English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ B ] / Büyük iş

Büyük iş traducir portugués

1,560 traducción paralela
Büyük iş çevirmezsin, adamları tahrik edersin.
Não se vende negócios grandes. Excitamo-os.
Büyük iş bu, birkaç günü kaldı.
Por mais um dia não há problema.
Hatta tanrının kendisi en büyük iş adamıdır.
Até o próprio Senhor é o maior dos negociantes.
Bana bir görev verdiler. Ve bu hafta başardığım en büyük iş ne?
Deram-me uma missão, e qual é o meu maior feito da semana?
Gerçekten büyük iş başardın.
Conseguiste.
- Çok büyük iş.
- Grande coisa.
- Şşş! - Çok büyük iş!
- Grande coisa!
Çok büyük iş başardın.
Fizeste um óptimo trabalho.
Bakın buralardaki en büyük iş şimdilik bu.
Olha, isto é o maior risco na cidade.
Ash, bu şimdiye kadar yaptığımız en büyük iş.
Ash, esta é a maior coisa que já fizemos.
- Sadece şunu söylemek istiyorum burada büyük iş çıkartıyorsun ve...
- Só te queria dizer que estás a fazer um óptimo trabalho aqui e...
Büyük iş ya da büyük bağlantılar çıkmadı.
Nada de negociatas ou de ligações importantes...
Clark, kolej futbolu büyük iş.
Clark, o football é um grande negócio.
Büyük mevzu. Büyük iş. Sirk.
A hora certa para o circo!
Kendi adına büyük bir iş başardın, Andy Fiddler.
E tu vais recitá-lo tão bem, Andy Fiddler.
Eğer başarırsak, çok büyük bir iş yapmış olacağız.
Não.
Bu çok büyük bir iş.
Isto é grande negócios.
Sana büyük bir iş teklifim var.
Eu tenho uns grandes negócios oferecerem.
Büyük müler? Birlikte iş yapılır mı?
Fazemos negócio com eles?
Bay kedi, bu iş büyük sorumluluk gerektiriyor.
Senhor Gato. Esta missão envolve uma enorme responsabilidade.
Büyük bir iş, zengin olma şansı.
A chance é grande, chance para voltar.
Kızlardan biri büyük firmalardan birinde iş bakacağını düşünüyor.
Algumas das raparigas pensam que ela vai abandonar o barco que anda á procura de algo nas grandes empresas.
Ayrıca onlara, senin büyük bir iş adamı ve önemli telefon şirketinin hissedarı olduğunu söyledim.
Também lhes disse que eras um magnata. E um acionista maioritário da Telefónica.
Büyük, kozmik bir şeyler burada iş başındaydı ve neler olduğunu anlamadan durmayacaktım.
Algo enorme, cósmico, estava operando aqui, e eu não pararia por nada para compreender isto.
Isı düşsede bu gün vücudumuz üzerindeki ısıyı kontrol edebiliyoruz. Fakat yalnızca Edphosaurus arkadan-yelkenli değildi, şimdi onların en büyük düşmanları kendi türlerinden biridir.
É devido a eles que temos controle sobre a temperatura corporal, hoje.
Bu da büyük bir iş en çok kimin hak ettiğine karar verme işi.
É uma grande responsabilidade... decidir quem mais merece.
Büyük olasılıkla bu alıp alabileceğim en iyi iş tanımıydı.
É a melhor descrição do meu trabalho que alguma vez me farão.
Seninle iş yapmak büyük zevk.
É um prazer fazer negócios contigo.
Ben bu işin Lauren Redgrave'den çok daha büyük bir iş olduğunu düşünüyorum.
Estou a pensar que talvez isto é muito maior que a Lauren Redgrave.
Griffin, bunun kendisi için çok büyük büyük bir iş olabileceğini anladı.
O Griffin sabia que isto podia ser muito importante para ele.
Halen, çok büyük büyük bir iş olabilir. - Senin için.
Ainda pode ser muito importante.
Deroy gibi büyük kısım da, seni de iş yaptığınız kişiler nasıl birer pislik olduğunu görecekler.
Tal como aconteceu com o Deroy, você já começa a irritar as pessoas para quem trabalha.
Büyük bir iş adamı olduğunu mu?
Disse-te que era um grande empresário?
Seninle iş yapmak büyük zevk Luke.
Bem, foi um prazer negociar contigo, Luke.
Bir daha bu kadar büyük bir iş önümüze gelmez.
Nada desta envergadura nos aparecerá pela frente outra vez.
Ne kadarda burada olmak isteseler de burada olacaklar için bu iş çok büyük.
Isto é demasiado grandioso para alguém estar aqui... por qualquer outra razão que não esta.
Büyük bir iş değil.
Nada fora do comum.
Dostum, bu büyük bir iş.
É muito trabalho, meu.
Bu büyük bir iş.
Isto é importante.
Nereye.. Bu büyük bir iş değil ki.
Não é assim tão difícil.
Sadece bu ev çok büyük, ve bu yüzden yapılacak çok iş var.
É só que a casa é tão grande,... e dá tanto trabalho mantê-la!
Çok büyük bir iş üzerinde olduğunu.
Disse que tinha entrado em algo grande.
Bana, burada başka bir iş teklif ederlerdi büyük ihtimalle, ama Dr. Hoke benim mentörüm gibiydi, ve birisiyle bu kadar yakın çalışınca, bu çok zor geliyor.
Provavelmente ofereceriam-me aqui outro lugar, mas o dr. Hoke era como um mentor para mim, e quando se trabalha tão tão próximo de alguém, é duro.
Büyük bir iş olacak- - 15 bin dolar civarı.
Vai ser grande... para ai. 15 mil.
O büyük reformcuya de ki... -... burada iş yapmanın bedeli budur.
Diz ao grande reformista que é o custo dos negócios.
Ayrıca, büyük bir muhabiri iş başındayken görme fırsatını kaçırmazdım.
Além do mais, eu não perderia a oportunidade de... ver uma grande repórter a actuar.
Hayır, Kinsey'in konuşmasına bakılırsa, bu defa büyük bir iş yapmayı planlıyorlar.
Não, pelo jeito que Kinsey esteve falando, parecia que eles estavam buscando um grande resultado aqui.
Eğer kalkanla korunuyorsa, en büyük naqahdah takviyeli nükleer bombamız bile iş görmeyebilir.
E se estiver protegido por um escudo, talvez nem a nossa maior arma atómica de naquadah chegue.
Bu çok büyük bir iş.
Sim.
Einstein'ın mektubundan bilim ve askeriye arasında, dünyanın gördüğü en büyük ve en dikkat çekici iş birliği doğdu.
A partir da carta de Einstein iniciou-se a maior colaboração entre a ciência e os militares o Mundo vira.
Tabii ki hayır o küçük iş ben büyük adamım.
Ele é pé de chinelo, meu negócio é peixe grande.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]