English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ G ] / Gerçeği söylemek gerekirse

Gerçeği söylemek gerekirse traducir portugués

336 traducción paralela
Ama gerçeği söylemek gerekirse ne tür bir kulüp olduğunu anlayamadım.
Mas para dizer a verdade não compreendo que espécie de clube é.
Gerçeği söylemek gerekirse, ben böyle bir şeyle sonsuza dek oynayabilirim.
Porque a dizer a verdade, eu podia brincar com essas coisas para sempre.
Gerçeği söylemek gerekirse efendim, başka bir sebebi var.
Para dizer a verdade, tenho outro motivo.
Gerçeği söylemek gerekirse sayfiyeye bunun üzerinde düşünmek için gidiyordu.
Na realidade, ela ia para o campo para pensar nisso.
Teşekkür ederim. Gerçeği söylemek gerekirse ben de tam gidiyordum.
Obrigado, mas já estava de saída.
Ve gerçeği söylemek gerekirse bu beni biraz korkuttu.
E, para ser franco, assusta-me um pouco.
- Şey, efendim bu bunun için özür dileriz. Gerçeği söylemek gerekirse bu ülkede bizler başarılı insanlarımızın geçmişleri hakkında konuşmayı pek sevmeyiz.
Bem, Sir, é uma história muito longa e para ser franco, aqui não falamos do passado de homens de sucesso.
Gerçeği söylemek gerekirse, Mr.Mullen... Şimdiye kadar cinayet sırasında sinemada olmayan katil görmedim.
Para lhe dizer a verdade, Sr. Mullen... raramente conheci um assassino que não estivesse num cinema na altura do crime.
gerçeği söylemek gerekirse ben de boşanmak istemiyordum.
Não que eu o quizesse, para dizer a verdade.
Gerçeği söylemek gerekirse acıyorlar.
De fato, estäo.
Gerçeği söylemek gerekirse, yandıklarını görünce... rahatladım.
Para ser honesto, quando tivemos que as abandonar, fiquei aliviado.
Gerçeği söylemek gerekirse, sayın hakim.
Vou falar com franqueza, Juiz.
Gerçeği söylemek gerekirse, rodeolar hakkında bile daha fazlasını bilmiyorum.
Para te dizer a verdade já nem sequer sei se quero continuar a fazer rodeos.
Fazla düşünmemiştim, gerçeği söylemek gerekirse.
Não tinha pensado muito nisso para dizer a verdade.
Gerçeği söylemek gerekirse, güvendiğime inanıyorum.
Pensando bem, acho que sim.
Gerçeği söylemek gerekirse, Karin bu sabah beni aradı.
Para dizer a verdade, Karin telefonou-me hoje cedo.
Gerçeği söylemek gerekirse bütün gün doluyuz. ve dinlenmeye gittigimizde boş.
"A verdade é que estamos cheios durante o dia e vazios quando nos deitamos."
Gerçeği söylemek gerekirse ne olduğunu bilmiyorum.
Para te dizer a verdade... Não sei o que é.
Gerçeği söylemek gerekirse, burası sıkmaya başladı.
Para falar verdade, isto está a ficar muito chato.
Gerçeği söylemek gerekirse, bana aşık hem de çocukluğumuzdan beri.
Ama-me desde que éramos crianças.
Gerçeği söylemek gerekirse.
- De verdade? - Sim
Gerçeği söylemek gerekirse, sesinizle ve tüylerinizle siz, bu ormanların anka kuşusunuz.
Na verdade, se vossa linhagem em harmonia com vossa plumagem está, sois vós a fénix entre os habitantes destes bosques.
Gerçeği söylemek gerekirse, başka birini seviyorum.
A verdade é que amo outra pessoa.
Ama gerçeği söylemek gerekirse, tekrardan dinlemek istemiyorum. Dün geceyi duymak istemiyorum.
A verdade é que não me apetece ouvir a repetição do que se passou ontem.
