Hiç sorun olmaz traducir portugués
107 traducción paralela
Eğer Caterina gelip Marty ve benimle yaşamak isterse benim için hiç sorun olmaz.
Mas já posso dizer que se Catarina quiser vir morar com Marty e comigo, por mim, tudo bem.
Benim küçük bir maaşım var, bu nedenle kira hiç sorun olmaz
Sou viúva, com uma pequena pensão mensal, por isso não vai haver problemas com o aluguer.
- Hayır Humbert, olmaz. - Hiç sorun olmaz, değil mi Charlotte?
- Não é incómodo nenhum, pois não?
Hiç sorun olmaz.
Está tudo bem.
Bir ya da iki haftada iyi satış yapsan hiç sorun olmaz.
Uma semana ou duas de boa produção, e tudo fica bem.
Umarım benimkinde hiç sorun olmaz.
Espero que nunca nada corra mal com a minha.
Bu onlar için hiç sorun olmaz.
Eles nada se preocupam com isso.
İkinci eşim bir de, yemek biletleri olmaksızın asla seyahat edilmemesini söylerdi. Böylece yol boyu hiç sorun olmaz derdi.
Meu segundo esposo dizia leve um ticket de refeição e você não terá problemas.
Hiç sorun olmaz, ahbap.
Não teria problema nenhum, meu.
Bu, benim için hiç sorun olmaz!
Não terei o mínimo de preocupação.
Hiç sorun olmaz.
Não seria um problema.
Hayır, hayır. Hiç sorun olmaz.
Não, não é nenhum incómodo.
Hiç sorun olmaz.
Não há problema.
Evet, çünkü birbirimizi tersleyebiliriz ve bu hiç sorun olmaz. Problem konusu bile olamaz, ne dediğimi anlıyor musun?
Sim, estamos, porque podemos berrar um com o outro e isso não importa, e isso não é um problema, percebes o que quero dizer?
Hiç sorun olmaz.
Nao ha problema.
Yani, senin için ayağa kalkmak oraya gitmek ve merhaba demek hiç sorun olmaz.
Por isso, não deves ter problemas em levantar-te e ir cumprimentá-la.
Çünkü istersem seni orada öylece bırakabilirim.. hiç sorun olmaz.
Porque você sabe, poderia deixá-lo aqui, se quisesse... - sem problemas.
Hiç sorun olmaz.
Não há qualquer problema.
Hiç sorun olmaz Agatha.
Tudo bem, Agatha, querida...
Yo, hiç sorun olmaz.
Não seria incómodo nenhum.
Hiç sorun olmaz. Anlıyor musun?
Isto não é nada, meu, percebes?
- Bu hiç sorun olmaz.
- Não faz mal.
- Tabii. Hiç sorun olmaz.
Claro, não há problema.
Hiç sorun olmaz.
Não há problema nenhum.
Evet, hayır hiç sorun olmaz.
Sim, isso não é problema nenhum.
Annemi 9 ay sürece bulamazlarsa hiç sorun olmaz.
Se não a acharem nos próximos nove meses não faz diferença, faz?
Sular yükselecek, o yüzden hiç sorun olmaz.
A maré está a subir, por isso não vai ser um problema.
- Hayır hiç sorun olmaz.
- Não, de jeito nenhum.
Sorun olur mu? Oh, hayır hiç sorun olmaz. Ama arka koltukta ben olamam.
Não tenho problemas, mas não vou atrás.
- Çünkü hiç sorun olmaz.
- Absoluta. - Por que não seria nada demais.
Oh, hayır hiç sorun olmaz. Ama arka koltukta ben olamam.
- Tudo bem, mas não vou atrás.
Hiç sorun olmaz.
Temo enferrujar por causa desta terrível humidade.
Hiç sorun olmaz.
Não é aborrecido.
Hiç sorun olmaz, değil mi Bodenschatz?
Isso não será um problema, ou é, Bodenschatz?
Benim için hiç sorun olmaz.
Falaria sem problema.
Durumu anlatmak hiç sorun olmaz.
Não tenho problemas em dizer-lhes como são as coisas.
Hiç sorun olmaz.
Não faz mal.
Eğer şu anda ölürsem hiç sorun olmaz.
Se eu morresse neste instante, não faria mal.
Benim için hiç sorun olmaz.
Não teria nenhum problema com isso.
Hiç sorun olmaz.Hadi bi kere olsun hayal et.
Mas não recebe. Esta é a parte divertida.
Hiç sorun olmaz.
Pode...
- Hic sorun olmaz.
- lsso não é problema.
- Hem de hiç sorun olmaz.
Pegue-o!
Dinleyin, çocuklar... Eğer evde fazladan birkaç gün daha kalmak isterseniz sorun olmaz, hiç dert etmeyin.
Ouçam, se quiserem ficar mais uns dias lá em casa, não há problema nenhum.
Bu hiç umurumda değil... Çünkü seni kiçindan vurmam bwnim için sorun olmaz.
Melhor que não seja gozação porque não me importo nada de dar um tiro no teu rabo
Yoksa sana yarım saat nutuk çeker. Onun dediği gibi 2. bir mayo getirirsen, mayon hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir havuz kazasında kopsa da sorun olmaz.
Nunca lhe dês uma oportunidade de ela te dizer, que se tivesses trazido o segundo fato de banho, tal como ela disse, não teria tido importância, o facto do outro se ter estragado junto da piscina, facto que ninguém,
Yok canım, bu hiç sorun olmaz.
Não me perguntem isso!
Eğer her şeyi yeterince dikkatli planlarsanız, her bir detayı iyice düşünürseniz, çelikten yapılma sinirlere sahipseniz, ne olursa olsun soğukkanlı kalabiliyorsanız, üstesinden gelemeyeceğiniz hiç bir sorun olmaz.
Se você planejar as coisas cuidadosamente... Se você pensar em cada último detalhe... Se você tiver nervos de aço...
- Oh, hiç sorun olmaz. Genellikle bunu kendim yaparım.
- Não custa nada.
Dost bir el, Christian için sorun olmaz. Hiç de bile.
O Christian não se importaria de dar uma mão a um amigo.
- Senin için tatlım, hiç birşey sorun olmaz.
Por ti, querido, nada é problema.
hiç sorun değil 240
sorun olmaz 185
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
sorun olmaz 185
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40