English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ N ] / Nisanlım

Nisanlım traducir portugués

2,516 traducción paralela
Bir süreliğine iptal olmuştu. Çünkü nişanlım babasının yatındayken korsanlar tarafından kaçırılmıştı.
Adiámos por uns tempos, porque o meu noivo estava no iate do pai e foi capturado por piratas.
Sana söyleyecektim, hatta söylemeye çalıştım ama nişanlın ve aramızdaki gerilim...
Ia dizer-te, aliás tentei dizer-te. - Mas pela tensão entre nós...
Harika bir işim, harika bir nişanlım var.
Tenho um óptimo emprego, uma noiva bestial...
Vince'in bu işe bulaşmasını istemiyordum şimdi de nişanlımın vaftiz babasının parasını da mı bu iş için riske atmasını istiyorsun?
Não queria envolver o Vince nisto e queres que fale ao meu patrão, padrinho da Sloan, para arriscar?
Eski nişanlım.
Já estivemos noivos.
Şimdi üç haftayı beraber film çekerek harcayabiliriz ve ben de senin eski nişanlın tarafından sikilmeni izlemek zorunda kalmayacağım.
Agora podemos passar três semanas juntos a gravar um filme e não tenho de ver-te num filme a ser comida pelo teu ex-namorado.
Şu birlikte olduğun kadın... Nişanlın mı?
A mulher com quem está é a sua noiva?
Nişanlım değil.
Ela não é minha noiva.
Nişanlımı bırak!
Larga a minha noiva!
- Hanna, bu Isabel. Nişanlım.
Hanna, esta é a Isabel, a minha noiva.
- Nişanlın mı?
Noiva?
Nişanlımın yaşadığı yerde.
Em Londres. Onde meu noivo vive.
Rehin alınmıştım ve nişanlım beni terkediyordu.
Eu tinha sido mantida como refém e o meu noivo ia deixar-me.
"Anne, bu Logan nişanlım."
"Mãe, este é o Logan o meu noivo."
Nişanlı mı?
- Noivo?
Eşim, nişanlım. Artık sadece an meselesi, değil mi?
Companheiro ou noivo, é apenas uma questão de tempo.
Ya da nişanlım. Her neyse işte.
Ou noivo, ou seja o que for.
çünkü senden hoşlandım ve benim çuvallamış bir çocuk gibi 16 yaşında ve nişanlı biri olduğumu düşünmeni istemedim. Lux, bak, üzgünüm.
Talvez tenha mentido porque gostei de ti e não queria que pensasses que eu estava noiva e que tinha 16 anos, como se fosse uma daquelas raparigas problemáticas.
Nişanlısıyım.
Sou o noivo dela.
Evet, nişanlısının biraz yardımı oldu.
É, teve uma ajudinha da noiva.
Gerçekçi olmayan fahişelik suçlamalarıyla nişanlımı tutuklamanın eğlenceli olduğunu düşünmüştü.
Ele achou que seria divertido prender a minha noiva por alegada prostituição.
O duygular benim nişanlımı öldürttü.
Foi isso que levou o meu noivo à morte.
Eski nişanlım.
O meu ex-noivo.
Lüks sosyetede tanınmayan bir adamla nişanlıyım ve bu düşük sınıf müzik salonunda çalışıyorum.
O meu noivo é bastante conhecido na alta sociedade... e não sabe que trabalho nesta espelunca.
Bunlar "Nişanlımın çalıştığı hastane" den.
São do onde-a-minha-noiva-trabalha Memorial.
Aslında yıllar önce onunla nişanlıydım.
Éramos noivos, na verdade, há alguns anos.
Bana acının ne olduğundan söz edemezsin çünkü nişanlım benim kollarımda öldü.
Não ouses falar sobre mágoa, pois o meu noivo morreu nos meus braços.
Peki nasıl oldu da nişanlın olay yerine geldi? Ne, Alena mı?
Como explica a sua noiva estar lá?
Tamam, ben herkes değilim. Senin nişanlınım.
Eu não sou uma pessoa qualquer, sou o teu noivo.
Bölüm'ün en iyilerinden birisi tarafından korunuyordu nişanlımı öldüren bir suikastçi.
Era guardado por um dos melhores agentes da Divisão. Um assassino que matou o meu noivo.
Aranızda nişanlı olan var mı?
Há aqui mais alguém que se vá casar?
O benim nişanlım.
É minha noiva.
İyi akşamlar. Bir ay önce, nişanlım beni evimin önünde indirdikten sonra... yanımdan geçen bir aracın şoförü... bana cinsel tacizde bulundu.
Boa noite. um motorista passou por mim e assediou-me sexualmente.
Böylece annem, nişanlım ve ben arabanın önüne tıkıştık... ve tacizci arka koltuğa prensesler gibi yayıldı. Bu masalın sonuna gelince... herkes davadan vazgeçmem için bana baskı kurdu.
a minha mãe e o meu noivo fomos juntos nos bancos da frente e o assediador estava deitado como um príncipe no banco de trás. todos me pressionaram para desistir da queixa.
Fırtınada iyi adamı oynuyorum. Kurbanın nişanlısıyım.
Sou o noivo da vítima.
Sevgili Maria, nişanlın var mı?
Maria, tem namorado?
Bununla benim nişanlım ol, her şeyim ol.
Sê minha noiva com isto, a minha riqueza.
Benim nişanlım ol.
Que sejas a minha esposa.
Adım Gwen Conliffe, kardeşiniz Ben'in nişanlısıyım.
Meu nome é Gwen Conliffe, e estou noiva do seu irmão, Ben.
Merhaba, nişanlım.
Olá, noiva!
- Sarah, nişanlımla tanışmış mıydın?
- Sarah, já conheces a minha noiva?
Nişanlın mı?
Noivo?
Yalnız değilim, nişanlıyım.
Não sou solitária. Estou noiva.
Nişanlın biraz da olsa kendini yalnız hissetmeye başlamamış mıdır?
O teu noivo não está a começar a sentir-se um pouco solitário?
Sen benim nişanlımsın, tamam mı?
Finja que é meu noivo.
O benim nişanlım.
Ela é a minha noiva.
Haber iyiyse nişanlım anlayış gösterecektir.
Se significar um bom furo, o meu noivo vai entender.
Nişanlım yaptıklarımı öğrendi ve neredeyse onu kaybediyordum.
A minha noiva descobriu e quase que a ia perdendo.
Aldığım maaşla insanın ihtiyaçlarını karşılaması çok zor. Nişanlım da beni kendi kız kardeşiyle aldattı.
É tão difícil com o que ganho para pagar o meu próprio material, e o meu noivo que me enganou com a irmã.
Nişanlısıyım.
Sou noivo dela.
Nişanlım.
É meu noivo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]