinde gözlerinin içine bak.
Quero que olhes fixamente para ele assim que ele entrar aqui.
Sakin Etrafına bak ve buraya dikkat etme. Yakında bitiyor
Relaxar olhar em volta e não se concentrar aqui lt será realizada em breve
Buraya gel ve yüzüme bak!
Estou a lembrar-me, ao olhar para a sua cara.
Bak, herkesin buraya gelmesini beklemek daha iyi olur biliyorum ama bu işe girişmek istersen birkaç fikrim var.
Seria mais eficaz esperarmos por toda a gente, mas queres começar a analisar isto? Tenho algumas ideias.
- Oğlum buraya gel. Şuna bak.
- Anda cá, filho, olha isto!
Bana bak, dalaverelerine gösterdiğim müsamaha buraya kadar geldi.
A minha tolerância com todos esses disparates está por aqui.
Evet gördün mü bak, konunun buraya geleceğini biliyordum!
Sim! vê, Eu sabia que ias chegar ai!
Ne yapıyorsun, buraya gelip etrafa mı bakıyorsun?
Vens aqui e olhas para tudo?
Buraya gelip bir bak.
Vem até aqui para ver!
Bakın, onu ben çağırmadım buraya.
Oiçam, eu não lhe pedi para vir até aqui.
- Phil! Bak, buraya gelmeye başladığını diğer çocuklar öğrenirse aligatorun yemi olacak topal ceylan gibi hedef hâline gelir.
Olha, ele começa a vir aqui, as outras crianças descobrem, e ele torna-se um alvo, como aquela gazela manca no lago que o jacaré sabe que vai comer.
İnsanlar buraya gelene deli diyor ama halime bakın
As pessoas acham que és maluco por plantares soja aqui mas... Olha para isto!
Giysilerine bakılırsa buraya çalışmaya gelmiş.
Pelas roupas, veio trabalhar.
Umut içinde bir bekârsanız ya da deli gibi âşıksanız ve beni desteklemeniz için sizi zorla buraya getirmişsem arkanıza yaslanın ve keyfinize bakın.
Quer estejam solteiros com esperança, ou completamente apaixonados, ou estejam aqui porque eu vos obriguei a vir apoiar-me, sentem-se e desfrutem.
Bak buraya! O karidesi yiyebileceğini kim söyledi?
Quem disse que podia comer esse camarão?
Bak şimdi, Howard ile Bernadette bazı sorunlar yaşasa bile öylece buraya gelip kıza yazılamazsın. Ne yapabilirim ki?
Só por o Howard e a Bernadette terem problemas, não significa que devas andar a bisbilhotar.
Hayır, bak buraya yazmışım.
Não, não foi o que tu disseste.
Bak ne diyeceğim, biz buraya bir göz atıncaya dek niye sen de üzerine bir şeyler giyip dışarıdaki memurla bir fincan kahve içmiyorsun?
Porque não veste umas roupas e vai tomar um café com o agente, enquanto damos uma olhadela por aqui?
Boyd, bakıyorum buraya gelmenin bir yolunu bulmuşsun.
Boyd, vejo que conseguiu entrar.
Bak, buraya ne amaçla geldin bilmiyorum. Ama söylediklerin çılgınça şeyler.
Não sei o que veio aqui fazer, mas o que está a dizer, é de loucos.
Bak. Bu herneyse, o burada olmak istemiyor, sen onu buraya sürüklemişsin, ayrıca hiçbir zaman fırında pişmiş fasülyeden bıkmayacağım.
Seja o que for, ela não quer estar aqui, e tu arrastaste-a para cá, e não estou farto de feijões.
Benim kızım senin kızının arkadaşı ve buraya uğrayıp nasıl olduğuna bir bakıp merhaba dememi istedi.
A minha filha... É amiga da sua filha, e pediu-me para passar por cá, para ver como estava, dizer olá.
Buraya gel bak.
Anda aqui. Despensa.
Bak.. buraya dostluk için geldim ve sen Talaban yanlısı değilsin
Estou aqui por amizade, por amizade... Tu ages, como se fosses o grande Chefe Talibã, o Mula Omar! Sou o teu chefe!
Bak buraya.
Olha.
Buraya bak yo.
- Especialmente se fores de uma área rural.
Bak Nancy, buraya gelmeyi kabul ettiğim için bana teşekkür etmelisin.
Ouve, Nancy. Devias agradecer-me por ter concordado em cá vir.
Bak, um, bunun kulağa farklı geldiğini biliyorum ama bence buraya beni senle konuşmam için gönderdi.
Olhe, sei que vai parecer estranho, mas penso que ele me mandou para falar com você.
Komutanım! Buraya gelin! Şuraya bakın!
Senhor, olhe, olhe ali.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]