Sana bir şey diyeceğim traducir portugués
110 traducción paralela
Derhâl yola çıkacağım ama sana bir şey diyeceğim Tommy ile konuşur musun?
Vou já para aí, mas falas com o Tommy?
Sana bir şey diyeceğim.
Digo-lhe o que vou fazer.
Sana bir şey diyeceğim.
Tenho uma coisa para te dizer.
Jack, sana bir şey diyeceğim.
Jack, vou dizer-te uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim evlat.
Sabes que mais, filho?
Sana bir şey diyeceğim suratımdaki keçi kıllarından kurtulsam kesinlikle daha iyi hissedeceğim.
Bem, deixa-me dizer-te, isto soube mesmo bem tirar aquele pêlo de cima de mim.
Peki, sana bir şey diyeceğim.
Bem, agora eu vou dizer algo.
Jimmy, sana bir şey diyeceğim.
Jimmy, deixe eu dizer uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim.
Tenho que dizer-te uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim J.D.
Eu digo-te uma coisa, J.D.
Sana bir şey diyeceğim, Drusus.
Vou dizer-vos uma coisa, Druso.
Sana bir şey diyeceğim.
Posso dizer-te uma coisa?
Bu kişinin ben olmayacağı kesin. İkimizden biri olacak ve sana bir şey diyeceğim bak :
Tem que ser um de nós... e lhe digo, você teve toda a diversão naquele comboio... enquanto eu tive de aguentar aqueles selvagens.
Bak sana bir şey diyeceğim.
- Deixa que te diga uma coisa.
Dinle! Sana bir şey diyeceğim.
Deixe dizer-lhe algo.
Sana bir şey diyeceğim, dostum.
Eu quero dizer-te uma coisa, colega.
Çavuş Lassard, sana bir şey diyeceğim.
Vou dizer uma coisa, Sargento Lassard.
Sana bir şey diyeceğim. Bizi bu adi işe bulaştıran herif.
Quem nos tramou tem muito boas relacões!
Sana bir şey diyeceğim.
Quero dizer-te uma coisa.
- Sana bir şey diyeceğim.
- Vou dizer-te uma coisa.
Geri çekiliyorum ama sana bir şey diyeceğim.
Bem, não vou insistir, mas devo dizer-te uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim Roberto.
Deixa que te diga algo, Roberto.
- Dinle pis sürtük... sana bir şey diyeceğim.
- Ouve, sua puta, vou dizer-te uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim.
Tenho de te dizer uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim.
Deixa-me dizer-te uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim.
Ouve, esquece o tigre.
Sana bir şey diyeceğim.
Tenho algo a te dizer.
Sana bir şey diyeceğim sanırım sen daha fazla sertsin.
Sabes? Deixa-me que te diga que acho que tu é que és demais.
Hem sana bir şey diyeceğim.
Eu vou dizer-te uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim.
Digo-te uma coisa.
- Sana bir şey diyeceğim.
- Tenho uma coisa para te contar.
Sana bir şey diyeceğim Ray...
Sabes, vou-te dizer uma coisa, Ray.
Ama bilmelisin ki senin için bu hayatı istemezdi. Sana bir şey diyeceğim.
Mas sabes que ele nunca quis esta vida para ti... e digo-te mais.
- Bak, sana bir şey diyeceğim.
- Deixa-me dizer-te uma coisa.
Sana bir şey diyeceğim doktor.
Doutora, escute.
Sana bir şey diyeceğim.
Digo-te uma cena.
Şimdi sana bir şey diyeceğim.
Vou dizer-te uma coisa :
- Evet. Sana bir şey diyeceğim. Ona çarptığımızı bile sanmıyorum.
Pois olha que nem sequer o atingi.
Sana bir şey diyeceğim...
Digo-te uma coisa...
Yine de sana bir şey diyeceğim. Bir kadın, sen değil varsayımsal bir kadın benimle bütün bunları yaşasaydı bence ona çok iyi bir koca olurdum. Çünkü, iyi yaptığım şey bu.
Se uma mulher imaginária, não tu, passasse por tudo isto comigo, eu dava um marido maravilhoso, seria bom nisso.
Böyle bir şey olmadan sana hoşça kal diyeceğim.
Então, antes que isso aconteça vou-me despedir.
Rocco sana önemli bir şey diyeceğim.
Rocco! Quero dizer-Ihe uma coisa importante.
Bir şey diyeceğim sana. Gelsene.
Gostaria de falar com você.
Sana benimle ilgili öyle tuhaf bir şey diyeceğim ki, inanmayacaksın.
Vou dizer-te uma coisa... sobre mim, tão estranha que nem vais acreditar.
Sana ne diyeceğim- - Ben bir şey yapmadan önce silahı bana doğrultmana izin vereceğim.
Fazemos o seguinte, deixo-te segurares na arma antes de eu fazer alguma coisa.
Jordan sana bir sey diyecegim.
Sabe Jordan, vou-lhe dizer uma coisa.
Bak sana bir şey diyeceğim yakışıklı.
deixa-me dizer-te uma coisa, bonitão.
Bak sana ne diyeceğim, aziz peder. Biz senin payınla yapacak bir şey buluruz. - Buna amin derim.
O que eu te posso dizer, reverendo, é que havemos de descobrir o que fazer com a tua parte.
Sana diyeceğim bir şey var.
Tenho uma coisa a dizer-te.
pekala Tracy, sana ne diyeceğim işte kartım. Değişik bir şey görürsen, beni ara. Gündüz veya gece.
está bem tracy, fazemos assim. tá aqui o meu cartão, se vires alguma coisa de anormal, liga-me, dia ou de noite.
Belki Candace'dir, belki de buraya geri döndüğümüz için ama aklında kalması gereken bir şey var ve bunu mezun olduğun halde diyeceğim ofisimin kapısı sana hep açık.
Olha, talvez seja a Candace, ou talvez seja por estares de volta, mas percebo que estás preocupada, e só quero dizer que, apesar de teres acabado o liceu, a minha porta está aberta para ti.
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir şey söyleyeyim 221
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135