English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ G ] / Genç hanım

Genç hanım traducir portugués

571 traducción paralela
Burada, bu genç hanımın huzurunda!
Aqui, na presença desta jovem!
Bay Preysing için o genç hanımı buldun mu?
Encontrou aquela jovem para o Sr. Preysing?
Siz de "Manchester'da sekreterliğimi yapan genç hanım" dersiniz.
E o senhor diria : "É a jovem que foi minha secretária em Manchester."
- O genç hanım kimmiş?
- Que jovem?
- Bu genç hanım, arkadaşını kaybetmiş.
Esta senhora perdeu a amiga dela. Já ouvi.
Bu genç hanımı ufak tefek bir İngiliz hanımla birlikte... kompartımanınızın önünden geçerken gördünüz mü?
Lembra-se de ter visto esta senhora, passar por aqui com uma senhora inglesa?
Genç hanıma yardım mı ediyorsunuz, kibar beyler?
Resolveram ajudá-la, caros senhores?
Çok geçmez bu genç hanımı herkes gibi yürütürüz.
Esta jovem logo andará como todo mundo.
Debrett'e gideceğim ve uygun genç hanımefendilerin bir listesini çıkaracağım.
Estou sempre a dizer-lhe isso. Consultarei o livro da nobreza e farei uma lista das nossas jovens casadoiras.
Kuzeniniz çok çekici bir genç hanım.
A sua prima é uma jovem encantadora.
- Şehvetli bir genç hanım demek.
Parece ser uma jovem sensual.
Bayan Carmichael, siz çok hoş bir genç hanıma benziyorsunuz... size biraz tavsiyede bulunacağım.
Menina Carmichael, parece ser muito gentil... Vou dar-lhe um conselho.
Genç hanım bu sanırım.
Deduzo que seja esta a jovem?
- Miss Ordway ile birlikte yaşayan genç hanım.
- É a jovem que vivia com a Mna. Ordway.
Bir sürü sığırıyla birlikte alacağınız bu talihli genç hanımın... kim olduğunu sorabilir miyim?
Posso saber quem é a jovem felizarda com quem vai casar... e que tem todas essas vacas?
Bana ayıracak biraz zamanın varsa, konuşmak istiyorum genç hanım.
Se puderes dar-me um minuto, queria falar contigo, minha jovem.
Yoksa odanda karşılaştığım o çekici genç hanım mı?
É aquela jovem adorável que conheci emsuasuíte?
Eğer genç hanım masumsa her şey yoluna girer. Masum değilse, silahımı sana satarım. Hem de makul bir fiyata.
Se ela for inocente, tudo terminarábem... se for culpada, posso lhe vender minha armapor um ótimo preço.
Bu genç hanım, hatta küçük kız diyelim.
- Umamoça, quase uma garota.
Ama bu kıza dönersek, genç hanım Sol Yaka'da yaşıyor.
Mas, voltando a esse caso, elamoranamargem esquerda.
Çok kararlı bir genç hanım.
Parece uma jovem muito determinada.
Şimdi, genç hanımlar ve baylar, biraz tarzımızı gösterin.
E agora, mocinhas e mocinhos... posso ver um pouco de classe?
- Nasılsınız genç hanım, anlıyor değil mi?
- A mocinha entende, não é?
Genç hanım bizimle geliyor.
A senhorita vai conosco.
Genç hanımın babası.
O pai da senhorita.
- Bakın, genç hanım...
Olhe...
- Chiyo'ya benzeyen genç hanım.
- Jovem que se parece com a Chiyo.
Ağabeyin ve o genç hanım çok üzgün, geriye ikimiz kalıyoruz, ne diyorsun?
Seu irmão não me suporta, nem tampouco essa jovem. Só seremos você e eu. O que acha?
Daha önce hiç görmediğim bu genç hanım bana şimdiye kadar ki en büyük poker oyununa bulaştığını anlatıyor.
Jovem Sra, mulher que nunca vi antes... diz-me que está envolvida no maior jogo de póquer que já houve na região.
Ben de tam bu çekici genç hanımı davet etmek üzereydim.
Ia mesmo agora convidar esta bela jovem.
- Genç hanım mı o?
- Quem é? A moça?
Buraya her an gelmek üzere olan iki genç hanımı bekliyoruz.
As miúdas vão chegar a qualquer momento!
Genç hanım daha çok körpe. eğer aldatacak olursanız. kibar bir hanıma yapılabilecek en büyük ahlaksızlık olur.
Pois a donzela é jovem e, se a enganardes, será uma vil e mesquinha acção para com uma senhora.
- Peki bu güzel genç hanım kim?
- E quem é esta formosa jovem?
- Bu genç hanımı tanır mısınız?
- Conhece esta jovem, madame?
Bakıyorum da Bayan Prudy, kartlarını açık oynamaktan hoşlanan bir genç hanımsınız. Çok şaşırdım. - Anlamadım?
Vejo que é uma moça... que gosta de jogar com as cartas na mesa.
Alt katta genç bir hanım var.
Umajovem... A esta hora da noite?
Genç bir hanım. Gecenin bu vakti mi?
Não pode subir agora.
Çok çekici genç bir hanım.
Ela é uma jovem atraente.
Alt kattaki genç İngiliz hanım.
Uma jovem senhora inglesa ali em baixo.
Burada haysiyetli bir yaşlı adamla sessiz genç bir hanım bulmuş olmaktan mutluyum.
Agrada-me ter encontrado aqui um velho homem digno e uma mulher silenciosa.
Bu genç hanıma mı hizmet ediyorsunuz?
É esse o nome da princesa?
Genç bir hanım geldi Doktor.
Há uma jovem mulher à sua procura, doutor.
Genç bir hanım için eğlenceli şeyler değil bunlar.
Seu coice, parece mais de uma mula, do que de uma gentil Srita.
- Söylemek istediğim şu ki ; siz oldukça... çekici, genç ve o kadarda gizemli bir hanımsınız,.. ... ve ben de ıssız topraklarda yalnız ve bekar bir subayım.
O que eu tenho tentado dizer é que você é uma jovem muito atraente, e uma senhorita bastante misteriosa, e eu sou um solteirão numa terra solitária.
Baban, büyüyen genç bir hanım olduğunun ne zaman farkına varacak?
Quando seu pai perceberá que você é uma jovem crescida?
Genç bir hanım açarsa ona Washington'a gittiğimi söyle.
Se responder uma jovem, diz-lhe que fui para Washington.
Neden genç bir hanım seninle dalga geçmek istesin ki?
- Por que faria ela isso?
Orada bir yerde genç bir hanım var ve sanırım asla bir rahibe olmayacak.
E algures ali fora está uma jovem que eu creio nunca virá a ser freira.
Genç bir hanımı arıyorum, sanırım tek başına pencere kenarında oturuyor.
- Procuro uma jovem, creio que está sentada ao pé da janela, sozinha.
Genç bir hanım.
É uma jovem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]