English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Korkmuş

Korkmuş traducir portugués

2,511 traducción paralela
Korkmuş gördüm seni.
Parece estar um pouco passada.
Oğlum orada bir yerde muhtemelen sarhoş ve korkmuş durumda ve ben onu bulmalıyım.
O meu filho está aqui algures e ele provavelmente está bêbedo e provavelmente está aterrorizado, e eu tenho de o encontrar.
Yani bir şeyden korkmuş demek.
Significa que está assustado com alguma coisa. - E grande.
Bu şey çok korkmuş olmalı.
Parece estar aterrorizado.
O zaman neden çok korkmuş görünüyorsun?
Então por que pareces tão assustado?
Daha çok korkmuş gibi.
Genuinamente medroso.
- Vay be, kanka. Cidden çok korkmuş.
Meu, eles estão mesmo assustados.
Ölümden korkmuş, reenkarnasyonu yaratmışlar.
O medo da morte criou a reencarnação.
Kötülükten korkmuş, kötülük yapanları cehenneme yollayan iyilik yanlısı bir tanrı yaratmışlar.
O medo do mal criou um Deus bom que manda os maus para o inferno.
Ondan sonra, burayı eli boş ve korkmuş olarak terk edecek.
Depois disso, ela sairá de mãos vazias e assustada.
Hamile, yalnız ve korkmuş bir kız. Bu kızcağızın hayatını mahvetmek istemem ama benden aldığı şeyi de geri almalıyım.
Não quero estragar a vida desta jovem, mas quero de volta o que é meu.
İnsanlar... Çok korkmuş.
As pessoas estão assustadas.
Doktor ve karısı korkmuş bir hâlde, fidye talebini bekledi.
Aterrorizados, o médico e a esposa esperaram pelo resgate.
- Tanrım. Korkmuş bir ergen gibi hissediyorum.
Sinto-me como uma adolescente apavorada.
Tek yapman gereken, korkmuş küçük çocuğu bulmama yardım etmek.
Tudo o que tens que fazer é ajudar-me a encontrar um rapaz assustado.
Cam, Lily'nin yaptığından ötürü biraz korkmuş durumdayım.
Cam, estou chocado com o que a Lily fez.
Beni reddettiğinde kendimi kaybolmuş ve korkmuş hissettim.
Quando me rejeitaste, senti-me perdido e assustado.
Dr. Frankenstein Canavarı ve korkmuş köylü
O DR. FRANKENSTEIN, O MONSTRO DELE E UM MORADOR ASSUSTADO
Korkmuş, küçük bir serseri nasıl oluyor da öldürmekte bu kadar iyi oluyor?
Como é que uma menininha assustada se torna numa assassina tão boa?
Senden korkmuş gibi duruyordu.
Parecia que ele estava com medo de ti.
Biliyorum yorulmuş ve korkmuş olmam gerekiyor ama dün gece... - İnanılmazdı.
Eu sei que devia estar cansada e assustada, mas a noite passada foi...
Bense biraz korkmuş ve yanlızdım. Aslında bayağı bir yanlızdım.
Eu estava um pouco assustada e sozinha, mais do que um pouco sozinha.
Hiç öyle zannetmiyorum. Çünkü bağırdığında gerçekten korkmuş görünüyordu.
É impossível, porque parecia assustada com alguma coisa.
Korkmuş gibisin.
Parecia assustado.
Çalışmalarını sergilemekten çok korkmuş görünüyordun. Yarabandını ben çıkarayım dedim.
Parecia ter tanto medo de exibir o seu trabalho que resolvi arrancar-lhe o penso rápido.
Tanımadığını söyleyip dışarı attırmıştı ama çok korkmuş gibiydi.
Ela disse que era um estranho. Pusemo-lo a andar, mas ela ficou extremamente nervosa.
Ben de korkmuş gibi yapardım.
Fingia que estava assustado.
Buradaki herkes bizim şeylerimiz yüzünden bayağı korkmuş durumda... Yeteneklerimizden.
Todas estas pessoas estão assustadas por causa das nossas... habilidades.
Orada korkmuş bir sürü Ikea çalışanı var.
Há muitos empregados do Ikea assustados por aí!
Bence hoş ve korkmuş.
Eu podia dizer que ela é agradável e assustada.
Herhâlde yeterince korkmuş olacak ki, beni birkaç saat sonra arayıp bugün paranın hesabımda olacağını söyledi.
Acho que o assustei, porque recebi uma chamada horas depois e ele disse que o dinheiro era devolvido hoje à minha conta.
Biliyorum sahnede korkmuş olmalısın ama aynı zamanda güvende ve iyi olduğunu da biliyordum.
Sei que deves ter ficado com medo no palco. Mas eu sabia que estavas seguro. Sabia que estavas bem.
- Daha yüksek bir binadan ya da oradan geçen bir helikopterden görülmekten korkmuş olabilir.
- É possível que estivesse preocupado que alguém num prédio mais alto ou num helicóptero o visse.
Suderman gerçekten korkmuş, ama sonunda ikisi de gülüp geçmiş.
E o Suderman estava assustado, mas eles acabaram rindo disso tudo.
Yanlarında girmek istiyorum, korkmuş gibi bir halleri var.
Só quero ir andando com eles pois parecem assustados.
Mahalle halkı korkmuş.
As pessoas do bairro estão assustadas.
Annen için korkmuş, sen de onu incitmişsin.
Tipo... Estava assustado pela tua mãe e tu magoaste-o também.
Korkmuş muydu?
Assustada com o quê?
Korkmuş olmalısınız...
Deve estar assustada, Senhorita...
Zayıf, korkmuş ve tembel olmak yerine...
Em vez de ceder à fraqueza, ao medo e à preguiça.
Genç ve seksi asyalı bir ev kadını bir gece evde yalnız ve korkmuş durumda.
Dona de casa asiática, jovem, sexy. Sozinha à noite, assustada.
Korkmuş gibi görünüyor.
Parece assustado.
Korkmuş.
Está assustada.
Çok korkmuş.
Ela está-se a passar.
- Senin Wilee korkmuş. - Geri götürdüğünü söylemişti.
O teu amiguinho Wilee acobardou-se e foi lá devolvê-lo.
Cani eylemlerini görmeden gelmeye devam etmeniz için yanlış bilgilendirilmiş, korkmuş ve koyun gibi olmanızı istiyorlar.
Eles querem-vos mal informados, assustados e doceis, para que continuem a ignorar as suas acções assassinas.
Barakasına dönmeye çalışan korkmuş bir adam olabilir.
Diz o gajo que se assustou à pouco na cabine.
Korkmuş durumda.
- Apavorada.
Korkmus sanirim.
Assustado... Acho.
Biliyorum, korkmuş olmalısın.
Eu sei, sei que foi assustador.
Korkmuş.
Está aterrorizada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]