English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ K ] / Kötü

Kötü traducir portugués

118,675 traducción paralela
Dünyadaki en kötü istilacılar listesinde yer almaktadırlar.
Eles estão na lista das piores pragas do mundo.
Şu ankinden daha kötü olamaz.
Pior é impossível.
Kötü hissettiğinle kalıyorsun.
Sentimo-nos mal e pronto.
Kötü fikir.
Isso é uma má ideia.
Bir papaz olarak kötü şeyler yapmış olanlarınıza kucak açmamı istiyor.
Como pastor está a implorar-me para aceitar aqueles de vocês que podem estar a cometer maus atos.
Kötü durumda olduğu anlamına gelmez.
Isso não significa que não esteja bem.
Bir kere de kötü çocuk ol.
Seja rebelde uma vez na vida.
Sana söylemem lazım, çok kötü bir şey oldu John.
Aconteceu algo muito grave, John.
Gerçekten çok kötü bir şey oldu.
Algo mesmo muito grave.
Gerçekten çok kötü bir şey yaptı ve biz elimizi çabuk tutarsak yakayı sıyıramayacak.
Ele fez algo muito grave e, se formos rápidos, não se vai conseguir safar.
Durumu gerçekten kötü.
Mesmo mal.
Kötü polisi mi oynayayım?
Queres que seja o polícia mau?
Bir sürü kötü insan var ve ben vaftiz törenine bir sigorta poliçesi gözüyle bakıyorum.
Há pessoas más por aí e gosto de pensar que um batizado é uma segurança.
Yaptığın en kötü şey ne?
Qual foi a pior coisa que fizeste?
En kötü şeyi sordum.
A pior coisa?
O kadar mı kötü?
Assim tão mau?
Senin gibi tatlı bir şey nasıl bu kadar kötü kokutabilir Rocky?
Como é que alguém tão giro cheira tão mal?
Bir kız için bu zor olmamalı... Kötü bir yarı tanrı kürtajı yapmak için.
Não devia ser tão difícil fazer o aborto de um semideus malévolo.
Ama hepsi, "Bebek çok kötü. " Daha fazla insana zarar verebilir. "
Mas ela disse que o bebé era malévolo e que podia fazer o mal.
Kötü para ödemek istiyorsan, ona çağırmasını söyle.
Se quer tanto receber dinheiro, ela que cancele o que fez.
Elbette ona güvenerek gelen insanlar için kötü hissediyorum ama...
Tenho pena das pessoas que contavam com ela, mas...
Ona çok kötü davrandın ve kendinden utanmalısın.
Tratou-a muito mal e devia ter vergonha.
Bize böyle bir gece hazırladılarsa durum kötü.
Nunca organizarão uma noite destas para nós.
John'un Marco'yu öldürdüğüne dair çıkışlar yapmak da yok çünkü böyle bir durumda, olabilecek en kötü şekilde siki tutmamıza neden olursun.
E não há nenhum acesso de raiva sobre o John ter matado o Marco porque isso nos fode da pior forma possível.
Bundan daha kötü değil.
Não pior do que isto.
O gecenin öncesinde ne kadardır kötü alışkanlıklardan uzak kalmıştınız?
Quanto tempo esteve sóbrio antes dessa noite?
Çok kötü kavga etmiştik, o da kalmak için başka yere gitmişti.
Nós tínhamos discutido e ele tinha ido não sei para onde.
Kevin kürsüdeyken o avukat hakkımızda çok kötü şeyler söyledi.
A advogada disse coisas horríveis sobre nós quando o Kevin testemunhou.
Kötü şekilde yaralanmıştı.
Ficou gravemente ferido.
O günden sonra içimde hep kötü bir şeyler olacak hissiyle yaşadım.
Desde então, tenho esperado sempre que aconteça algo mau.
En kötü Camelot'a geri dönersin.
O pior que pode acontecer é voltares para cá.
Dünyanın en kötü dergileri bunlar.
São as piores revistas do mundo.
Aslında bence bu kötü bir fikir.
Acho que é má ideia.
Bence bu çok kötü bir fikir.
Acho que é muito má ideia.
Birkaç kez nişanlanmış ve çok kötü davranışlar sergilemiş.
Vejo vários noivados falhados, algum mau comportamento.
Hangisi daha kötü bilemiyorum.
Não sei o que é pior.
Tüm o kötü muamele görüp terk edilmiş çocukları alarak.
A acolher aqueles miúdos abandonados e maltratados.
- Evimiz kötü hatıralarla dolu.
A nossa casa está assombrada.
Kötü şeylerin senin yüzünden gerçekleştiğine lanetli olduğuna veya o iblis saçmalıklarının hiçbirine inanmıyorum ama.. ... Holly inanıyor.
Não acredito que aconteçam coisas más por estares amaldiçoado nem nada dessas tretas demoníacas, mas a Holly acredita.
Kocanın inandığı gibi hareketlerini kontrol eden kötü bir gücün etkisinde değildin.
Não foi possuída por uma forma maléfica que controlava as situações como o seu marido pensa?
Zamanlama bu kadar kötü olabilirdi ancak.
Podia ter tido mais sentido de oportunidade.
Şef seni kötü hırpalamış.
O chefe deu-te uma valente coça.
Kötü haber de şu : Muhtemelen 35 yaşına kadar bakir kalacaksın.
A má notícia é que talvez continues virgem até aos 35 anos.
Evet, zor bir başlangıç oldu ama bence en kötü kısmı geride kaldı.
Sim, tivemos uns problemas. Mas acho que o pior já passou.
Cehennem gibiydi. Cehennem çok soğuk ve ıslak olsaydı... Kötü bir su baskınının ardından büyükannenin küflü odası gibi.
Foi infernal, se o inferno fosse frio e molhado, como a cave bolorenta da tua avó depois das cheias.
Bu, hayatımın en kötü günü ve bir türlü bitmiyor.
É o pior dia da minha vida e não consigo que acabe.
Bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi?
Isso é bom ou mau?
Oh, bu kötü.
Que mau.
Kötü mü?
Não, não é grave.
Hiç sana kötü muamele yaptım mı?
Alguma vez te tratei mal?
Ölemeyecek kadar kötü kalpli.
Demasiado mau para morrer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]