English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Ya bak

Ya bak traducir portugués

4,740 traducción paralela
Olduğun yerde kal! Yukarıya bakın!
- Fica onde estás!
Cevap hayırsa aşağıya bak.
Olhe para baixo se a resposta é não.
- Ne var? Kapıya bak.
- Abre a porta.
Şu enkazın durduğu açıya bak.
Olha para o ângulo do choque.
Kapıya bak.
Vigia a porta.
SONDRA'ya bak...
Olha para a SONDRA...
Aşağıya bakınca kendi göbeğimi görmek hevesimi kaçırıyor.
Olhar para baixo e ver a minha barriga faz-me perder a tusa.
Aşağıya bakıp senin harika beyaz göbeğini görmek benim de hevesimi kaçırırdı harbiden.
Olhar para baixo e ver a tua barriga pálida também me tirava a tusa.
Kapıya bak.
Olha a porta.
Aşağıya bak, hadi.
Baixa apenas a cabeça. Olha para baixo, vamos.
Biraz daha aşağıya bak.
Vai mais fundo.
Kerataya bak ya, beni bile yazmış ha.
O safado até me incluiu.
Bak, anlıyorum, Haley'i California'ya götürmek zorundayız ama bunu yapmamamız için de ortada hiçbir sebep yok.
Olha, entendo que temos de levar a Haley para a California. Mas isto... Não há razão para não fazermos isto também.
Bak, Bauer beni kulede sıkıştırdığında Başkan Heller'a karşı bir saldırıyı durdurmak için Londra'ya geldiğini söyledi.
Quando o Bauer me encurralou no bloco de apartamentos, disse que estava em Londres para impedir um ataque ao Presidente Heller.
Londra'ya gelmemizden önceki gün ofisimde oturmuş güzel bir kadının masamın üstündeki resmine bakıyordum.
Na véspera de virmos para Londres, eu estava no meu escritório, a olhar para uma fotografia de uma linda mulher.
Burada nereye bakarsanız bakın tarifsiz bir güzellikle karşı karşıya kalıyorsunuz.
Olha a tua volta em qualquer direção e verão uma indescritível beleza.
Bak ya, bu herifi tanıdım.
Reconheço este mano.
Bak ne diyeceğim, peki ya senin bölgendeki iki Gazi hastanesi...
E se os dois hospitais militares no teu distrito...
Bakın, size yardımcı ya da gidiyorsun?
Olha, vai me ajudar ou não?
- Köpeği niye bakıcıya bırakıyorsun?
Porque pões este cão num centro de dia?
Bak ya. Ne?
- Calma lá.
Şuna bak ya!
Olhe para isto.
İşe bak ya.
Meu Deus.
Bak ya.
Valha-me Deus.
- Bakıcıya ihtiyacım yok.
- Não preciso de ama.
Nadiren başını kitabından ya da lanet olası bilgisayarından kaldırdığında bana sanki bir hayaletmişim gibi bakıyorsun.
Quando você afasta a vista do livro ou do maldito computador? Você olha através de mim como se eu fosse um fantasma.
Bazı eski dosyalara daha aydınlık bir açıdan bakıyorum, anlarsın ya.
Estive a rever alguns casos mais antigos... de uma perspectiva mais iluminada, se me entendes.
Bak, buraya konuşmak ya da aramızı düzeltmek ya da aklında başka her ne varsa onun için gelmedim.
Olha, não estou cá para falar ou saber de novidades, nem nada disso.
Şu surata bir bakın, hiç tehlikeli bir yırtıcıya benziyor mu?
Acham que tem ar de predador perigoso?
Sadık arkadaşı olmanı anlıyorum ama bakıcıya ihtiyacım yok.
Olha, eu entendo que és a companhia leal dela, mas eu não preciso de um cão de guarda.
Bak, Ali. Bize ya güven ya da güvenme.
Olha, Ali, confias em nós ou não.
Bakın, meni ya da değil, önemli olan Doug'ın ruh eşini bulmuş olması.
Ouve, esperma ou não, o importante é o Doug ter encontrado a alma gémea dele.
Bakıcıya gerek yok.
Não preciso de uma ama.
Yok ya. Bak bakalım annene kim yazıyor?
Adivinha quem está de conversa com a tua mãe, o Eddie Nero.
Eğer senin manyak ablan, o kafir onu Barcelona'ya götürmeseydi Luna hayatta ve Eloy ile kızına bakıyor olurdu.
A Luna estaria viva e a tomar conta da sua filha com o Eloy, se a louca da tua irmã, aquela herege, não a tivesse levado para Barcelona.
- Bak, kulüpteki kadın vardı ya.
Sabes, aquela tipa do clube de sangue?
Bak, tutulduğu zaman, ki belirli ölçüde kullanıcıya ulaştığında tutulacak Pied Piper telif hakkı olan bir eseri ihlal edip etmediğini görmek için tüm dünyadaki kayıtlı müzikleri tarayıp eşleştirme yapacak.
Quando fizer sucesso, e vai fazer assim que chegar a uma massa de utilizadores, O Flautista vai ser capaz de procurar correspondências, de músicas gravadas e vai dizer se infringe os direitos autorais.
Bak, benim City Plaza'ya gitmem gerek.
Tenho de ir para a City Plaza.
Katil Tanrı'ya mı bakıyor?
O assassino esta a olhar para Deus?
Kendine kahraman, bize de tip diyor, adama bak ya.
- Chama herói a si e tipo a mim.
Bak şimdi, akıntılı bir nehre düşmüşsen yapılacak en akıllıca şey kendini akıntıya teslim etmek, bırakmak.
Se cair num rio com correntes rápidas, o mais sensato a fazer é deixar-se ir com a corrente.
Bak görüyor musun, yine yollamamış zibidi ya.
Mandrião, ainda não mandou nada.
- Bak, Tommy kızla sayıya gidiyor.
- Yeah. Olha o Tommy a bater o couro a esta rapariga, huh?
Ya, arkasına da bir bak.
Vê o verso.
Bak sen şu Kaptan Sorumlu'ya.
Olha para ti, o capitão responsável.
Bak, Damon'un Elena'ya gerçekten iyi geldiğini düşünsem seve seve yardım ederim. Ama düşünmüyorum.
Ouve, adorava ajudar se achasse que ele era bom para ela, mas não acho.
Burada taş sallasak bir cadıya denk geleceğinden eminim. Bak. Al.
Tenho a certeza que se atirarmos uma pedra vamos acertar numa bruxa.
Yani Elena'ya iyi bak.
Por isso... Toma conta da Elena.
Bay Havalı'ya da bak sen.
Olha o Sr. Finório.
Yani bakım evi çalışanlarından birinden gelecek olan kötü bir soru iyi niyetli bir anne ya da babanın tüm imajını yıkabilir. Bakıcı anne ve babadan bahsediyorum tabi.
Ou seja, uma pergunta mal feita de um assistente social pode destruir a vida de alguns pais bem intencionados... pais e mães adoptivos, claro.
Şuna bakın bir de, şüphelinin Amerika'ya uçak bileti almak için kullandığı kredi kartını inceledik.
Verificámos o cartão de crédito que o nosso suspeito usou para comprar a passagem de avião para os EUA.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]