Halle traducir portugués

Cezanızı iyi halle tamamlamak, ya da Av'ı alt etmek.

completar a sentença por bom comportamento ou vencer a Caca.

Dritten Marsk ve Halle.

Dritten Marsk e Halle.

Eğer sistem bu şekilde işleyecekse yedinci ve son cinayetini, 10 ila 15 gün içinde Halle'de işleyecek

Se o sistema for concluído assim, ele cometerá o seu 7º e último crime em Halle, dentro de 10 a 15 dias.

Kramer ve adamları onu Halle'de yakalayacaklar.

O Kramer e a sua equipa agarram-no em Halle.

Bay Osborne, Bay Grey'in onunla burada Halle'de bağlantı kuracağından endişe duyuyordu.

"Mr. Osborne receia que Mr. Grey a contacte aqui em Halle."

Suçun hafifletilmesi için temyize gidildiğinde, 3 yıl hapis cezası iyi halle 12 ay sonra şartlı tahliyeye dönüşebiliyor. Anladın mı?

Entende que admitindo a culpa de uma acusação menor o tribunal, pela lei, pode impor uma sentença de três anos com possibilidade de condicional após 12 meses.

Ve de iyi halle size 5 yıla mal olacak.

E com isso pegarão 5 anos... com bom comportamento.

Her şeyi halle- -

Vou tratar de...

Kim Basinger Cindy Crawford, Halle Berry Yasmine Bleeth ve Jessica Rabbit.

Kim Basinger Cindy Crawford, Halle Berry Yasmine Bleeth e Jessica Rabbit.

Halle Berry tüm çocukların yatmak istediği kamp müdiresi rolünde harika olur.

Halle Berry seria perfeita para a aconselhadora do campo com que todas as crianças "se metem".

Halle Berry'e benziyorsun-bunu söyleyen olmuş muydu?

É parecida com a Halle Berry. Já lhe disseram?

Lakers'a ön sırada yer alır, çocuklarımı üniversitede okutur Halle Berry'yi yoga hocası olarak tutardım.

Via o Lakers na 1 ª fila, punha os miúdos na universidade e contratava a Halle Berry para me ensinar ioga.

Halle Berry, olsan umurumda değil be adam.

Eu não me importo se és o Halle Berry, meu.

- Kim? Halle Berry.

A Halle Berry.

Halle Berry sürücü kursuna giden sendin.

Yo, Paris, tu é que frequentas-te a Escola de condução da Halle Berry.

Halle'de orgcu.

Organista em Hallé.

Halle sana uygun bir yer değil.

Ache não é para ti.

Ben de hep Halle Berry'nin Oscar konuşması kötü sanırdım.

E eu a pensar que a Halle Berry tinha enlouquecido no discurso de agradecimento.

Halle Berry olanı.

Aquele com a Halle Berry.

- Saç kestirmeden önce Halle'yi hayal etmek bu hayatta ondan alacağın bir imza kadar masum bir şey.

- Sonhar com a Halle antes de um corte é o sinal mais claro que se pode ter.

Hayır, hayır, Halle Berry'ye benzemiyorum.

Não, não pareço a Halle Berry.

Halle Berry.

A Halle Berry.

- Halle Berry.

- Halle Berry.

- Hayır, Halle Berry değil, lütfen. Hayır.

- Não, não a Halle Berry, por favor.

Halle Berry'ye benzediğini sanıyor.

Acha que parece a Halle Berry.

Halle Be - -

A Halle Be...

Çünkü benim Halle Berry'ye benzediğimi düşünüyordun.

Porque achaste que eu parecia a Halle Berry.

Halle.

Halle.

Ama şehir merkezindeki heykel Halle'in diğer ünlü evladı büyük besteci George Handel adına dikilmiş.

No entanto, a estátua na praça central da cidade faz homenagem a outro filho famoso de Halle, o compositor Georg Händel.

50 yıl boyunva Halle komünist Doğu Almanya'nın bir parçası olarak kaldı ve komünistler kendi bilimadamlarını kutlamaktan çok hoşlanırdı. O kadar ki Cantor u yaptırdıkları büyük bir kübün yan yüzüne koydular.

Durante 50 anos, Halle fez parte da Alemanha Oriental comunista, e os comunistas adoravam glorificar os seus cientistas, tanto que colocaram a imagem de Cantor num dos lados de um cubo enorme que mandaram fazer, mas, como comunistas que eram, não colocaram o cubo no centro da cidade,

Cantor'un gömülü olduğu profesör Joe Daeuben'le buluşacağım Halle mezarlığındaydım. Cantor'un matematiği ve hayatı arasındaki bağlantıları kurmak için istekliydi.

Estive no cemitério, em Halle, onde está sepultado e onde combinei um encontro com o professor Jo Dauben, que se mostrou interessado em estabelecer a ligação entre a matemática de Cantor e a sua vida.

Halle'da öğrendiğim üzere, Cantor'un cevabını bulamadığı tek soru buydu.

Tal como aprendemos em Halle, este foi um problema que Cantor não conseguiu resolver.

- Halle Berry.

- A Halle Berry. - A Beyoncé.

Halle Berry'nin oynadığı tüm filmleri. "Monsters Ball" filmi hariç.

Todos os filmes da Halle Berry, excepto "Monster's Ball".

Tabii. Ben de Halle Berry ile birlikte paraşütle atlayacağım.

- E eu vou sair com a Halle Berry.

- Ama bu "Halle Barry".

- Mas que "Halle Barry"?

Calista Flockhart, Madonna ve Halle Berry.

Calista Flockhart, Madonna e Halle Berry.

Halle Berry " yi çağırabilirim.

Posso chamar a Halle Berry.

Bir de kesinlikle açık bir ten ve Kafkas özellikleri isterdim... Vanessa Williams ya da Halle Berry gibi.

Excepto que eu quero pele suave e características caucasianas... como a Vanessa Williams ou a Halle Berry.

Kız Halle Berry'yi cebinden çıkarır.

Qual é! Ela está ainda mais boa que a Halle Berry.

Lauderdale, Mitch ve Halle Lockhart adında bir çift kaldı.

Um casal de Fort Lauderdale, um Mitch e Halle Lockhart.

Halle Lockhart gerçek isminiz değil değil mi?

Halle Lockhart não é o seu nome verdadeiro, pois não?

Halle Webber.

Halle Webber.

Halle Lockhart'a göre değil.

Não de acordo com a Halle Lockhart.

Hiçbir düşünce tam olarak yayılamaz. Bu Halle.

Isto é Halle.

Limandaki ve buradaki, Halle'deki cinayet hakkında.

O assassínio nas docas e outro aqui, em Halle.

Debriyaj pedalı yamulmuş, farı kırık halle dört sokak ötede bulundu. - Şanslıymışsın.

Tiveste sorte.

Doğu Almanya, Halde'da ortaya çıktı.

Halle, na Alemanha Oriental.

Selam, Halle Berry.

Olá.

Bir müşterimin kuaför bir kız kardeşi var.

Halle Berry?

Saç kremin Halle Berry gibi görünmemi sağladı.

Aquele condicionador me deixou parecida com a Halle Berry.