English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ L ] / Lütfen

Lütfen traducir portugués

176,035 traducción paralela
Lütfen efendim.
Por favor, senhor.
Şurayı imzalayın lütfen.
Assine aqui, por favor.
Lütfen buyurun, oturun.
Por favor, sentem-se todos.
Arkadaşlar, dinler misiniz lütfen?
Senhores, dão-me a vossa atenção?
Lütfen kalkmayın.
Por favor, não se levantem.
Sıradaki soru lütfen.
A próxima pergunta, por favor.
Lütfen buyurun.
Por favor, sentem-se.
Seth, lütfen endişelenme.
Seth, por favor, não se preocupe.
Lütfen buyur, otur.
Por favor, sente-se.
Lütfen, buyur, otur.
Por favor, sente-se.
- Julia, lütfen buyur.
- Julia, por favor, entre.
Arkadaşlar, lütfen oturun. Lütfen...
Sentem-se todos, por favor.
Evet. Ajan Hannah Wells lütfen.
A agente Hannah Wells, por favor.
Kapıyı açar mısınız lütfen?
Pode abrir esta porta, por favor?
Kimble, lütfen gir.
Kimble, faça favor.
Lütfen Alex de bana.
Não, por favor, trate-me por Alex.
Kimble, lütfen.
Kimble, por favor.
Buyurun lütfen.
Por favor.
Lütfen ülkemin iç meselelerinin küresel hedeflerimizi etkilemesine müsaade etmeyin.
Por favor, não permitam que os problemas internos do meu país interferiram com os nossos objetivos globais.
Sadece rica ediyorum, lütfen bu haberi şimdi yayımlama.
Estou a pedir-lhe, por favor, que retenha o seu artigo.
Hadi ama lütfen.
Vá lá, por favor.
Lütfen, biraz daha kal.
Fica mais um pouco.
- Söndürür müsün, lütfen? - Tamam, tamam.
- Podes apagar o cigarro?
- Otursana, lütfen.
Sente-se, por favor.
Sadece naneli çikolatalı kurabiye lütfen. Tamamdır, o iş bende.
Traz-me só o balde de gelado.
Dur lütfen. Ben...
Para.
Kevin, masadan in lütfen. - Masadan aşağı.
Kevin, sai de cima da mesa.
Lütfen, Sasha'ya selamlarımı ilet.
Manda cumprimentos à Sasha.
" Sevgili Tess ve Annie, biliyorum şu anda biraz üzgünsünüz, ama lütfen gülümsemeye devam edin.
"Queridas Tess e Annie, " sei que estão um pouco tristes, " mas eu quero devolver-vos os sorrisos
Mutfak, lütfen.
- Para a cozinha, por favor.
Ayrıca lütfen, Kevin ve Sophie'yi bodrum katında yalnız bırakma.
E, por favor, não deixes o Kevin e a Sophie sozinhos na cave.
- Mm-mm. Oğlumuzdan bahsederken emme kelimesini kullanma lütfen.
Não uses essa palavra quando falares do nosso filho.
Ama kimse izlemeye gelmeyecek, eğer siz gidin de izleyin demezseniz, bu yüzden size yalvarıyorum, lütfen... bize bir şans daha verin.
Mas ninguém a irá ver se o senhor não a recomendar. Assim, imploro-lhe, por favor. Dê-nos outra oportunidade.
Lütfen rahatınıza bakın.
- Sirvam-se.
Herkes dikkat lütfen.
Atenção, pessoal.
Gel buraya, konuş benimle. Lütfen, şimdi değil.
Por favor, agora não.
Toby, lütfen. Lütfen.
Não, Toby!
Lütfen biraz daha kal.
Fica apenas mais um pouco.
Kate ile konuşabilir miyim, lütfen?
Posso falar com a Kate, por favor?
Cenazeye gelemediğin için kendini hırpalamaktan vazgeç, lütfen.
" Para de te culpar por não teres vindo ao funeral.
Kaşık dolusu içemem. Lütfen.
Com a colher cheia não consigo.
- David, lütfen.
David, por favor.
- Lütfen, hayır! Hayır! - Sarı haptan içti bugün.
- Ele está no amarelo.
- Canını yakmayın. - Hayır, lütfen!
Não o magoes.
Lütfen!
Por favor!
Lütfen bekle.
Por favor, espere.
David, gerçekten sakin olmanı istiyorum. Lütfen bu düğmeye basmak zorunda bırakma beni.
David, preciso que se acalme, e, por favor, não me faça apertar este botão.
Lütfen Sydney, bilmem gerekiyor.
Eu preciso saber.
Lütfen.
Por favor.
Kes artık, lütfen.
- Por favor, para.
Lütfen...
Por favor, eu só...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]