Gerçeği söylemek gerekirse, o beni şımartıyor.
Para dizer a verdade, é ele quem está me mimando.
Gerçeği söylemek gerekirse hakkında çok hikaye duydum.
Ouvi histórias a mais, para te dizer a verdade.
Gerçeği söylemek gerekirse ne olduğunu bilmiyorum.
Não sei o que ele é, para te dizer a verdade.
Gerçeği söylemek gerekirse, babamın bıraktığı herhangi birşey ilgimi çekmiyor.
Para dizer a verdade, não estou interessada em nada que o meu pai me tenha deixado.
Gerçeği söylemek gerekirse, MacGyver. Bilemiyorum.
Para dizer a verdade, MacGyver, não sei.
gerçeği söylemek gerekirse, o şapkayı takdığını görmek için yinede gelirdim.
Para dizer a verdade, iria a qualquer lado para te ver com esse chapéu.
Gerçeği söylemek gerekirse küçük bir sorun var.
Para falar a verdade, Ray, isso pode ser um problema.
Şey, gerçeği söylemek gerekirse, belki bazı şeyleri iyileştirebiliriz.
Achei que podíamos nos entender.
Gerçeği söylemek gerekirse, onu evde görmek beni mutlu ediyor.
Chegam dentro de uma hora?
Gerçeği söylemek gerekirse, bazen burada ne aradığıma şaşıyorum.
Para dizer a verdade... às vezes penso porque ainda aqui estou.
Gerçeği söylemek gerekirse, benim için en önemli şey kamyon.
Para dizer a verdade, o camião, é a coisa mais importante para mim.
Gerçeği söylemek gerekirse çok iyi görünüyordu.
"Bem, para dizer a verdade, estás muito bonita."
Kelly'nin bir sürü Barbie'si vardı ama gerçeği söylemek gerekirse, Barbie'nin büyüsünü hiç anlamadım.
A Kelly tinha imensas coisas da Barbie. Nunca percebi o fascínio pela Barbie.
Gerçeği söylemek gerekirse, bir bebek sahibi olmayı planlamıyordum
Para dizer a verdade, não pensei em ter um bebé.
gerçeği söylemek gerekirse ben biraz aşağılığım. neye sahipsen bilmelisin sadece 5, 10 dolar şimdi. gerisini bana gönder.
A tremer ao som do comboio.
Güvenlik? Ama, efendim, gerçeği söylemek gerekirse.. bu fabrikada herhangi bir işçiden daha çok kazaya neden oldum.
Mas, senhor, verdade seja dita, eu causei mais acidentes que qualquer outro empregado.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu duyduğum en güzel neden.
Para ser franco, é a melhor razão que ouvi até agora.
Şimdi sana gerçeği söylemek gerekirse...
E agora... para dizer a verdade...
Gerçeği söylemek gerekirse onsuz da yapabilirim.
Para dizer a verdade, passo bem sem esse gajo estranho.
Gerçeği söylemek gerekirse, onlar yaşamıyorlar.
Para dizer a verdade, morreram os dois.
Gerçeği söylemek gerekirse, ben bu oyunda yeniyim.
Bem, para dizer a verdade, sou novo neste jogo.
Teşekkür ederim, Sir James, Gerçeği söylemek gerekirse, Nadiren Scotland Yard'a karşı zor durumda kalırım.
- Obrigado, Sir James, mas são raras as vezes em que me sinto incomodado pela Scotland Yard.
Gerçeği söylemek gerekirse...
Para lhe ser sincero...
Gerçeği söylemek gerekirse, yapmama izin vermeyeceğinden korktum.
Para ser sincera, tinha medo que não me desses o trabalho.
Gerçeği söylemek gerekirse, hoşlandığı annemdi.
Na verdade, ele gosta de minha mãe.
Gerçeği söylemek gerekirse hâlâ cazibesi olan biri.
Bom, pelo menos até encontrar algum idiota que se casar com ela.
Gerçeği söylemek gerekirse.
De facto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]