Diye soruyor traducir portugués
414 traducción paralela
Denize açilacak miyiz diye soruyor.
Queria saber se ainda queríamos ir velejar.
O iyi biri. Bekleyip güneş doğduktan sonra gidebilir misiniz diye soruyor.
Ele quer que pergunte se pode esperar... e ir após o nascer do sol.
Haklıydım. Yakalanırsan bir ödül var mı diye soruyor.
Ele quer saber se há recompensa pela sua captura.
- Aç mısın diye soruyor.
- Ela pergunta se tens fome.
- Ondan hoşlandın mı diye soruyor.
- Que pergunta.
"Hala gitmedin mi" diye soruyor.
Diz : "Ainda não foi?"
"Bayan Peaches La Tour, benimle evlenir misiniz?" diye soruyor.
E diz-lhe : "Miss La Tour, casa comigo?"
- Doğru mu diye soruyor.
- Ele quer saber se é verdade.
Harvey burada mı diye soruyor.
Ele pergunta se o Harvey está aqui.
-... evet, bu işte var mısın diye soruyor.
- sim, quer saber o teu interesse. - E se eu tiver interesse no assunto?
Karısının poliçesinden ne kadar çekebilirmiş diye soruyor.
Ele diz que quer saber quanto pode conseguir do seguro da mulher.
Sana bu ilk evliliğin mi diye soruyor.
Ele queria dizer sua primeira experiência matrimonial.
Çünkü adam tüm denizleri dolaşıyor ve her tanıştığı kadına "Altı ay sonra nerede olacaksın?" diye soruyor.
- Porque ele navega os sete mares, e a toda mulher que o encontra ele diz, onde estará daqui a seis meses?
Bu, tanrılarının bir tapınağı mı, diye soruyor.
- Pergunta se isto era um templo.
O konuşan kim diye soruyor.
Ela quer saber quem é.
Annem, öğle yemeğine bizimle katılmak ister mi, diye soruyor.
A minha mãe pregunta se gostava de jantar connosco.
Neyse, Lolita'yla Kenny de gelir mi diye soruyor.
Ela quer saber se a Lolita e o Kenny podem ir.
"Bu gece yine gelecek mi?" diye soruyor.
Ele diz, "voltará esta noite?"
Başka bir şey ister misin diye soruyor.
Pede se queres mais alguma coisa.
- Annen, güzel mi diye soruyor.
- A tua mãe pergunta se é bonita.
Annen, kaç yaşında diye soruyor.
A tua mãe quer saber a idade dela.
Sıraya gireceksek neden "sadece iki mi" diye soruyor?
Por que disse ele "sô dois" se temos de ir para o fim da fila?
Yumuşakçalar belgeseli ister miyiz diye soruyor.
Ele pergunta se queremos ouvir um documentário sobre moluscos.
İşiniz ne zaman biter diye soruyor.
A que horas isto acaba?
Tanrı mısınız, diye soruyor.
Quer saber se são deuses.
"Kaça?" diye soruyor.
Ele pergunta : "Quanto querem?"
Ootah, "Sevmez misiniz?" diye soruyor.
Ootah pergunta se não gostam.
Ödemeli kabul ediyor muyum diye soruyor.
Pede-me que pague a chamada.
Kızkardeşi geliyor ve diyor ki : "Neyin var?" diye soruyor.
Um freira aparece e pergunta "O que foi?"
"Bekle ben alırım" diyor. Papaz geliyor, neyin var diye soruyor.
"Vou apanhá-los." Aparece um padre.
Kaptan, bu hızda devam edebilecek misiniz, diye soruyor? - 18 mil.
O capitão quer saber se pode manter esta velocidade. - 18 nós.
Saygıdeğer yengem bize iyi haberleriniz var mı diye soruyor.
A minha honrada tia pergunta se têm notícias para ela.
Niye diye soruyor.
Ainda pergunta porquê.
Memur korkuyor musun diye soruyor.
O oficial quer saber se estás com medo.
- Haham sen misin diye soruyor.
Ele quer saber se és o rabino.
Londra gerçekten Araplarla dolu mu diye soruyor.
Ela perguntou se Londres está, realmente, cheia de árabes.
Leydi Kiri-sama mesajı götürür mü diye soruyor.
Pergunta se a Senhora Kiri-sama a leva.
Çok acı çektiğini söylüyor ve ona yardım edebilir misiniz diye soruyor.
Diz que tem muitas dores, e quer saber se o pode ajudar?
Bibi ona eşlik etmek ister misiniz diye soruyor, Bay Bond?
A Bibi quer saber se a acompanharia, Sr. Bond?
Gribi geçtiğine göre Iphigenie tiyatroya gidebilir mi... diye soruyor eşiniz, efendim.
Ja que as criancas acabaram de se recuperar da gripe, ela quer saber... se, ao seu ver, a Iphigenie esta bem o bastante para ir a matine..
Şehirdeki tüm insanlar korkuyla yollara bakıp "neler oluyor?" diye soruyor.
As pessoas têm receio das estradas e perguntam o que se passa?
Yüce efendiye "ne ağzı?" Diye soruyor.
Agora, ele perguntou, Princípe, "que boca?"
Orada kim var diye soruyor.
Pergunta quem está ali.
Ruth, işin bitince ona çiçek ayarlayabilir misin diye soruyor?
A Ruth perguntou se levavas umas flores para baixo, quando tivesses acabado.
- İddiası takdir edilecek mi diye soruyor.
- Quer saber se pagaremos.
O zaman Tanrı'nın isteğinin ne olduğunu nasıI bilebiliyorsunuz diye soruyor.
E como vai ele saber se o senhor sabe a vontade de Deus?
Nerden geliyorsun, ne yapmayı düşünüyorsun diye soruyor, Peg.
A Peg quer saber de onde és, quais os teus planos?
Buna göre, siz Sayın Lorduma soruyor, bu gördüğü tehlikeden kaçmak için, onunla birlikte derhâl atlara atlayıp son sürat kuzeye gitmek ister misiniz diye.
Portanto, decidiu me enviar para saber de vossas intenções Se queres montar a cavalo com ele... e galopar o mais rápido possível para o norte, para evitar o perigo que sua alma adivinha.
"Neden?" diye soruyor.
- Está a questionar o motivo.
Çocuklar soruyor, Sıcak Dudak yatakta nasılmış diye. Yoksa o...
Os rapazes pediram-me para lhe perguntar como era a Lábios Quentes na cama.
"İster miyim?" diye masumca soruyor.
"Se o quero?" Pergunta ele, inocentemente.